“Affetmek, en büyük intikamdır!” affetmek sizce de en büyük intikam mıdır?

Affetmek, en büyük intikamdır!” affetmek sizce de en büyük intikam mıdır? Ya da soruyu şöyle sorayım; haksızlığı kabullenip sessizce hakkın yerini bulacağı günü beklemek mi, doğru olanı ispatlamak için intikam almaya çalışmak mı? İnsan haksızlığa uğradığında bir şekilde tepki vermek üzerine yaratılmıştır. Bu kimi zaman kişinin tüm hayatını etkileyeceği bir olay ya da konudur kimi zaman da ufak bir meseleden ibarettir. Doğrular yanlışlar kişiden kişiye değişir. Sizin doğrunuz birilerinin yanlışı, birilerinin doğrusu da sizin yanlışınızdır. ‘Herkes kendi hayatının başrolüdür’ mottosundan yola çıkarsak önemli olan başkalarının doğrusu değil sizin doğrunuzdur zaten. Herkesi aynı anda mutlu ve memnun etmek imkansızdan hallicedir. Ancak bu eleştirilmeyeceğiniz anlamına da gelmez. Eleştiri de güzeldir aslında. Tabi eleştirinin de yerinde ve saygı çerçevesinde olanı makbuldür. Çünkü yıkıp dökerek yapılan eleştiri, eleştiri olmaktan çıktığı gibi hadsizlik boyutunda değerlendirilebilir. Bazen söylediğiniz ya da yaptığınız şeyin bambaşka bir şekilde karşınıza çıktığını görürsünüz. Aslında yapmak ya da anlatmak istediğiniz o değildir ama konu arka planda öyle bir şekil değiştirip önünüze sunulmuştur ki sadece şaşırırsınız. Böyle durumlarda çok seçeneğiniz olmaz. Ya kendinizi anlatmak için dil dökeceksiniz (çoğu zaman tam anlamıyla etkili olmaz) ya da intikam planları yaparak karşınızdakini size bunu yaşattığı için pişman etme yoluna gideceksiniz. Doğruyu göstermek için seçtiğiniz bu yolların ikisi de ilk aşamada olmasa da bir gün mutlaka birbirinden kötü sonuçlara neden olacaktır. Kendinizi anlatmaya çalıştığınızda genellikle karşı taraf aksini düşündüğü fikri doğrularcasına konuşacak ve olay daha da içinden çıkılmaz bir hal alacaktır. Bu kendinizi yormaktan başka bir şeye yaramaz. İntikam ise kelimenin tam anlamıyla çirkinliktir. Yanlışa bir yanlış da siz eklerseniz, yanlışlar zincirinin bir gün elinize ayağınıza dolanması kaçınılmaz olacaktır. Peki, haksızlığa uğradığımızda ne yapalım, sessizce bekleyelim mi? Evet, hep olduğu gibi zaman burada da en doğru çözüm olacaktır. Çünkü hayatın bazı gerçekleri var, bunlardan en gerçeği de karma… Sizi haksızlığa uğratan kişi veya kişiler zaman içinde yaptıkları hatayı anlayacak ya da bugün değilse bile bir gün mutlaka size yaşattığını yaşayacaktır. Esas düşünmeniz gereken o zaman ne yapacağınız… Herkesin farkında olmadan ya da bilerek telafi edilemez yaralar bırakan insanlardan oluşan bir kara listesi olmalı bence. Bu listeye girenlere de ona göre davranmalı liste sahibi. Affetmeyin demiyorum, affetmek bir seçenek değil olması gerekendir çoğu zaman ama aldığınızdan fazlasını verdiğiniz insanlarsa eğer bu kara listedekiler, bir yerlerde yanlış yapan onlar değil sizsinizdir. Hayata insan katmak zordur ama insan çıkarmak daha da zordur. Bu insan varlığıyla yokluğu bir olan uzaktan bir isim de olabilir en yakınınız da… Yeri geldiyse eğer; hayatınıza aldığınız gibi kapılarınızı kapatmayı da bilmelisiniz. Emin olun, hayat sizi düşünmeden tek seferde değersizleştiren insanlar uğruna sayılı nefesinizden vermek için çok kısa…