Türk halkının gıda ile olan imtihanı bir türlü bilmek bilmiyor. Vatandaş, yıllardır güvenerek tükettiği etten süte, baldan çaya pek çok üründe hayal kırıklığı yaşıyor. Tarım ve Orman Bakanlığı’nın açıkladığı taklit ve tağşiş yapan kurumlar listesi bir kere daha gösterdi ki Türk halkına göz göre göre domuz etinden sakatata kadar her türlü katkı maddesi yediriliyor. Tarım ve Orman Bakanlığı taklit veya tağşiş yapıldığı kesinleşen, aralarında et ve et ürünleri, süt ve süt ürünleri, bitkisel yağ, bal, takviye edici gıdalar ve çikolataların yer aldığı 229 firmaya ait 386 parti ürünü kamuoyuna açıkladı. Listede İzmir’den olan 14 firma bulunuyor.

HİLELER BİTMİYOR

Söz konusu teşhir işleminde görüldü ki alkolsüz içeceklerde takviye edici gıda ürünlerinin ilaç etken maddesi kullanıldığı, ballarda taklit ve tağşiş yapıldığı, kuruyemişlerde antep fıstığına yer fıstığı karıştırıldığı, salça ile baharatlara gıda boyası ilave edildiği, çay, kahve gibi ülkede çok tüketilen ürünlerde de yine ilaç etken maddesi ile gıda boyası konulduğu görüldü. Listeye göre sağlık için tüketilen süt ve süt ürünlerinde nişasta, jelatin ve bitkisel yağ kullanıldığı, bitkisel yağlarda da farklı tohum yağlarına başvurulduğu görülüyor. Ayrıca denetim sonucunda kırmızı et ve et ürünlerinde de domuz eti, tek tırnaklı eti, at eti, soya, kanatlı eti, sakatat, deri dokusu ve baş eti gibi kısımlarda kullanılıyor. Bakanlık 2012 yılından bu yana söz konusu fırsatçılık ürünlerini teşhir ediyor. İlk günden bu yana tağşiş ve taklit yapan 1443 firmaya ait 3 bin 202 parti ürün bu şekilde deşifre edildi. Bakanlığın tespit yöntemleri ve denetimleri arttıkça, fırsatçıların yöntemleri de aynı ölçüde değişiyor.

‘MEN EDİLMELİLER’

Konuyla ilgili konuşan TMMOB Gıda Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı İ. Uğur Toprak, 1.5 yıl aradan sonra 3 ay önce ifşaların yapıldığını hatırlatarak söz konusu eylemin sıklıkla yapılma çağrılarının cevap bulduğunu görmenin mutluluk verici olduğunu ifade etti. Yapılan teşhir uygulamalarında ürün grubundan alınan numune miktarının ve tarihinin, ayrıca bu numunelerden alınan hileli payın yüzde kaç olduğunun analiz tarihinin de açıklanmasının daha net fikir vermesi açısından önemli olduğunu hatırlatan Toprak “Yıllardır taklit, tağşiş ve hileli gıda üreten firmaların sadece ifşasının yetmeyeceğini söylüyoruz. Taklit ve tağşiş kapsamı dışında ürünlerin mikrobiyolojik analiz sonuçları da açıklanmalı, pestisit kalıntı limitini aşan ürünler ile aflatoksin, okratoksin sınır değerlerini aşan ürünler ve bunları piyasaya süren firmalar da ifşa edilmeli. Diğer yandan bu şekilde hile yapan firmalara uygulanan para cezaları çok az, bu cezalar üreticinin kazandığının çok çok altında kalıyor. Daha caydırıcı önemler almalı. Gerekirse bu firmalar kapatılmalı, başka bir isimle faaliyete başlamaları engellenmeli, ticaretten men edilmeli” dedi.

MERDİVEN ALTLARI…

Başkan Uğur Toprak, Türkiye’de sadece kayıtlı imalathane ve tesislerin denetlenebildiğini hatırlatarak Bakanlık sisteminde kaydı olmadığı için ‘Merdiven altı’ diye tabir edilen işletmelerin gerekli araştırmalardan azade şekilde üretime davam ettiğini belirtti. Alo 174 hattına bir ihbar olmadığı sürece, bu işletmelerin varlığından haberdar olunamıyor, dolayısıyla da gerekli denetimler de yapılamıyor diyen Toprak şunları aktardı: “Sadece merdiven altıların denetlenmesi haksız rekabete yol açıyor. Ülkemizde denetime tabi 12 binin üzerinde onaylı, 635 binin üzerinde kayıtlı işletme bulunuyor. Tarım ve Orman Bakanlığı’nın 2018 faaliyet raporuna göre 2018 yılında 1 milyon 124 bin 918 denetim yapılmış. Yani her bir işletme ortalama yılda sadece bir kez denetlenmiş. Yürürlükteki yasamıza göre bu işletmelerden yılda en az 2, 3 hatta 4 kere denetlenmesi gerekenler varken, henüz hiç denetlenmemiş olanlar da mevcut.”

‘DENETİMCİ YETERSİZ’

Bakanlık 2018 faaliyet raporunda da, dün açıklamış olduğu ifşa listesinde de aslında söz konusu süreci yürütmediğini itiraf ettiğini vurgulayan Başkan Toprak, halk sağlığı ile gıda güvenliğinin bir işletmeyi yılda bir kere denetleyerek sağlanamayacağını aktardı. Denetleme yapan sayısının da azlığını söyleyen Uğur Toprak, “6 bin 825 denetçi çalışıyor. Ki bunların sadece 2 bin 250 kadarı gıda mühendisi. Bu sayı yeterli mi sizce? Yine küçük işletme yoğunluğu, toplam işletmelerin yüzde 80’nini oluşturuyor. Bunlara yönelik ‘Yetkilendirilmiş Gıda Danışmanlığı’ sistemi de ivedilikle yürürlüğe konulmalı” ifadelerini kullandı.

‘TEMENNİYLE OLMAZ’

Tarım ve Orman Bakanı Dr. Bekir Pakdemirli de yürürlükte olan yasalarda cezaların yetersiz kaldığını ve gönlünün hapis cezasından yana olduğunu söylemişti. Bu demeçle ilgili de konuşan Uğur, Bakan’ın kendileri ile aynı çizgide olmasının sevindirici olduğunu ancak gıda terörüne karşı alınacak önlemlerin gönülden geçmekle kalmaması gerektiğini belirtti. Uğur, “İlgili otoriteler, kurumlar ve kanun koyucular gerekli önlemleri alacak düzenlemeleri hayata geçirmeliler. Elbette ki taklit ve tağşişin önüne geçilmesi için daha fazla ve daha etkin gıda denetimi yapılması gerekiyor” diye konuştu. Utkucan Akkaş / Özel Haber