İletişimciyiz ya, bu yüzdendir belki de psikolojiye merakımız. Bu yüzdendir, ağızdan çıkan kelimelerden çok karşımız...

  İletişimciyiz ya, bu yüzdendir belki de psikolojiye merakımız. Bu yüzdendir, ağızdan çıkan kelimelerden çok karşımızdakinin beden diline inanmamız. Bugünkü küstahlığımı mazur görün, birkaç tespit yapmadan geçemeyeceğim. Bir masa saatinin çalışmasını izler gibi gözlemleriz insanları... Tik tak tik tak... Biliriz; parmak çıtlatan sabırsız, büyük hareketlerle konuşan da toy ve beceriksizdir. Şaşırma mimiği aslında 1 saniyedir. 1 saniyeyi geçen şaşırma, sorgulamaya girdiği için roldür. Bir klinik psikolog ya da psikiyatr kadar olamasak da belki bir tiyatro oyuncusu kadar biliriz karakterleri. Otobüsten inmeye hazırlanan öğrencinin hangi parmağıyla düğmeye bastığından yola çıkarak yaptığımız karakter analizlerimize ne demeli. Neymiş; yalan söyleyen biri gözlerini kaçırırmış, omzundaki hayali tozları silkelermiş... Hikaye bunlar. Artık birçok kişi iyi birer hayat oyuncusu. Gözümüzün içine bakarken bizi çiğ çiğ yiyecek kadar hem de. Gözünden tanıyamasak da, lafı gereksiz yere uzatmasından anlarız yalancıyı. Ya taktikler... İnsan ilişkilerinin tamamında bu yok mu? Bencil, hatta narsist kişilik özelliğine sahip bu kişilerin tavırlarını bazı ilişki koçlarının tavsiyelerinde de bulabilirsiniz. Taktikler ve oyunla ilişki kuracağını sanan biri, ilişkiyi bir rekabet ve yönetme alanı olarak algılayan, aslında benliğine yabancı, biriyle gerçek bir bağ kurmanın ne olduğunu bile bilmeyen, olgunlaşmamış biri değil de nedir! İlişkide doğal ve kendisi gibi olanların ‘gizemli aşk’ arayanlara cazip gelmediğini artık hepimiz biliyoruz. Çağımız taktik çağı... AMAN DİKKAT! Eskiden cumartesi-pazar şoförlerine biraz güler, biraz da öfkelenirdik. Beceriksiz, bir o kadar kibirli oldukları için. Becereksizdiler; çünkü hafta içi de araçlarından inmeyen sürücülere göre pratikleri yetersiz olduğu için... Kibirliydiler; çünkü kibirlilerdi. Benzin, motorin gaz aldı başını gitti. Şimdilerde değil hafta sonu kullanmak, aracını kıpırdatmayan var. Herkese gülüp öfkelenemeyeceğimize göre, artık cumartesi-pazar şoförlerini de seviyoruz. Şaka bir yana yaz geldi, tatilciler yolları doldurdu. Ben, bana ayrılan bu köşeden vatandaşlarımızı uyarmak istiyorum. Bu yazımı okuyup dikkate alan bir kişi bile olsa, eğer mektup adresine giderse benim için büyük mutluluktur. Dikkatli olalım. Trafik kurallarına uyalım. Kazaların en büyük nedenlerinden kör noktalara dikkat edelim. Seyir esnasında takip mesafesini koruyalım. Hava muhalefetiyle birlikte yol yapım çalışmalarına dikkat edelim. Araçlarımızın bakımını ihmal etmeyelim. Ve en önemlisi aşırı hız yapmayalım. Hız yapmak marifet değil. Eskisi gibi değil, artık otomobiller çok seri. Yollar da fena değil. Anlıyorum. Kaptırmışken yavaşlamak istemiyorsunuz. Aceleniz varsa yakarsınız dörtlüleri, çok kişi size yol verir. Ancak mecbur değilseniz lütfen hız yapmayın. Sağlıcakla kalın.