'Bir dil, bir insan' tamam da. Bu kadarı da çok fazla oldu artık. Yabancı hayranlığımız nüksetti, kabardı yine. Her yerde yabancı isimler, anlamını bile bilmedikleri isimler tabelada, broşürde, reklamda. Tişört giyer tuhaf imalı lafları sırtında taşır. Bi ara celallenirler, kızar gibi yapar. Parasıyla aldığı gazlı, gazsız, köpüren içecekleri, meyveleri dökerler, ezerler. Ayaklar altında, o güzelim nimeti. Git de gariban semtinde dağıt da şu fani dünyada bir iyiliğin dokunsun. Tanımadığımız, bilmediğimiz insana karşı bir garip, tuhaf sevgi saygı hoşgörü besleriz. Acıma duygusu veya diğer versiyonu bizden çok yüksekte görürüz. Ne zaman ne ara kaybettik sevgimizi, hoşgörümüzü. Elin yedi kat yabancısı, teknik adamına, futbolcusuna sabrederiz. Hem de sezon sonuna kadar. Yetmez, sezon bitmeden karar alırız, maç oynanırken. Ama bizimkiler hata yapsın, bir kalemde çizer, rezil ederiz. Niye, neden, niçin ? Mikrofonu uzat, hepsi, herkes, cümle alem, vatansever, yurtsever, oysa. Bir de 'insanlık öldü mü' derler,  avaz avaz. Evet evet hepsi sizlere ömür. Her şeyimiz göstermelik oldu. Türk futbolu bitti haliyle Türk hakemliği de. Şimdi de yabancı hakem getirmenin zeminini hazırlıyorlar. Sizler el birliğiyle getirdiniz bu bozuk düzeni, eserinizle gurur duyun. Bir de VAR'da yabancı, çıktı karşımıza. Sanki onlar çok dürüst, çok onurlu, çok bilgili. Melek onlar melek sanki. Tamam şu an bizim mevcutların çoğu, şansını denedi, miatları doldu. Komple değiştirin o zaman yabancıya ne gerek var ki ?

BİR DE HAKEM YETİŞMİYOR DİYORLAR

Portekizli Andre Narcido VAR'a geldi, ilk kararını verdi. Görseniz sanki atomu parçaladı. Buna ufak çocuk da karar verir, ekrana bakarak. Yeni başlayan, yetişme aşamasındaki genç hakemler üç kuruş paraya talim etsin, sonra da avroları, mirasyedi gibi bunlara dağıt. Bizimkilere yok, yabancıya çok. Evini ihmal eden, her şeyi ikinci adresine yağdıran sözde biyolojik ebeveynler gibi. Çizgi de hakem, eğil, bükül olmaz dedik. Kalktı. Maçtan çıkan, haftaya VAR'a verilmez dedik, kalktı. VAR başlı başına saçma zaten. Adalet böyle sağlanmaz. Hakemin daraldığı zaman girmesi gerek, devreye. Golde top yerden havadan tamamı çizgiyi geçti mi geçmedi mi ? İkinci sarı kart faciası, atamama var mı veya karıştırma yanlış sporcuyu ihraç var mı ? Hadi bir de ofsayt o kadar. Taç da net çıkmış top, VAR'a sor, git izle. Yok, olmaz protokol de yok derler. Sporda protokol, sıkıcı resmiyet mi olur ? Kalıcı talimat, kural olur. O da yıl ortasında değişmez. Kritik diyorlar, sadece ikisi için. Ya diğerleri ? Madem ki adaletse derdiniz. Kocaman ekrana bakmak ve de görmek değil mi marifet. Gözlüğünü takar, büyütür bakar bizim tecrübeli efsane hakemlerimiz de yapar ? Lekesiz, tertemiz olanlar mevcut, İste yeter.

YURTDIŞINDA OYNASINLAR

İkisinden biri şampiyon olacak belli, garanti. Ya 5 aday olsaydı. Birbirlerine ayar çekmeler, ders vermeler, haddini bildirmeler, laf çakmalar, maçtan çekilmeler. Kendileri rahat değil ki hakemler rahat olsun. Kendileri gibi onların da şakulü kaydı. Bir önerim var. 3 yıllığına 5 takımımız Avrupa Ligleri'nde oynasın. Nasıl olsa hepsi yabancı. Yabancılık çekmezler. Bu sürede canım ülkemde hakem yetişsin. Eldeki beğenmediklerinize yol verin. Bir yere de almayın. Dinlenme salonu, çiftlik değil orası. Daha güzel olmaz mı ? İhanet mi diyorsunuz yoksa ? Asıl ihanet yabancılarla doldurmak her yeri. Veya en iyisi yabancı hayranı, bizimkileri istemeyen kulüp başkanları da yabancı olsun, TFF başkanı da. Vakti zamanında top oynamamış topu bilemeyenleri TFF Başkanı, hakemlikle alakası olmayanları, MHK Başkanı yapmadınız mı ? Zekeriya Alp hariç o bir müstesna. Hakemlerin güveni gitti, birbirimize güvenimiz zaten bitti. Yabancı başkan bekliyorum, en büyük çözüm bu ? Eldekilere bakınca iyi gider, diye düşünüyorum.

TSYD İZMİR 1988

Bugünlere sebepsiz gelinmedi. Hakemler statta odaya kapatıldı, yumruk dayak şiddet kaba söz küfür, rutin oldu. Alıştık, alıştırdılar. Suç var ceza yok ki. Serçe parmağını bile oynatmayan bir derneğimiz var. Adı da pek heybetli, heyt be bakar mısınız ? TFFHGD, breh breh. İlk üyelerindenim ne hayallerle ne umutlarla kurduk. Kesintileri alsınlar, başka bir şey yok. Seçimi var, ne değişecek ki. O da masraf. Umudum yok. Yabancı mı gelse acaba ona da. Mevcut Başkan Abdurrahman Arıcı bırakıyor, yıllar sonra. Avukat Cem Papila, Metin Tokat ile İlhan Erdem başkan adayı. Vaat olarak ne diyecekler, merak ediyorum. 'Hakeme kimse vuramaz her zaman yanında olacağız, sadece göz önündeki maçlarda değil en ücra köşedeki hakemin de hakkını savunacağız' mı ? Sanmıyorum. Yapamazsınız, yapmazsınız, yaptırmazlar. Hak arama yeri değil, basamak atlama yeri olmuş canım dernek. Gördüğünüz fotoğrafı niye mi ekledim ? 1963'de kurulan TSYD İzmir Şubesi'nin 25.yılında, 1988'de tarihi mükemmel anı. O tarihte oralardaydım. Bana yazmayı, fotoğraf çekmeyi, haber koklamayı öğreten güzel insanlar, efsanelerim, idollerim. Çoğu rahmete kavuştu, ışıklar nurlar içinde yatsınlar. Olmazdı pek ama gazeteciye, spor muhabirine öyle bir sahip çıkarlardı ki. Böyle başkanlı, yönetimli TFF, kulüp, hakem derneği arıyorum. Gündüz vakti mumla, bulamıyorum. Son dönemde seçilen Ergin Karataş başkanıma, yönetime ve de yönetimdeki Ege Telgraf Gazetesi Spor Servisi müdürüm Caner Tok, kardeşlerime başarılar diliyorum. Yazımda nerden nereye geldik de mi ? Spor bütündür, ayak parmağındaki acı her yeri etkiler. Eklemeden geçemeyeceğim İzmir'imin gururları Emre Kargın, Direnç Tonusluoğlu ile Halil Umut Meler, harika maçlar çıkardı. Tebrikler gençler. Ülkeme, herkese, hepimize kapak olsun. Yabancı istemiyorum, bizim olsun bizim...