En son konuşulan yuh... Kime peki? Türkiye’nin başkentini bilemeyen tıp öğrencisine mi, yarışmadaki seyircinin yüzde altmışına mı. Benden de yuh öğrenciye değil ama yarışmadaki seyirciye. Bir de ya...

En son konuşulan yuh... Kime peki? Türkiye’nin başkentini bilemeyen tıp öğrencisine mi, yarışmadaki seyircinin yüzde altmışına mı. Benden de yuh öğrenciye değil ama yarışmadaki seyirciye. Bir de yarışmada olmayan vatandaşlara. Nedeni, her olumsuzluğu her hakareti her haksızlığı kabullendikleri için. Kişiliksiz şahsiyetsiz demokrasilere ve önüne gelene oy verdikleri için. Sorgulayan gerçek vatan evlatlarına sahip çıkmadıkları için. Matematik mezunu bir devlet yetkilisinin mikrofonda “Matematik özel hayatta neye yarayacak?” dediği mekanı terletmediği için. Bir makina mühendisinin, akciğerlerin vücudun neresinde olduğunu bilemediğinde öğretim üyelerini ilkokul, orta okul, lise öğretmenlerinin, işlerine son verin demedikleri için. Kısa kesip gelelim tıp öğrencisine, gelelim yarışmayı seyreden yüzde altmış halkın Ankara’yı bilmemesine. Yuh demek yerine biz utanma kalmamış diyelim. Ey Millet! Sen Kızılelma’ya hangi bahçede ulaşacaksın. O bahçede 9 ışık kaç yıl oldu yanar meğer bilmezmişsin. O ışık için ölenler oldu amma asla dönenler olmadı, meğer onu da bilmezmişsin. Ankara’yı dahi öğrenmemişsen söndür ışığı. Yanlış ışıkta yol almışsın sen. Ey millet! Top yekün siz demediniz mi “Özel hayatta yararı olmayan bilgiler okutulmasın” diye. Siz yaygara ettiniz, siz cahilce akıl veren beyanlar da bulundunuz. Sizin yüzünüzden eğitim çürümeye yüz tutmadı mı? Eğitimcilerde hiç bir zaman ehil, yaratıcı olamadı. Siz sebep oldunuz. Tarih bilgisinin dara düşmesine. Siz sebep oldunuz coğrafya ve ekonomik coğrafyanın yok olmasına. 1965 yılının coğrafya kitabında İspanya’daki “zeytin ormanları” deyiminin bilinmemesi sizin sorumluluğunuz olmaz mı? Mantık, Felsefe, Tarım, Güvenlik, Din bilgisi nasıl okutuluyor? İş bilgisine ne oldu? O dersin gerekçesini dahi çocuklarınıza öğretme müşkülatında bulunan olmadı. Sanat tarihinde durum nasıl? Yetiştirilen nesil daha istatistiğin genel bilgisine sahip değil. Bir tek sağlıklı istatistik yok. Öylesine varmış gibi yapılıyor. Bayıldığımız Osmanlı’da ilim bilim adamları listesi varken şimdi böyle bir liste dahi yok. Kuralsız her ilmi konuyu ve nosyon sahiplerini küçümser olmak neyin nesi. Her alandaki akademisyenin meslek meşgalesi yerine siyaset meşgalesi neyine. O kadar çok kibir, septisizm, güvensizlik sahibi olmakla insan, millet ülke olarak tükenişe koşuluyor. Koro halinde “eğitim yok” demek bir şeyi halletmez. Eğitim okur yazar olurken sırası ile okullarda, gezilerde, konuşmalarda, filmlerde, tüm edebi alanda, sosyal medyada, ulusal, uluslar arası medyada, yazılı basında, reklam levhalarında, sporda kısaca rüyalarda dahi bir müşterek edep, saygı, sevgi, insanlık bileşenidir. Ya “ağa” veya “aga” demekle olacak iş değil. O zaman hep birlikte üzerimize düşeni yapmalıyız. 216 üniversitemiz var diye öğünsek boş. Yetişen kimseler önemli. Siyasi akademisyenler her tarafı dağıtmak yerine ilmen kendinizi ve bizi derleyip toplasanız cennetlik olabilirsiniz. Allah’ım başka daha yuh denilecek konu göstermesin.