İREM KAYA- EGE TELGRAF/ Zeytin üretimi için yıl boyunca çalışan üretici, sofralık zeytini ve zeytinyağı olarak mahsulünü işliyor. Üreticiye göre var yılında hasat dönemi başladı. Başladı başlamasına ancak maliyet artışı zeytin üreticisini zor durumda bırakıyor.

T A N1

“Zeytinde bu sene üretim bakımından rekor bir yıl idrak ediyoruz” diyerek sözlerine başlayan ve Türkiye’nin rekolte açısından dünya sıralamasındaki yerini anlatan Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi Başkanı Dr. Mustafa Tan, “Konseyimizin koordinasyonunda yapılan rekolte tahmin çalışmalarına göre, Türkiye 475 bin ton zeytinyağı, 750 bin ton sofralık zeytin tahmini yapıldı. Zeytin üretiminde İspanya’dan sonra listenin ikinci sırasında yer alıyoruz. Sofralık zeytinde de birinciyiz. Türkiye zeytincilikte gelişti. Ağaç sayımız, 15 yılda 100 milyondan 200 milyona çıktı. Bu yıl kuraklık nedeniyle ağaçlarda kalan mahsüller buruştu ve boyutları küçüldü. Üreticiler için olumsuz bir tablo oluştu. Rekolte heyetimiz, bu kuraklığı göz önünde tutuyor” dedi.

Zeytin 1-2

YAĞIŞ SEVİNCİ

Hasat döneminin zorluklarından da bahseden Dr. Tan, “Hava durumundan dolayı hasat zamanı belirsiz bir periyota girdi. Yağışlı havaların başlamasıyla da yüzler gülmeye başladı. Sofralık zeytinde büyük bir gelişme olmasa da yine de nispeten kötü gidişat yağışlarla iyiye doğru gidiyor. Bölgelere göre değilmekle birlikte genelde hasatlar yeni başladı ve Şubat, Mart ayına kadar sürmesini ön görüyoruz. En büyük sorun, artan maliyetlere karşı dünya ve ülke fiyatlarının düşmesi. Geçen sene 400 ila 500 lira olan işçi yevmiyeleri bu sene en az bin lira civarında. Zeytin hasadı yanısıra diğer girdi maliyetleri  de artmış durumda. Üreticiler hayal kırıklığına uğruyor. Tam para kazanacağı dönemde fiyat artışı nedeniyle de moral bozukluğu yaşıyor. Hava durumundan dolayı düzenli bir çalışmada söz konusu olamıyor. Üretici kendi kendine yağ satmaya başladı. Türkiye elinde mal olan bir ülke. Türkiye, diğer ülkeler gibi üretimde istikrarsız değil. 2-3 yıldır elindeki stok ve üretimle dünya 2’ciliğinin tesadüf olmadığını gösterdi. İç tüketim ve dış ticaret markası İtalya’da yaklaşık 700 ila 800 bin ton iç tüketimi ve ihracatı olan bir ülke. Orada 200 bin ton yağ var. Dolayısıyla Tunus’un 340 bin ton ve elindeki stokla birlikte 500-600 bin ton zeytinyağı olan Türkiye’nin yağlarına ve diğer yağ üreten ülkelere muhtaçlar” diye ifade etti. İspanya ise sezon başı 1,5 milyon ton üretimini 1 milyon 200 bin ton olarak düzeltti açıkçası onlarda da çok aşırı bir dolu ürün yılı değil!..

Zeytin2

“BALIK TUTMAYI ÖĞRENMELİ”

“Biz katma değerimizi yaratmalıyız. İç tüketimimizi artırmalıyız” diyen Tan, “Tüketim bu sene artacaktır. Hükümet önlemleri üretimi, ambalajlı ihracatı ve iç tüketimi arttırmayı hedefleyen ve tüketiciyi destekler nitelikte olmalıdır. Bu önlemler AB ‘ de de vardır ve karşılaştırma ile hayata geçirilmelidir. Ayrıca kamu spotlarıyla zeytin ve zeytinyağının daha fazla tanıtımına çalışılması gerekiyor. Bu kadar ürünü depolama da, pazarlamak açısından iç ve dış piyasada da başarılı olmalıyız. Ülkenin menfaatlerini düşünerek her kesimin kendini diğerinin yerine koyması gerekir. Yapısı gereği tüccar, ürünü ucuza alıp üstüne koyarak satmak istiyor. Üretici de emeklerinin karşılığını almak için daha yüksek fiyatla satmak istiyor. Eğer üretici bu değeri bulursa üretim şevki artar ve sürdürülebilir üretimine devam eder. Dünyada sofralık zeytinde dünya lideriyiz zeytinyağında da zirveye ortak olmayı hedefliyoruz. Zeytin ağacının ana vatanı Anadolu ve en uygun toprak ve iklim şartlarına sahibiz bu da bizim hedeflerimize ulaşmamız için avantaj! Ülkemiz bugüne kadar tedarikçi AB’nin tedarikçisi üçüncü dünya ülkelerinde olmak yerine  kurallarını kendi koyan, piyasaya hakim ve söz sahibi bir ülke olmalıdır!

18 il gıda hilesinden temiz çıktı | Türkiye’nin en tehlikeli 90 gıda firması açıklandı! 18 il gıda hilesinden temiz çıktı | Türkiye’nin en tehlikeli 90 gıda firması açıklandı!

Zeytin5-1“TEK BİR YÜREKLE”

Zeytinde her yıl yüksek rekolte beklenmez. Bir yıl vardır/çoktur bir yıl yoktur veya azdır Üretimimizi üçe dörde katlamalıyız. Bundan korkmamalıyız. İthalatını yaptığımız tohum yağlarına veya tohumlara destek ya da döviz kaybı yaşamak yerine bitkisel yağ tüketimi yerini zeytinyağı ile kapatsak kendimiz hem döviz kaybının önlenmesi sağlanacak hem de halkımız zeytinyağı gibi dünyanın en lezzetli ve sağlıklı yağı ile daha fazla tanışmış olacaktır. Sektörün bileşenleri, üreticiler, sanayiciler, ihracatçılar, kooperatifler ve sivil toplum kuruluşları tek bir yürekle sektörün ileriye gitmesi doğrultusunda elinden gelen her şeyi yapmalı” diye konuştu.

Zeytinyağı1-1

“EMEĞİNİN KARŞILIĞINI ALAMIYOR”

“ Bu sene yağışlar olmadığı için hasat zamanı geçe kaldı. Modern bir toplama olmadığı için işçiler zeytinleri kendi imkanları sayesinde toplayıp çuvallara koyuyor” ifadelerini kullanan zeytin üreticisi Muharrem Atalay, “Hasat dönemi aylarca sürebilir. Ülke içindeki üretim dışında ithal ettiğimiz mahsül de var. Yurtdışından büyük ölçüde sahte zeytinyağı ülkeye giriyor. Piyasada çok fazla sahte yağ var. Vatandaş gözünü açık tutsun. Denetimlerin daha fazla yapılması gerekiyor. Zeytin üreticileri de emeğinin karşılığını alsın. Sahte zeytinyağını anlamak için, tadım yaparak zeytinyağı alışverişi yapılmalı. Zeytinyağının yüksek fiyatı nedeniyle de halk nispeten daha düşük maliyetli ayçiçek yağına yöneliyor. Zeytinyağı dökme ihracatı olmasa kendi ürettiklerimiz bize yeter. Avrupa ülkeleri bizden alıp kendi ürünleri gibi satıyorlar. Bunun önüne geçilmesi gerekiyor. Üreticilerimiz de emeğinin karşılığını alamıyor” diye konuştu.

Kaynak: Ege Telgraf