Türkiye seçimlere doğru hızla yol alırken yerel siyasette de dengeler her geçen gün biraz daha değişiyor. 14 Mayıs’ta yapılacağı açıklanan genel seçim öncesi politik aktörler de kolları sıvadı. Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) ve İYİ Parti’deki değişim rüzgarından AK Parti ve Milliyetçi Hareket Partisi’nin (MHP) gösterdiği performansa kadar kent siyasetinde yaşanan gelişmeleri siyaset bilimci Prof. Dr. Tanju Tosun, Ege Telgraf’a değerlendirdi. akpnin-soyer-elestirilerine-aslanoglundan-yanit CHP İzmir İl Başkanlığı görevinden milletvekili aday adayı olmak üzere ayrılan Deniz Yücel’in yerine geçtiğimiz günlerde İl Başkanı olarak Şenol Aslanoğlu atanmıştı. Aslanoğlu’nun göreve gelmesinin parti içinde ne gibi değişimlere yol alacağını yorumlayarak açıklamalarına başlayan Prof. Dr. Tanju Tosun, “Parti içi süreçler açısından bakıldığında parti yönetiminden de adaylar olduğunu fakat genel merkez tercihinin etkili olduğunu görüyoruz. Burada nedenlerden çok sonuçlara odaklanılmalı: Yeni il başkanı aktif bir iş insanı, ekonomi dünyasıyla ilişkileri çok güçlü. Genelde biz iş dünyası ve toplum arasında kopukluklar yaşandığına şahit oluyoruz ama Aslanoğlu örneğine baktığımızda il başkanı olarak atanmasından bugüne vatandaş ile iç içe bir görünüm sergilediğini de gözlemliyoruz. CHP’li bir yöneticinin İzmir gibi bir yerde halka ne kadar sirayeti artarsa toplum nezdinde partiye ilgi de bir o kadar artar. Aslanoğlu’nun parti içinde görünürlüğünden çok sokakta görünür olması, ilçe ziyaretleri yapması çok doğru bir strateji. Bu stratejinin CHP’ye pozitif yansımaları olacağını düşünüyorum. Halkla iç içe olan politikacı her zaman seçmen nezdinde hem politikacıyı hem de partisini muteber kılar. CHP’li İl Başkanı Aslanoğlu’nun endüstri mühendisi olması da çalışmalarında güzel sonuçlar verecektir. Mühendisler hep analitik düşünür; toplumsal olaylara neden ve sonuç ilişkisi içinde bakar. Bu da partiye çok pozitif bir etki yaratacaktır” dedi. ÇEKİŞMELİ VE DİNAMİK’ Prof. Dr. Tosun daha sonra İYİ Parti İzmir’de yaşanan gelişmeleri değerlendirdi. İYİ Parti’nin üçüncü olağan kongre sürecini ve İl Başkanı olarak Sinan Bezircilioğlu’nun seçilmesini ele alan Tosun, “Oldukça çekişmeli bir kongre oldu. Hatta il başkan adaylarını destekleyen politik aktörler arasında salona da yansıyan birtakım gerilimler yaşandı. Sonuç 14 oy gibi çok az bir farkla belirlendi. Bu aslında İYİ Parti İzmir Teşkilatı’nın da ne kadar dinamik olduğuna işaret ediyor. Genellikle bu süreçlerde parti içi çekişme ne kadar fazla olursa o parti açısından demokratik süreçlerin işlemesi ve toplum arasındaki ilişkinin de güçlenmesi sağlanır. İl başkanı adaylarının profiline bakıldığında ise iki ismin de İzmir açısından temsiliyet gücü çok yüksek, prezentabl aktörler olduğunu görüyoruz. Seçilen adayın merkez sağ siyasetçi profiline daha yakın olduğu değerlendirmeleri var. Öyle ise İzmir’de İYİ Parti’nin merkez sağa dümen kırması açısından önemli bir gelişme. İYİ Parti’nin İzmir’de aşması gereken eşik özellikle merkez sağ seçmenden kendisine yönelik desteğin artması olacaktır. Bezircilioğlu’nun bu anlamda profilinin iyi olduğunu görüyorum. İYİ Parti’nin bu saatten sonra MHP ya da CHP tabanından çekebileceği çok bir oy yok. AK Parti tabanına yönelik bir strateji izleyeceklerini düşünüyorum” diye konuştu. Tanju-Tosun MİLLİYETÇİ-MERKEZ SAĞ Kongrenin ardından İYİ Parti’nin içinden bazı kesimlerin yaptığı ‘Parti, milliyetçi çizgiden uzaklaştırılıyor’ eleştirilerinin de hatırlatılması üzerine Prof. Dr. Tanju Tosun, şunları aktardı: “Adaylar arasındaki rekabet ya da adayları destekleyen aktörlerin politik bağı üzerinden ilerlemek bu noktada açıklayıcı olmaz. Bireylere değil, delege tabanına bakmak gerekiyor. Ülkü Doğan’ı ve Sinan Bezircilioğlu’nu destekleyenlerin ideolojik kimliklerinde milliyetçi ve merkez sağ gelenek arasından bir kesin ayrışma varsa buradan yola çıkarak ilerleyebiliriz. Burada İzmir milletvekillerinden Müsavat Dervişoğlu’nun daha milliyetçi çizgide olması, Aytun Çıray’ın daha merkez sağ gelenekten gelmesi şeklinde keskin bir ayrışma olabilir mi? Bunu da bilimsel yoldan analiz etmek için delege yapısına ve önümüzdeki süreçte kongre sonucunun parti içinde ne gibi değişiklere yol açacağına bakmak gerekir. Bunu görmeden değerlendirme yapmak çok zor.” ak-partili-ozgur-hizaldan-izmirde-60-saatlik-su-kesintisine-tepki HIZAL ÇALIŞKAN’ Daha sonra siyaset bilimci Prof. Dr. Tanju Tosun, AK Parti ve MHP’nin İzmir’de sergilediği tabloyu analiz etti. AK Parti İzmir’de de önümüzdeki günlerde bir il başkanlığı değişimi olabileceğini hatırlatan Tosun, “AK Parti İzmir İl Başkanı Kerem Ali Sürekli’nin milletvekili adayı ya da aday adayı olması takdirinde partinin il başkanlığı görevi konusunda İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi AK Parti Grup Başkan Vekili Özgür Hızal’ın ismi sıklıkla geçiyor. Hızal’ın Büyükşehir Meclisi’ndeki performansı oldukça yüksek. Çalışkan bir yerel politik aktör” dedi. AK Parti’nin kentteki siyasi görünümünün sorulması üzerine ise Tosun, “Tabii seçime kısa bir süre kaldı. Artık seçmenler tercihlerini netleştirmiş durumda. Buradaki değişim bu saatten sonra çok bir etki yaratmayabilir. Belki süreç içinde etkili bir kampanya üretilebilirse bunun partiye bir miktar yansıması olur” ifadelerini kullandı. ‘DAVAYA İNANAN...’ Son olarak, “MHP İzmir’de bugün itibariyle kendi sosyolojisini koruyor” mesajı da veren Tosun, “Adaylardan ya da yönetimden bağımsız olarak MHP’nin davasına inanan ‘9 Işık’ etrafında toplanan ideolojik bir seçmen kitlesi var. Bu seçmen kitlesini her koşulda partisini destekliyor. Tabii bir miktar oy değişimi olsa da umulanın aksine belirli bir ölçüde kendi tabanını İzmir’de koruyor. O yüzden bu seçimlerde değişik sonuçlar elde edilirse bunun parti içi performanslardan değil de seçmenin ekonomik kaygısından kaynaklanacağını düşünüyorum” diye konuştu. YAĞMUR DAŞTAN / ÖZEL HABER