7-25 Şubat 2021 tarihleri arasında yapılan Ulusal Tarım Çalıştayı Sonuç Bildirgesi’nde, sektöre ilişkin önemli tespitlere yer verildi. Bildirgedeki maddelerde kırsal kalkınma başlığı büyük önem taşıdı. Sıralanan notlar ise şu şekilde: Cumhuriyetin ilk yıllarında yer alan konular, yine ülke gündeminde önceliğini korumalı. Kırsal kalkınmanın ülkemiz için bir tercih değil zorunluluk olduğu anlaşılmalı ve bu zorunluluğun gerekleri yerine getirilmelidir. Kırsalda iş ve yaşam şartlarının iyileştirilmesine, kooperatifçiliğin güçlendirilmesine, kırsal refaha ve kırsal istihdam alanlarına ağırlık veren politikalar daha fazla kabul görmelidir.

‘TARIMI KAYBETTİK’

TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası İzmir Şubesi 2’nci Başkanı Banu Onan Erdal, “Yanlış tarım politikaları nedeniyle kendi kendimize yeten ülke özelliğimizi kaybediyoruz. İthalata dayalı bir sistemimiz var. Daha önce ihraç ettiğimiz ürünü ithal ediyoruz. Yanlış politikalar nedeniyle kırsalın önemi, değeri ve sürekliliği yok ediliyor. Yanlış politikalarla kırsalın köy statüsünün kaldırılması, ekonomik olarak kırsalın desteklenmemesi, kırsalın güçlü yapısının bozulması ve buna bağlı okulların kapatılması bunlar önemli nedenler. Dolayısıyla kırsalda yaşayan köy nüfusumuz göç etti. Ekonomik kaygılar yüzünden istihdam bulamıyor, tarımdan para kazanamıyoruz. Gelecek için büyükşehirlere yöneliyorlar. Ya fabrika ya da hizmet sektörüne yöneldiler. Tarımı kaybettik” dedi. Köyde genç nüfusun azaldığını ve istihdam sürecinin zorlaştığını belirten Erdal, “Kırsalda 55 yaş üstü nüfus var, gençler terk etti. Gençleri kaybettik. Ailenin büyüklerinden çocuklar devralıyordu tarımı ve para kazanıyorlardı. Artık para kazanamaz oldular. Desteklemeler var bakanlığın açıkladığı fakat döviz kurunu biliyoruz. Tarım girdileri ilaç, gübreler, hayvancılıkta yem ithal edilen ürünler üreticiyi zorluyor. İç piyasada sıkıntı oluşuyor. Bu insanların satışları vadeli. Eker biçer, yatırımını yapar ve ürünü satar, kazandığı parayla borç öder, kısacası geçinir. Ürünü elinde kalan çok oldu. Risklidir. Kuraklık var, beklenmeyen don olayları var. Bunun sonucunda üretici önünü göremiyor. Kazandığı para borcuna gidiyor. Eve gidiyor. Aslında balık tutmayı öğretmek değil, köylümüzün balık tutmasına izin vermedik. Malzemelerini elinden aldık” diye konuştu.

UZUN VADELİ PLAN

Pandemi döneminde gıdanın öneminin dünyada arttığını aktaran Erdal, “Bu bize ayçiçek yağının iki katına çıkması olarak yansıdı. Neden ayçiçek yağını ithal edelim? Çiftçimizi desteklemedik, göç etmesine neden olduk. Geleceğini kurmasına izin vermedik. Şimdi diyoruz kırsalı kalkındıralım. Bu bir ironi. Kısa vadeli destekle değil, uzun vadeli planlarla, köylünün üründen para kazanmasının sağlanmasıyla olabilir. Ürün yetiştirmek sorun değil, pazarlaması var. Dijital pazar çıktı, büyük ağların kazanacağı bir sisteme evrildiler. Küçük üreticiyi kalkındırmazsan yine piyasada büyük şirket kazanır. Bunun için küçük üretici desteklenmeli, kooperatifleşmeli. Kırsal kalkınma şart. Jeotermaller tarım arazilerine kuruluyor. Hobi bahçelerini verimsiz toprakta yapmak varken, yasal olmayan yolla tarım arazilerine hobi bahçeleri yapılıyor. Bu uzun vadeli planlanıp üniversite hocalarının oluşturacağı politikalarla ancak yapılabilir. Bunun haricinde hem yerel hem bakanlık hem ilgili üniversite ve meslek odalarıyla yapılması gereken uzun vadeli bir plan kırsal kalkınma yapılması artık kaçınılmaz” ifadelerini kullandı. Rana Beyza Öztürk / Özel Haber