Nihat AK/EGE TELGRAF-Vatandaşın cebini yakan yüksek enflasyon bir türlü önlenemiyor. Her geçen gün maaşları asgari ücretin altında kalan emekliler temel ihtiyaçlarını karşılamakta zorlanıyor. İşsizler, 10 bin lira civarında maaş alan emekliler, açlık sınırının altındaki dar gelirleriyle çok sayıda yurttaş semt pazarlarından alışveriş yapabilmek için güneşin batmasını bekliyor. Bazıları tezgahlarda son kalan ürünleri, bazıları da çöplerdeki artıklar arasından ihtiyaçlarını karşılamaya çalışıyor. Çöplükte sebze meyve arayan yurttaşların dilenci olmadıklarına vurgu yapan İzmir Pazarcılar Odası, yeni seçilen belediye başkanlarına iş birliği teklifinde bulundu.

KARA GÜN DOSTUYUZ’

Esnafın eskisi kadar mutlu olmadığına dikkati çeken İzmir Pazarcılar Esnafı Odası Başkanı Hamdin Erişen, “Eskiden semt pazarlarına çıkan esnafımız günün sonunda tezgahını toplarken mutluluğu gözlerine yansırdı. Kazancımızın bir beti bereketi olurdu. Şu an etiket fiyatlarımız yükseliyor. Masraflarımız artıyor. Satış miktarımız düşüyor. Karla zarar birbiriyle yarışıyor. Esnafımızın gözlerindeki eski parıltı yok denecek kadar az. Biz satış fiyatlarımız yükselmesin, girdi fiyatlarımız da artmasın istiyoruz. Yüksek enflasyon sebebiyle fahiş fiyatlarda esnafımız şamar oğlanına döndü. Oysa bizler kara gün dostlarıyız. Semt pazarındaki esnafımız ürünlerini altın tartar gibi tartmaz. 50-100 gram fazlanın peşinde koşmaz. Parası çıkışmadığı zaman poşeti geriye almaz. Alacağını deftere yazmaz. Gelecek hafta unutmayan getirir verir. Bu davranışı üç harfli zincir marketlerde bulamazsınız” dedi.

HESAP YAPIYORLAR’

Halkın alım gücünün düştüğünü vurgulayan Başkan Erişen, “Yirmi beş yıl kadar önce SSK’lı bir çalışanın asgari ücreti 180 lira civarındayken SSK emeklisinin emekli aylığı yaklaşık 275 liraydı. Emekli maaşı çalışanın bir buçuk katıydı. Ortalama memur emeklisi maaşı o dönem 500 liralardaydı. Şimdi emeklilerin büyük bölümü asgari ücretin altında maaş alıyor. Asgari ücret ortalama ücrete dönüştü. Ülkemiz bir asgari ücretliler toplumu haline geldi. Yıllardır giremediğimiz Avrupa Birliği’nde asgari ücretli çalışan oranı yüzde 10’larda. Bu nedenle semt pazarlarımızda alışverişe gelen dar gelirliler üç beş tur atıyor. Bazıları tezgahlardaki fiyatları not alıyor. Durup parmak hesabı yapıyor. Gramı gramına alışveriş yapıyor. Eskiden büyük pazar arabaları vardı. Büyük pazar torbaları vardı. Şimdi poşetlerle alışveriş yapılabiliyor” ifadelerini kullandı.

DİLENCİ DEĞİLLER’

Dar gelirlilerin dilenci olmadıklarına dikkati çeken Erişen, “Sabahın erken saatlerinde sebze meyvenin iyisini tercih eden vatandaşlar tezgahların başına koşar. Titiz gıda işi yapan esnaf erken saatlerde gelir pazara. Gelir seviyesi sırasına göre bir dizilim olur. Eğer zaman programları yoksa gün batımına doğru gelenlerin yüzündeki ifadeden gelirlerinin sıfır noktasında olduğunu anlarsınız. Kırık salatalık, sararmış yeşillik, olgunluğu artmış domatesi son kuruşlarıyla alabilmenin peşine düşerler. O zaman diliminde tezgahlarda iş yapmak istemezsiniz. Ben de üzülüyorum. Yüreğim parçalanıyor. Çünkü onlar dilenci değil. Sağda solda gördüğümüz daimi isteyiciler değiller. Giyimleri kuşamları eski ama temiz. Bir şey talep edeceklerinde mahcuplar. Ama onların da kabahati değil. Bu ekonominin getirdiği bir olumsuzluk. Gelir adaletsizliğinin getirdiği bir çarpıklık” diye konuştu.

Sondaj çalışması sırasında patlama; hidrojen sülfür gazı çevreye yayıldı Sondaj çalışması sırasında patlama; hidrojen sülfür gazı çevreye yayıldı

DESTEK VERSİNLER’

Akşam saatlerindeki o atmosferi yaşamadan dar gelirlinin kolay kolay anlaşılamayacağını belirten Başkan Erişen, “Vatandaşı, o anki durumunu görmeden, göz göze gelmeden anlayabilmek pek kolay değil. Biz kötü gün dostu esnafız. Esnafımızın akşam saatlerinde artan ürünleri oluyor. Bir kasa sebze, soğuk havaya götürecek kadar değil. İki üç gün sonraki pazara kadar dayanamayacak üç beş kilogram meyve pazarın çöpüne gidiyor. Zaman zaman yüklü miktarda oluyor. Ben hatırımın geçtiği esnafa tezgahlarını toplarken artık ürünlerini çöpe atmamalarını söylüyorum. Bir gazetenin üzerine bırakın, çöpe gitmeden bir kursağa girsin diyorum. Mahalli seçimlerimiz yeni bitti. Mazbatalar alındı. Ben yeni seçilen başkanlarımızı tek tek ziyaret etmek istiyorum. Başkanlarımızdan semt pazarlarına masa ya da kasa koymalarını isteyeceğim. Esnafımız artan ürünlerini o kasalara veya masalara koysun. İhtiyaç sahipleri de meyve ve sebze çöpe gitmeden alıp ihtiyacını görsün. Onların da midesine taze gıda girsin. Gün birbirimize sahip çıkma günü. Devlet yaşayacak, esnaf yaşayacak, dar gelirli yaşayacak ki mutluluk olsun” şeklinde konuştu. 

Kaynak: EGE TELGRAFMuhabir: Nihat AK