Her akşam hemen hemen aynı saatlerde Sağlık Bakanımız Sayın Dr. Fahrettin Koca’nın sosyal medyadan korona virüs ile ilgili güncel istatistik verileri paylaşmasını bekliyoruz. Ülke olarak her an gözüm...

Her akşam hemen hemen aynı saatlerde Sağlık Bakanımız Sayın Dr. Fahrettin Koca’nın sosyal medyadan korona virüs ile ilgili güncel istatistik verileri paylaşmasını bekliyoruz. Ülke olarak her an gözümüz kulağımız devlet erkanından gelecek yeni önlem ve düzenlemelerde. Peki, bu hayatımızı alt üst eden korona endişesi ruhsal sağlığımızı nasıl etkiliyor? Elbette çoğumuz olumsuz etkileniyoruz. Kaygımız, korkumuz her geçen gün şiddetleniyor. Ancak normal seviyedeki endişelerimiz kontrolden çıkarsa psikolojik rahatsızlıklar da kaçınılmaz oluyor. Hatta korona virüs endişesinden kaynaklanan rahatsızlığın adı bile konuldu: Koronafobi Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan geçtiğimiz günlerde korona virüs korkusunun yeni bir psikolojik vaka ortaya çıkardığı açıklamasında bulundu. Tarhan, kişiye koronafobi teşhisi koymak için üç tepkinin olması gerektiğini söylüyor. Solunum tepkisi vermeyen kişilerden kaçınmak, solunum belirtisi vermeyen kişilerin yanında maske takmak ve böyle bir durumda tamamen sosyal teması kesmek. Bu üç belirti varsa koronafobi başlamış diyebiliyoruz. Fobi olması için kaçınma davranışının olması, kişinin aşırı duyarlı olması ve fobiyi ortaya çıkaran durumla ilgili aşırı bir zihinsel uğraşta olması gerekiyor. Tarhan’ın açıklamasına göre; koronafobi ilerledikçe de korona paranoyasına dönüşüyor, şu anda halk dillinde koronayak yani paranoyak gibi bir tabir söz konusu. Koronayak olan kişilerde de yine üç ana belirti gözlemleniyor. Kişi tamamen ürkek hareket ederek, orantısız tepkiler veriyor hatta bununla ilgili şakayı dahi kaldıramıyor. Yani birey, aile bağlarını koparıyorsa, her insana şüpheyle yaklaşıyorsa, her insana bana virüs bulaştıracak, bana kötülük yapacak diye düşünerek koronaya tehdit algısıyla yaklaşıyorsa paranoyaklaşıyor demektir. Korona virüs tehlikesi azaldıktan sonra da korona korkusunun devam etmemesi için endişeleri kontrol altında tutmak gerekiyor. Ne yazık ki tüm insanlığı evlere bağlayan korona virüsün, tamamen yok olmasa da tehdidinin azalacağı kesin bir tarih yok. Kısacası virüse karşı alınan kişisel ve toplumsal tedbirlere önem vererek bir süre daha kendisiyle yaşayacak olduğumuz fikrine alışmak ve korkuların kalıcı psikolojik hasarlar bırakmaması için kontrollü olmak gerekiyor. Yoksa korona virüsten sonra yeni kabusumuz koronayaklık olacak.