Korona virüs salgını bir kez daha gösterdi ki yaşam için insanlığın olmazsa olmazı ne otomobiller ne cep telefonları ne diğer ihtiyaçlar. Tüm kriz dönemlerinde olduğu gibi bu salgında da insanların ilk düşündüğü şey gıda ve su ihtiyacı oldu. Marketlerin reyonları, manav tezgahları boşaldı. Eve kapanan vatandaşlar karınlarını nasıl doyuracağını düşünüyor. Yerli ve doğal üretimin bir kez daha önem kazandığı günler geçiriyoruz. Ancak uzun yıllar ‘Avrupa’nın bahçıvanı mı olacağız?’ denilerek ikinci plana atılan tarım bu süreçte de yeterince üzerine düşünülen bir durum değil. Ekim mevsimine sayılı günler kalan Türkiye’nin, Çiftçi Kayıt Sistemi’ne kayıtlı çiftçi yaş ortalaması 58. Buna rağmen tarım alanında çalışanların sağlığıyla ilgili hiçbir önlem alınmıyor. Dahası şu anda yaklaşık 1,5 milyar sebze fidesi seralarda ekim için bekliyor ve bu sayının mayıs ayına kadar 2 milyara ulaşacağı öngörülüyor. Peki, bu süreçte önlem alınmazsa üretim nasıl sağlanacak? Ziraat Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Başkanı Dr. Tevfik Türk, salgın sürecinde tarım alanında ne gibi adımlar atılacağının düşünülmediğini söyleyerek, “Asıl felaketin, bu fidelerin tarlalara sevk edilemeyip dikilemez ise yaşanacağını unutmamamız ve buna göre aksiyon almamız gerekiyor” ifadelerini kullandı.

‘ÖNEMİNİ ORTAYA KOYDU’

18 Mart’ta ‘Korona virüsle Mücadele Eşgüdüm Toplantısı’nın ardından, Cumhurbaşkanı tarafından, ‘Ekonomik İstikrar Kalkanı’ adı ile devreye girecek 100 milyar liralık destek paketinde tarımın yer almadığına dikkat çeken TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Başkanı Dr. Tevfik Türk “Bu çok önemli bir eksiklik. Her zamanki gibi tarım sektörü yine üvey evlat muamelesi gördü. Bakanlık da sadece destekleme ve fark ödeme başvuru tarihlerini ötelemiş, üretime ve üreticiye karşı herhangi bir önlem açıklamadı. Oysa korona virüs salgını, tarım sektörünün dünyadaki stratejik önemini bir kez daha göstermiştir” ifadelerini kullandı.

‘YERLİ ÜRETİM ŞART’

Başkan Türk, Ziraat Mühendisleri Odası’nın Türkiye genelinde yaptığı çağırıyı da hatırlatarak esnaf ve sanatkârlara sağlanan kredi borcu ödeme kolaylığının çiftçilerin bankalara ve Tarım Kredi Kooperatifi’ne olan borçlarını da kapsayacak şekilde genişletilmesi gerektiğini söyledi. İcralık çiftçi ve serbest çalışan icralık ziraat mühendisine borç yapılandırması getirilmesi gerektiğinin altını çizen Türk, “Üretimde bulunan çiftçiye ve serbest çalışan ziraat mühendisine düşük faizli kredi tahsis edilmeli. Dövizdeki artışa paralel artan girdi fiyatlarındaki kaçınılmaz yükselişi önlemek için girdilerde KDV indirimi dahil üreticiyi ve üretimi rahatlatıcı önlemler ivedilikle alınmalı, ek destekler açıklanmalı. Üretim için gerekli dinamiklerin yerli olarak üretilmesi ve üreticiye ulaştırılması için seçenekler aranmalı. Ki bu konuda da öncelik tarımsal ilaç ile gübreye verilmeli, bunlar ve diğerleri için AR-GE çalışmaları hızlandırılarak süreç koşulsuz desteklenmeli” dedi.

‘POLİTİKA DEĞİŞTİRİLMEZSE…’

Gıda güvenliğinin sağlanması konusunda gerekli çalışmaların yapılması gerektiğini belirten Dr. Türk Covid-19’dan ders çıkararak bir önce tarım politikası değişikliğine gidilmesi gerektiğini aktardı. Başkan Tevfik Türk şunları söyledi : “Merdiven altı üretim, stokçuluk ve fahiş fiyatlar boyutu dahil uygulamaların doğru, etkin ayrıca hızlı olmasına daha çok özen gösterilmeli. Üreticiden tüketiciye kadar güven ortamına dayalı sağlıklı besin zinciri kurmak hayati önem taşıyor. Söylemler dışında somut olarak, tarım arazilerimizi koruyacak şekilde ülke düzeyinde arazi kullanım planlaması yapılmalı; korunan tarım arazilerimizde üretim miktarı artışı, ürün çeşitliliği ile üretim sürekliliğini sağlayan tarımsal üretim planlamasına geçilmeli; tarımsal ürün dışalımı kısıtlanmalı. Girdi maliyetleri düşürülerek ürün desteklerinin artırılmasına yönelik çalışmalara derhal başlanmalıdır. Bu adımlar atılmadığı takdir de pek çok sorun geçmişten daha büyük şekilde kapıda bekliyor.”

‘KÖYLÜ BİLGİLENDİRİLMELİ’

Tarımsal ürünlerin dışalımında uygulanan koruyucu önlemlerin de tekrar gözden geçirilmesi gerektiğini vurgulayan Türk, kırsal alandaki vatandaşların virüse karşı bilinçlenmesi için daha yoğun bilgilendirme çalışmasının şart olduğunu söyleyerek “Özellikle salgının yaygın olarak görüldüğü ülkelerden ürünler için gıda alımlarındaki koruyucu önlemleri yeniden gözden geçirmek gerek. Tarımsal üretimde önemli ve gerekli bir işgücü konumunda bulunan geçici, gezici ve mevsimlik tarım işçilerin karşılaşacağı sorunlara yönelik kalıcı çözüm önerileri geliştirilmeli, salgın döneminde üretim sezonu öncesi gerekli önlemler ivedilikle yürürlüğe konulmalı. En riskli kesim aslında tarım çalışanlarıdır. Bildiğiniz gibi ÇKS’ye kayıtlı çiftçi yaş ortalamamız 58. Ülkemizin her yerinde gerekli duyuruların ve uyarıların yapılmasının yanında, dezavantajlı kesim olan kırsal alanlarda yaşayan insanlarımıza yönelik olarak ek uyarıların yapılması büyük önem taşıyor” diye konuştu.

‘BESLENMEDEN OLMAZ’

Mart ayının tarımsal üretim sezonunun başladığı tarihler olduğunu hatırlatan Dr. Türk, “Bugünler aslında tarımsal üretim sezonunun başladığı tarihler. Önümüzdeki 2 ay içerisinde ekim ve dikim hazırlıkları devam edecek. Şu anda Türkiye’de yaklaşık 1,5 milyar sebze fidesi seralarda ekimi bekliyor. Bu sayı mayıs ayına kadar 2 milyara ulaşacak. Asıl felaketin bu fidelerin tarlalara sevk edilemeyip dikilemez ise yaşanacağını unutmamamız ve buna göre aksiyon almamız gerekiyor. Bu dönemde destekler ve alınacak önlemler açıklanırken tarım unutulmamalı. Evden çıkmayabiliriz, kıyafet değiştirmesek de olur ama beslenmeden olmaz. Çiftçiye ve tarıma yönelik önlemler vakit geçirmeden alınmalı” şeklinde konuştu. Utkucan Akkaş / Özel Haber