Yıl 2015. İzmirspor A Gençler Ligi'nde Türkiye Şampiyonu oldu. Dönemin kulüp yöneticilerinden iki şahsa dedim ki, 'Bu takımı olduğu gibi A takıma alın, iki üç tecrübeli ağabeyi de ilave edin, bu cenga...

Yıl 2015. İzmirspor A Gençler Ligi'nde Türkiye Şampiyonu oldu. Dönemin kulüp yöneticilerinden iki şahsa dedim ki, 'Bu takımı olduğu gibi A takıma alın, iki üç tecrübeli ağabeyi de ilave edin, bu cengaverler amatör kümeden kurtarır'. Sevgili spor insanı Seyit Mehmet Özkan ilk önce İzmirspor'u istediğinde, 'İkinci adam olamayız' deyip reddedenler gibi, hemen yanıt geldi. Tam da yeniliğe, fikirlere kapalı, 'istemezük kafası'. 'Takım düşerse hesabını verecek misin'. 'Veririm Bayramyeri meydanında assınlar' dedim. Eşrefpaşalıyız ya. Tabii ki de ne yaptılar. Toptan, futboldan, insandan anlamadıkları için. O çok başarılı gençlere şans vermediler. Yazık oldu, güzelim takım dağıldı. Zira İzmirspor'a düşman olan böyle yapmazdı. Cesaret edemediler, korktular. A takım mı ne oldu, küme düştü. Hesap verecek misin diyen yöneticiler mi ne oldu. Hesap vermedi. Gayet rahatlar, ellerini kolları sallaya sallaya dolaşıyorlar. Katlettikleri güzelim takım da kulüp de orda duruyor. Yerinde sayıyor. ÖZER YURTERİ'YE SORDUNUZ MU ? Yıllar sonra ikisini bir arada gördüğümüz için şükrettiğimiz, Göztepe de Altay da alt yapıya güvenmedi, küme düştü. Doldurdular yabancılarla. İlhan Palut gibi Ünal Karaman gibi gençlere değer veren hocaları yolladılar. Alt yapıdaki gençlere şans vermediler. Göztepe'nin çocuğu Ege Özkayımoğlu bile daha yeni yeni, küme düşünce akıllarına geldi. Balçova Sahası'nda izledim. U-17'de öyle harika gençler var ki. Onları oynatsanız bu takım düşmezdi. Göztepe'nin efsanesi Özer Yurteri tribündeydi. Sıcak, güneşli havada gençleri izliyor. Niye, deli mi bu adam ? Tek amacı var çok sevdiği bu gençleri, çok sevdiği Göztepe'ye kazandırmak. Bekleyip, göreceğiz. A takımda oynatmayacaklar, dağılacaklar. Sonra yüksek fiyata geri alacaklar, maharet gibi. Yuvaya döndüler diye yazacağız biz de. Yemezler. Tenezzül bile etmediniz. Bir sorsanız, Özer hocama, vallahi de bu takım düşmezdi. Bu arada Altınordu da yabancı oynatsaydı, düşmüştü. Evlatlarıyla yaşama tutundu. NURİ ADIGÜZEL NEREDE ? Altay'a gelelim Mustafa Denizli'yi getirmek dışında, alt yapıyla ilgili bir şey yapıldı mı ? Bir kere en başta, Altay'da görev yapmış, oynamış teknik adamları göreve getirilmeliydi. Kesin karar, prensip imiş. İstenmedi. Oysa, öz, gerçek, hakiki Altaylılık ruhu böyle değil. Böyle Her şey Altay için. Geldiği gibi, düştü koskoca Altay. Süper Lig'de toplam yıl olarak en çok oynayan kulüp. Ha pardon, takım düşünce, o tonla para verdiğiniz yabancılar formayı çıkardı. Nankörlük etmeyeyim alt yapıdan yetişen Nurettin Küçükdeniz'i oynattılar. 18 yaşında, yine de sevindim. Fenerbahçe bile, 17 yaşındaki Arda'ya güvendi, forma verdi. İş işten geçtikten sonra alt yapıdan yetişen Nurettin, nihayet sahada. Nice futbolcular yetiştiren Nuri Adıgüzel hocam nerde, haberiniz var mı ? Kusura bakmayın yeni sezonda, nacizane de olsa. Altay'a da Göztepe'ye de destek vermeyeceğim. Nasıl olsa bil(me)diklerini okuyorlar. 'Haydi Altay Göztepe' Süper Lig'e' filan yazınca da kendimi kirlenmiş, aldatılmış, kullanılmış hissediyorum. Ben de bir insanım, duygularım var. İzmirliyim, onurla, gururla. ANNESİ VURDU, GOL OLDU 'Hadi anne ya, bu da kaçar mı?', 'Bize yedirmekten vitaminsiz kalmışsın', 'Kilo vermen şart', 'Haydi anne koş', 'Vur annem gol olsun', 'Tüh be anne pas versen goldü'. Karanfil ve forma verdiler, annelerine, Anneler Günü etkinliğinde. Bostanlıspor alt yapısında futbol oynayan evlatlarımız, jest yaptı. Annelerine formalarını verdi, anneler sahada koştu, ter attı. Evlatlar tel örgülerinin ardından tempo tuttu. İşte haber de etkinlik de bu. Empati yaptı, evlatlarla anneleri, karşılıklı. Harika bir fikir, organizasyon. Kulüp Başkanı, Fair Play ödüllü Avni Erboy müdürümü ve de sporcu çocukları evlatları gibi gören kardeşlerim Taner Çınar, Mustafa Oral ile Tolga Aktan’ı candan yürekten kutluyorum, emeğinize yüreğinize sağlık. İyi ki varsınız. Anneleri evlatlarıyla mutlu ettiniz. TUTKU DOLU VE MESUT İDİLER Amatör kümede yıllarca hizmet verdiler, hakem olarak. Tutku Yıldırım ile Mesut Yıldız. Son kez düdük çaldılar. Plaket verildi, jübile yaptılar. Seyirciden çok hakem vardı, tribünde. Gözlemcileri İhsan Uğraş ile İlhami Sayılan bile jübile yüzü görmedi. Büyük jest yapıldı tutku ile bağlanan, sahada mesut olan emektarlara. Tutku Yıldırım yaştan, Mesut Yıldız yurtdışında yaşama kararı aldığı için veda etti. Mesut gittiği yerde devam eder de. Tutku gibi emektar hakemleri U Ligi maçlarına vermeye devam edin ki. Türk futbolu kaybetmesin artık. Yetti artık. Yaş, boy, yabancı dil işleriyle uğraşmayın. Hakemlik yapana, yapmak isteyene yol verin. Gün gelecek hakem bulamayacağız. Hakem dedim ama, dikkat. Hakem sadece, başka bir şey değil. YAN SAHALARIN HALİ NE ? Çocukluğumun, gençliğimin geçtiği Atatürk Stadı Yan Sahalar. Kutsal mekanlarımdandır, gözbebeğimdir, canımın içidir. 20 adet kitap yazarım, anılarım çoktur. 3 ile 4 Nolu'yu yok edip, spor salonu yaptılar. Başka yer yokmuş gibi. O salonu görünce midem bulanıyor. İçine bile girmedim. Daha yeni yapıldı, tadilata aldılar. Hadi salonu anlarım da bürokrasi işleri. 3 Nolu'yu ne diye otopark yaptınız. Sanki binlerce seyirci gidecekmiş gibi. Emrivaki ile yapıldığı için de sırıtıyor. Oysa metro da tramvay da dibine kadar geliyor. Önceden planlasaydınız. Güzelim sahayı betonla kapladılar. O da mahvoldu. Araç park etmek cesaret ister. 50 yıllık ağaçların dibine bile beton dökmüşler. Kurumaya başladılar. Otlar benim boyumda. Şişe kırıkları, çöpler, pislik tonla. Yakışmıyor. Geceleri adam kesseler, uygunsuz şeyler olsa kimsenin haberi olmaz. Spor adına yakışmayan manzara. İçim sızlıyor, kahroluyorum. Allah'a havale diyorum.