Macron, ülkesindeki iç olaylara bakmıyor, dış siyaseti mikser gibi karıştırıyor. Söz Fransa ve Macron’dan açılmışken çok önemli bir konuya değinmek istiyorum. Dünyada yaşayan insanların dini inançları...

Macron, ülkesindeki iç olaylara bakmıyor, dış siyaseti mikser gibi karıştırıyor. Söz Fransa ve Macron’dan açılmışken çok önemli bir konuya değinmek istiyorum. Dünyada yaşayan insanların dini inançlarına karışmamak gerekir. Allah tarafından gönderilen tüm peygamberlerimiz bizim için kutsaldır. Müslümanlar insanların dini inanç ve ibadetlerine karışmadığı gibi bütün dinlere mensup insanlarla ortak yaşadığına göre, Paris’te bir gazete ve ona destek veren Fransa Cumhurbaşkanı Macron, Müslümanların dini inançları ve Peygamberimize neden dil uzatıp karikatürlerle Müslümanların sabırlarını zorluyor? Dünya ülkelerinde yaşayan insanların dini inançlarını ve peygamberlerini inceliyorum. Bugün ABD’de 400 bin tarikat olduğu söyleniyor. Mürid değil, tarikat! Bunlardan birini dilime dolasam, örneğin yönetmen Roman Polanski’nin eşi aktris Sharon Tate’i hamile karnına bıçağı sokarken tereyağına girermiş gibi keyif aldığını anlatan Charles Manson’u dilime dolayıp hepsi de papaz olan Hegel’i, Kant’ı, Kopernik’i bir yana bırakarak Hristiyanlık’ın aslında manyakların dini olduğunu söylesem? (Spinoza da hahamdı, ha!) Buna bütün tarikat mensuplarına cennette buluşma vaadi ile intihar etmeyi emreden Jim Jones’u da eklesem ve yüzlerce müridin de ‘şeyhlerinin’ bu emrine uyup hep beraber intihar ettiklerini de ekleyerek Hıristiyanların aslında manyak olduklarını ileri sürsem, bana ne dersiniz? Bilimsel kafa, değil mi? Ama Hristiyanlara böyle bir sözü kullanmam. Hurafelere mi inanacağız? Müslüman bir ruh hastası dini saiklerle Nice’te üç kişiyi öldürünce suçlu dini oluyor da, Hristiyan bir tarikat Hollywood’da on kişiyi kesince, bıçak güzel kadının hamile karnına girerken tereyağına girermiş gibi keyif verdiğini söyleyerek, neden suç bireysel olur? Yargılayanın kendi inancına göre mi? Yoksa kimin manyağı daha günahsız yarışması mı açıyoruz? Benimkiler günahsız, sizinkiler günahkâr mı? Fransa’da altı milyon Müslüman yaşıyor. Bunların uçkun tarikatlar peşine düşmesinin önüne nasıl geçilir diye bir yandan çare arıyorlar. İslam’ı popüler bazı tarikatlar üzerinden tanımlamaları ve o şifre ile anlamaya çalışmaları doğru değildir. Ötekileştirdikleri fakir Kuzey Afrikalılar, katlettikleri Cezayirliler ve sonradan Fransa’ya giden Türkleri anlamak istiyorlarsa, biraz mesai harcamaları, meseleye kurumsal ve felsefi boyutta bakmaları lâzım! Önce oturup İbn-i Haldun okusunlar ve İslam tasavvufunu öğrensinler. Müslümanları anlamak için, azıcık Mevlâna, biraz Yunus Emre, uyarına gelirse Biruni falan… Ama özellikle İbn-i Haldun… Bir takım uçkun müridlerin söylemlerini ve eylemlerini esas alırlarsa, memleketlerindeki kültür farklılığından kaynaklanan bu sorunun, beş beter olacağı konusunda da uyarırım… Fransız halkı seçimlerde Macron diyecek mi yoksa Macron’u indirecek mi? Fransız seçmeninden kendisini nasıl kurtaracağı merak konusu. Fransa iç siyasetinde başarısız olan Macron, saçmalamada Piere L’Ermitte’i geçti. Hep duyduğumuz ama hep bıyık altı gülümsediğimiz haçlı ruhunu, hiç bu derecede hissetmemiştim. Kaynağı zaten Fransa değil miydi? İşin garibi, dünya Müslümanları ayağa kalkıyor ama Müslüman Arap ülkelerinden kimseden ses çıkmıyor. Arapların bu sessizliği ve bölünmüşlüğü başta ABD ve AB ülkelerindeki siyasetçilere güç kaynağı oluyor. Arap ülkeleri Peygamberimizi ve dinimizi korumak için neden çekiniyor?