Memduh Güney / EGE TELGRAF- CHP İzmir Büyükşehir Belediye Başkan aday adayı Tacettin Bayır, Ege Telgraf TV’de Yağmur Daştan’ın sunduğu Seçim Sizin programına katıldı. Siyaset gündemini ve İzmir’i değerlendiren Bayır aday adaylığı sürecini değerlendirdi. Aday adayı başvurusunu süre dolmadan son otuz dakika içerisinde yaptığını söyleyen Bayır, “Böyle bir şeye tam olarak hazırlanmamıştım. Parti içerisinde yaşanan değişimin ardından İzmir’de de örgütün hak ettiği kararı verebilmesi ve alternatif seçenek sunmak adına bir diğer aday adayı olan Musa Çam arkadaşımla izlediğimiz bir haber sonrası böyle bir karar aldık ve başvuruda bulunduk. Kararımızın en önemli nedenlerinden biri bu seçimde doğru ve adil bir şekilde adayın belirlenmesini sağlamak ve örgütü bu anlamda hazırlayarak taleplerde bulunmak. Bizim talebimiz üyelerin önüne sandığın konularak ön seçim yapılması. Ankara’da siyaset yapan arkadaşlarımız İzmir’i tarif ederken CHP’nin İzmir’in kalesi olduğunu söylerle ancak bu kente ve bu partiye yıllarını vermiş insanların fikrini almazlar. Altılı Masa nedeniyle birçok siyasi partiden birçok farklı isim geçtiğimiz seçimlerde listelerde yer aldı. Birinci sıraya başka kentlerden isimler getirildi. Bence bu doğru bir çalışma olmadı ve bu yüzden vekil sayımızı artıramadık. Bir yerde yanlış yaptık ve bu seçimde aynı yanlışın yapılmamasını umut ediyoruz” dedi.

222222

‘SANDIK KURULUYORSA BİZ DE VARIZ’


CHP Lideri Özgür Özel’in kurultayda tüzük ve ön seçimle ilgili yaptığı açıklamaları da hatırlatan Bayır, “Kurultayın ardından YSK’ya müracaat yapılmadığı için ciddi bir süre kaybı olacağını bunun eş değerini örgüt gözetiminde ön seçim yapacağını söyledi. Bizde buna istinaden vekilli seçiminde ön seçime gitmişti. Madem sandık kuruluyorsa bu yarışta bizde varız dedik. Bunun nedenlerinden biri de İzmir’in tıpkı milletvekilli listelerinde yapıldığı gibi ithal bir belediye başkanı olmasının önünü kesmek. Musa Çam ve ben aday olmasaydık bize “Siz aday olmadınız neye itiraz ediyorsunuz” diyeceklerdi ve itiraz hakkımız kalmazdı. İzmir’in bir diğer şanssızlığı da sustukça yükü taşıyan bir kale olması. Sayın Özgür Özel kurultay öncesi İzmir’e geldiğinde dinlemeye gelen 7 kişi vardı. Ben de kendisini dinlemeye gittiğimde kendisini desteklemiyordum ancak anlattıklarıyla fikrimi değiştirdim. Özgür Özel partiye bir canlılık getireceğinden bahsetti. Sokağı dinlediğim zaman halkta böyle bir değişimi partiden bekliyordu. Ancak İzmir bu konuda daha önce farklı nedenlerle baskı gördüğü için farklı bir tavır sergiledi ve şimdi bunun sonuçlarını yaşıyor. Biz partiye kırk yılını vermiş ak saçlılar olarak burada bir kargaşaya neden olmadan bu konuyu aklı selim şekilde partiye zarar vermeden toparlayacağız” açıklamalarında bulundu. 

“BELİRSİZLİK HAVASI VAR”


Kurultayın ardından yaşanan süreci “Belirsizlik” olarak tanımlayan Bayır, “İzmir ve İstanbul gibi büyük iki kentin adaylarının belirlenmesi konusunda rahatsız olduğum bir durum var. Adayın nasıl belirleneceğini bilmeden müracaatları aldılar ancak aday belirleme yöntemini söylemediler. Bu durum bir anlamda aday bolluk yarattı. Bu süreçte ön seçim olacağını düşünerek aday olanlar olduğu gibi, genel merkezin belirleyeceğini düşünüp oradaki amcasına ya da dayısına güvenerek aday olanlar da var. Ardından salı günü genel başkanı ziyaret edip fotoğraf çekildikten sonra aday olanlar olduğu gibi sayın Ekrem İmamoğlu ile fotoğraf çektirip aday olmaya karar verenlerde var. Siyasetin ya da örgütün içinden gelmeyenler bunu farklı yorumluyor ancak bu o kadar kolay bir şey değil. Bazı arkadaşlarımız çok sabırsız ve hiç emek vermeden bir yere gelebileceklerini düşünüyor bazı arkadaşlarımız da şans işi diyor ya da reklamın iyisi kötüsü yok diyerek aday oluyorlar. CHP’de bir değişim beklentisi vardı bu değişimin ardından partinin iktidar olacağına inanan insan sayısı fazlalaştı. Bu da iktidar partisinin belediye başkanı olma arzusunu doğurdu” diyerek parti içerisindeki adaylık sürecini yorumladı. 

“İKTİDARDAN BİR ŞEY BEKLEMEDEN ÇALIŞILMALI”


İzmir’de doğup büyüdüğünü belirten Bayır, “İzmir’de girmediğim ilçe kalmadı. Bu şehri tek adam olarak değil birlikte yönetmekten yanayım. Bu kenti yönetirken odalarla iş birliği yapmaktan yanayım. İzmir hepimizin ve birlikte yönetmenin hazzına varmamız lazım ancak bu şekilde daha hızlı yol alabiliriz. Bugüne kadar İzmir’i yöneten efsane başkanlarımızdan da gördüğüm en önemli şeylerden biri tutumlu olmak, bütçeyi doğru kullanmak ve cesur olmak. 21 yıldır bu ülkeyi yöneten iktidardan bir şeyler bekleyerek değil kendi göbeğini kendin keserek devam edeceksin ya da iktidarı değiştirecek destek alacaksın. Biz metroyu kendi göbeğimizi kendimiz keserek yapıyoruz. Oysa AK Parti iktidarında İstanbul ve Ankara’da belediye onlarınken tüm hizmetler destekle yapılıyordu. Biz İzmir’de bir yumurtayı dört kişiye taşıtmayacağız tutumlu olacağız” ifadelerini kullandı. 

“İKTİDARA KARŞI MÜCADELE”


Musa Çam ve Atila Sertel ile ön seçimi savunduklarının altını çizen Bayır, “Bu partinin geleneklerine bakıldığı zaman 1980 yılından önce tüm vekiller ve belediye başkan adayları ön seçimle belirlenirdi. Hatta kontenjanla gelmek ön seçime girmemek ayıptı. Şimdi bakıyorum 7-8 defa kontenjanla milletvekili olan arkadaşlarımız var. 3-4 dört dönem ön seçime girmeden belediye başkanı olanlar var. O zaman demezler mi bu kentte başka adam yok mu hep aynı insanlar oluyor diye. Şimdi bana da diyorlar git torunlarını sev niye koşturuyorsun diye. Benim bu koşmamın nedeni bu ülkeyi ve kenti sevmem. Bu ülkeye ve kente hizmet etmekten mutluluk duymamdır. Bu ülkeyi 22 yıldır yönetenler beş yıl daha vize aldılar ve 27 yıl yönetecekler. Bu ülkede cumhuriyet rejimini yani idare biçimini değiştirmek istiyorlar ve ben bunun çocuklarıma, torunlarıma hayırlı olmayacağını düşünüyorum. Onları karanlık günlerin beklediğini düşündüğüm için onları karanlıktan kurtarmak için koşturuyorum. Yoksa benim bir kez daha vekil olmam belediye başkanı olmam konu değil konu mücadeleye devam etmek. Sandıktan hangi arkadaşımız çıkarsa başımız üstüne. Biz onun arkasına geçer aslanlar gibi koşturur, çalışırız. Ama burada İzmir’e emek vermemiş bu sokakları bilmeyen birisi dayatılırsa sanki İzmir’de CHP bitmiş yokmuş gibi olur. Bu yüzden İzmir’i kale yapan sosyal demokratları mükafatlandıralım sandığı koyalım onlar belediye başkanını seçsin. Siz tepeden birini adadığınız zaman herkes küsecek. Ama sandığı koyarsanız herkes kazanan kişi için bu arkadaş benden fazla çalışmış takdir etmek lazım diyecek” dedi. 

‘ÖN SEÇİM YOKSA ÇEKİLİRİZ’


Aday gündeminin son günlerde hareketli olduğunu ve birçok kulis bilgisinin dolaştığını söyleyen Bayır, “Gündemde sürekli değişiklik yaratılıyor. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Buğra Gökce adaylığı için sahaya indi ancak öyle bir hava yaratıldı ki kendisini sanki Ekrem İmamoğlu göndermiş gibi. Hatta Ekrem İmamoğlu için partinin gölge genel başkanı ifadeleri kullanılıyor. 40 yıllık CHP’li biri olarak gölge başkanı reddediyorum. Burası Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu parti kurultay parti kurultay delegelerinin genel başkan olarak Özgür Özel’i seçtiği bir parti. Buğra Gökce geldi “Ben gönderildim ben adayım” gibi ve tek adaya düşmüş gibi odaları gezmeye başladı. Ben bunu garipsedim çünkü aday adayı oraları gezmez. Aday adayı ilçelere gider örgütü ziyaret eder. Bu gelişmeler olurken anket yapılacağı açıklandı. Türkiye’de CHP’nin elinde olan belediye başkanlarının memnuniyetine yönelik anket yapılacağı açıklandı. Şimdi ise eğer bir memnuniyetsizlik olursa aday olanlar arasında ikinci bir anket yapılacak gibi bir algı yaratıldı. Bu konuda İzmir ve İstanbul dışarıda tutuluyor ve genel merkezden bir açıklama yok. Biz partinin genel başkanını anketle seçmedik kurultay delegeleriyle seçtik. Yapılacak ankette oluşabilecek bir şaibeyi nasıl anlatacağız? Bu işi kafaya koymuş, ekonomisi güçlü adam anket firmalarına parayı vererek kendisini birinci çıkarma ihtimali de var. Bu iş şeffaf ve adil olmaz. Şahsen ben çıksam kabul etmem” diye belirtti. 

Ön seçim gerçekleşmezse adaylığıyla ilgili nasıl bir karar alacağını da aktaran Bayır, “Ön seçim dışında bir seçenek ya da temayül yoklaması yapılmazsa Musa Çam arkadaşımda bende adaylıklarımızı geri çekeceğiz. Biz kendimizi sadece örgüte teslim edeceğiz. Kimse kusura bakmasın” ifadelerini kullandı. 

İYİ Parti’de yeni dönem başladı: İktidara yürüyen parti olmalıyız İYİ Parti’de yeni dönem başladı: İktidara yürüyen parti olmalıyız

“İZMİR İÇİN HER GÜN BİR YENİ DEDİKODU”


İzmir’de gösterilecek adayla ilgili olarak birçok bilginin ortada dolaştığını ancak bunların dedikodudan ibaret olduğunu söyleyen Bayır, “Daha önceki Genel Başkanımız Kemal Bey, İstanbul, Ankara ve Aydın adaylarını açıklamıştı. İzmir ve diğer iller belli değil. Nabız yoklaması yapılıyor sonra yeni bir dedikodu daha ortaya çıkıyor. İlk geldiğinde Buğra Gökce ismi ön plandaydı ardından Muharrem İnce’nin ismi ortaya çıktı ve bunun gerçekçi olmadığını söyledim. Çünkü bir başka partinin genel başkanını bu partiye getirip aday göstermek bu partinin acizliği demektir. CHP’nin İzmir’de yetişmiş değerleri yok mudur da bir başka partinin genel başkanını aday gösteriyor gibi bir durum olur ve bu hem CHP’yi hem de Muharrem İnce’yi aşağılayan bir durum. Bunun ardından Aydın Belediye Başkanı’nın ismi ortaya çıktı. İzmir’e bir kadın aday sıfatıyla buraya kaydırılması gündemde dediler ancak bunların hepsi dedikodudan ibaret” dedi. 

“CHP, DİSİPLİNSİZLİK YAPILACAK PARTİ DEĞİL”


Bir diğer kulis bilgisi olan milletvekillerinin adaylarla mülakat yapacakları iddiasına da değinen Bayır, “Milletvekilleri görevlendirildi İzmir’e gelecekler aday adaylarıyla mülakat yapacaklar dediler. Bununla ilgili bilgi daha önce genel merkez tarafından hangi illere hangi vekillerin görevlendirdiği listesi yayınlanmıştı ancak İzmir yoktu. İzmir için görevlendirilmiş herhangi bir vekil yok. Belki de bunu kasıtlı yapıyorlar. Belki de o vekil arkadaşı hırpalamak için yapıyorlar. Bu parti öyle başı boş disiplinsiz hareketler yapılacak bir parti değil” ifadelerini kullandı. 

“ÖZLALE KALİTELİ ANCAK İZMİR’İ BİLMİYOR”


Birkaç seçimdir yapılan ancak bu sefer İYİ Parti’nin aldığı karar doğrultusunda iki parti arasında herhangi bir iş birliğinin olmamasının yaratacağı etkilere değinen Bayır, “Bir önceki seçimde İYİ Parti ve HDP’nin desteğiyle kazanılan yerler var. Bu yerlerden bazıları açık ara kazanıldı bazıları az farkla. Kemal Kılıçdaroğlu üç şehrin adayını açıkladıktan sonra İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’de İzmir’e geldi ve adayını açıkladı. Aslında bu bir taktikti. Yani siz İYİ Parti olarak bize danışmadan bu şehirleri açıklarsanız bizde iddialı olacağımız İzmir’de adayımızı açıklar pazarlık yapacaksak elimizi güçlendiririz dediler. Sayın Ümit Özlale ile sahada karşılaşıyoruz kendisi çok kaliteli biri. Bana göre tek eksiği İzmir’i ne kadar iyi tanıyor İzmir’in ne kadar içerisinde bilmiyorum. Kendisine asla küçümseyerek bakmam başarılı bir isim ve bu yüzden onunla yarışmanın güzel ve kaliteli olacağını düşünüyorum. Genel olarak İzmir’de İYİ Parti’nin aldığı oy oranı ortada CHP’nin aldığı oy ortada. Bir başka siyasi partinin desteğini almadan burada kazanma şansları yok. Ancak bu noktada bizimde İstanbul’u İYİ Parti olmadan alma şansımız yok. Bu noktada Ankara’yı ayırıyorum çünkü orada belediye meclis yapısı sıkıntılı değil. Önümüzdeki süreçte seçim alabilmek için desteğe ihtiyaç var ancak HDP’de kendi adaylarıyla gireceğini söyledi. Bu saatten sonra CHP ve İYİ Parti arasında bir ittifak olacağını düşünmüyorum” diye belirtti. 

“ÖYLE BİR DURUMDA İZMİR CEZALANDIRILMIŞ OLUR”


İlerleyen günlerde fikirlerin değişmesiyle birlikte İYİ Parti ile olası bir iş birliğinin olması ve CHP’nin Ankara ve İstanbul’da aday gösterip İzmir’i İYİ Parti’ye bırakma durumunun oluşmasıyla ilgili olarak “Bu İzmir’i cezalandırmak olur” diyen Bayır, “Böyle bir şey olursa İzmir’deki CHP örgütü tabelayı indirsin, örgütü kapatsın” dedi. Bayır, “Böyle bir durumda o örgüt o taban genel başkanı affetmez. İzmirliler demokrat bir yapıya sahip. Büyük bir kesim CHP’ye oy verir ancak bu hep böyle olacağı anlamına gelmiyor. İzmir için tam bir sol diyemeyiz tam bir sağda diyemeyiz. İzmir’in hep muhalif bir yapısı var yani kendi yapısı da muhalif. İzmir’in özünde bir başkaldırı ruhu var. Ümit Özlale sosyal demokratlardan oy alabileceğini söylüyor. Ama ben aday olursam ben de İYİ Parti seçmeninden oy alırım. Çünkü İYİ Parti’nin varlığının sebebi benim. 15 milletvekili partiden ayrılıp İYİ Parti’ye geçmeseydik onlar meclise giremeyecekti. Bugün İYİ Parti varlığını o 15 kişiye borçlu ve bunu kabul etmeleri lazım. İYİ Parti’nin İzmir yöneticileri, il, ilçe başkanları dahil olmak üzere beni tanır ve bana oy da verirler” dedi. 

“SOYER KÖTÜ DEĞİL AMA BEN DAHA İYİ YAPACAĞIM”


İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer ile ilgili değerlendirmelerde de bulunan Bayır, “Kendisiyle ilgili şu anda iddia edilen bir karşı refleksin olması meselesi üniversitelerde araştırılması gereken tez konusu gibi. Çünkü Tunç Soyer başarısız bir belediye başkanı değil. Ortada daha bitmiş bir şey yok. İzmir halkı bugüne kadar gördüğü belediye başkanlarındaki bir şeyi kendisinde göremedi ki böyle bir şey ortaya çıkıyor. Nedeni bilinmez belki yürüyüşünden belki denize girişinden. Kendisi şanssız bir döneme denk geldi. Deprem yaşandı, pandemi oldu. Kaldı ki iktidarın İzmir’e destek olmadığını da biliyoruz. Aziz Kocaoğlu başkanlığı devrettiğinde belediyenin ekonomik durumu çok iyiydi ancak bugün de çok kötü olduğu iddia edilemez ve böyle dersek haksızlık yapmış oluruz. Ancak ben daha iyi yapacağımı iddia ediyorum” diye belirtti. 

3333

“İZMİR İLE İLGİLİ HAYALLERİM HİÇ BİTMEDİ”


İzmir ile ilgili hayallerini de aktaran Bayır, “Benim bu şehirle olan hayallerim hiç bitmedi. İzmir’i turistik bir kent yapma, körfezi farklı yollarla temizleme planlarım var. Her şeyi bildiğini zanneden her şeyi bilirim anlayışından nefret etmişimdir. Herkes her şeyi yapamaz ancak bir şeyi iyi yapanı bulursanız ve birçok odanın fikrini alırsanız onların projeleriyle şehri geliştirirsiniz. Birçok yerle iş birliği yaparak İzmir’i farklı bir kent yapabiliriz” diye konuştu.
 

Kaynak: EGE TELGRAF