Marketler ve manavlarda sıkça karşılaşmaya başladığım ‘Kumkuat’, diğer adıyla ‘Kamkat’ meyvesinden bahsedelim. Kumkuat, Doğu Asya ve Çin bölgesinde yayılış gösteren portakal, limon, bergamot gibi turunçgiller ailesinin bir meyvesidir. Biçim olarak limona benzeyip rengi portakal rengindedir. Çin’de ‘Kantonca’ sözcüğünden gelir, ‘Altın Portakal’ olarak da geçmektedir. Diğer turunçgillerin aksine kumkuatın kabukları da tüketilebilmektedir. Dışı tatlı ama ortası ekşi bir tada sahip lezzetli bir meyvedir.

Güney Asya’ya özgü bir ağacın meyvesidir. Başlangıçta, Çin’de yetiştirilmiştir. Çin’de kutsal bir bitki olarak kabul edilmektedir. Ay Yeni Yılı vesilesi ile hediye edilmektedir. Günümüzde ise tüm dünyada yetiştirilmektedir.

Türkiye’de çeşitli bölgelerde kumkuat yetiştirilmeye çalışılmıştır. En iyi meyve oluşumu Rize’de olmuştur. Rize’de temmuz ayı sonuna doğru çiçek açmakta, meyve oluşumu ağustos ve eylül aylarında olmaktadır. Meyvelerin irileşmeye başlaması ile mart ve nisan aylarında yeme olgunluğuna erişmeye başlamaktadır. KUMKUATIN İÇERİĞİ 100 gram ( yaklaşık 5 adet ) kumkuat: Kalori: 71 kcal Karbonhidrat: 16 gram Protein: 2 gram Yağ: 1 gram Lif : 6.5 gram içermektedir. A vitamini: Günlük gereksinimin yüzde 6'sını C Vitamini: Günlük gereksinimin yüzde 73'ünü Kalsiyum: Günlük gereksinimin yüzde 6'sını Manganez: Günlük gereksinimin yüzde 7'sini karşılayabilmektedir. Kumkuat ayrıca az da olsa B vitaminleri, E vitamini, demir, magnezyum, potasyum, bakır ve çinko içermektedir. Yenilebilir tohumları ve kabuğu, az miktarda da olsa omega 3 yağ asidi sağlar. Diğer turunçgillerde olduğu gibi kumkuatların da su içeriği oldukça fazladır. Ağırlıklarının yaklaşık yüzde 80’i sudan oluşmaktadır. Kumkuat, genel vücut sağlığını iyileştirmede önemli bir rol oynamaktadır. Şeker hastalığı riskini azalttığı, sindirim sistemini iyileştirdiği ve vücudun bağışıklığı güçlendirdiği bilinmektedir. Aynı zamanda cilt ve saç sağlığına da iyi gelmektedir.  ANTİOKSİDAN ÖZELLİĞİ Kumkuatlar flavanoidler, fitoseroller ve uçucu yağlar gibi birçok bileşenden zengin bir meyvedir. Kumkuatın yenilebilir kabuğunda posadan daha fazla miktarda flavanoide sahip olduğu görülmüştür. Kumkuatın flavanoidlerinin bazıları antioksidan ve anti inflamatuar özelliği gösterip kalp, damar hastalıklarından korunmada yardımcı olabilmektedirler. Antioksidanlar, oksidatif stresi önlemek ve kronik hastalıklara karşı korunmak için serbest radikallerle savaşan bileşiklerdir. Antioksidanların, kalp hastalığı, kanser ve diyabet gibi hastalıkları önlemede yardımcı olduğu düşünülmektedir. Kumkuatlardaki fitoserollerin kolesterol benzeri bir kimyasal yapıya sahip olduğu gözlemlenmiştir. Bu sayede vücuttaki kolesterol emiliminin engellenmesine yardımcı olup kolesterolü düşürmede etken olabilmektedirler. Kumkuatları uçucu yağlar elde ve havada hoş bir koku bırakmaktadır. Bu kokuyu sağlamada en belirgin olanı limonen olup vücutta antioksidan etkisi yaratmaktadır. Kumkuat tüketildiğinde farklı flavanoidlerin, fitoserollerin ve esansiyel yağ asitlerinin vücuda alınması ile vücutta sinerjik, yararlı etkilerinin olduğu düşünülmektedir. KUMKUATLARIN VÜCUT SAVUNMASINDAKİ ROLÜ Bazı Asya ülkelerinde kumkuat solunum yolları iltihabı, öksürük, soğuk algınlığını tedavi etmek için kullanılmıştır. Modern tıp, kumkatın bağışıklık sistemini güçlendirmede yardımcı bileşenler olduğunu göstermektedir. Bağışıklık sistemini destekleyici C vitaminin oldukça iyi bir kaynağı olarak görülmektedir. Yapılan araştırmalara göre, kumkuat bitkisi bileşenlerinin vücudun savunması sisteminde yer alan doğal öldürücü hücreler olarak adlandıran bağışıklık hücrelerini aktive etmeye yardımcı olduğu gözlemlenmiştir. Doğal öldürücü hücreler, enfeksiyonlara karşı korunmada yardımcı olmaktadır. Ayrıca tümör hücrelerinin baskılanmasına yardım ettiği de düşünülmektedir. Bu doğal öldürücü hücreleri aktive etmeye yardımcı bileşik beta-kriptoksin denilen karotenoidlerdir. Yapılan gözlemsel araştırmalarda, yüksek beta-kriptoksin alan insanların akciğer kanserine sahip olma olasılığının yüzde 24 daha düşük olduğu gözlemlenmiştir. KUMKUATLARIN OBEZİTE İLE İLİŞKİSİ Yapılan bir çalışma, kumkuatın kabuğunun özü alarak farelerde test etmiştir. Bu özün özellikle flavonoid, neokriyositin ve poncirin açısından zengin olduğu görülmüştür. Kumkuat özü, kalp hastalığı ve tip 2 diyabet dahil olmak üzere obezite ilgili hastalıklarla savaşmaya yardımcı olabilmektedir. Bu ilk çalışmada, sekiz hafta boyunca yüksek yağlı diyetle beslenen farelerin yüksek yağlı diyetle beslenen ve kumkuat özü tüketen farelere ve düşük yağlı beslenen farelere göre daha fazla ağırlık artışı olduğu gözlemlenmiştir. Bütün fareler aynı kaloride besin almıştır. Yine aynı kaloride besin tüketen farelere yapılan ikinci çalışmada, yüksek yağlı beslenen farelerin ağırlıklarının yüzde 12 arttığı gözlemlenirken yüksek yağlı ve kumkuat özü tüketen farelerin ağırlıklarını koruduğu gözlemlenmiştir. Yapılan başka bir çalışma, kumkuat özünün yağ hücresindeki büyümeyi en aza indirgemeye yardımcı olduğunu gözlemlemiştir. Yapılan bu çalışmalarda, açlık kan şekeri, toplam kolesterol, LDL (kötü) kolesterol ve trigliseritlerin daha düşük olmasına yardımcı olduğu gözlemlenmiştir. Ancak kesin bir şey söylenememektedir. Bu çalışmaların doğruluğunu artırabilmek için insanlar üzerinde uygulanan araştırmalara ihtiyaç vardır. DİYABET ÜZERİNE ETKİSİ

Yapılan araştırmalar, düzenli tüketildiğinde karaciğer lipit seviyelerinde ve insülin toleransında iyileşme olabileceğini göstermektedir. Açlık kan şekeri seviyelerini düşürme ve kilo alımını kontrol etmeye de yardımcı olabilir. Kumkuat meyvesinin içerdiği besin maddeleri, lifler, antioksidanlar ve uçucu yağlar diyabetin önlenmesine yardımcı olur. Sindirimin düzenlenmesine ve karbonhidratları, proteini ve yağları metabolize etmeye destek sağlar. Dengeli tüketiminde faydalarını görmekteyiz.

KOLESTEROL ÜZERİNE ETKİSİ Kumkuatın içerisinde yer alan fitosteroller bağırsaklarda kolesterol emilimini engellemeye yardımcı olurlar. Toplam kolesterol, kötü kolesterol ( LDL ) ve trigliserid düzeylerinin düşmesine katkı sağlarlar. Kolesterolü dengede tutarlar. Antioksidan ve antienflamatuar özellikleriyle kalp hastalıklarına karşı korunmada yardımcı bir meyvedir. NASIL TÜKETİLMELİ? Kumkuat diğer turunçgillerin aksine kabuğu ile tüketilebilmektedir. Kabuğu yüksek lif ve antioksidan kapasitesi ile vücuda yarar sağlayabilmektedir. Tüketmeden önce kumkuatın elde yuvarlanması, içerisindeki esansiyel yağların salınmasına yardımcı olabilmektedir. Ayrıca kumkuat ne kadar uzun çiğnenirse tadı da o kadar tatlı olmaktadır. Eğer kabuğu sert geliyor ise yaklaşık olarak 20 saniye kadar kaynar suda bekletip daha sonra soğuk suda yıkamak daha yumuşak olmasını sağlayacaktır. Kumkuat, et, tavuk veya balık için hazırlanan soslarda, marmelat ve reçellerde, sandviçlerin içerisinde, dondurmalarda, pasta, börek veya kurabiye içerisinde, garnitür olarak veya çayların içerisinde tüketilebilmektedir. Kumkuatlardaki C vitamini ve bileşenleri bağışıklık sistemini desteklemeye yardımcı olabilmektedir. Kumkuat obezite, kalp hastalığı, tip 2 diyabet ve belirli kanserlere karşı korunmada yardımcı olabilmektedir. Vücuda yarar sağlayan turunçgil ailesine ait bir meyve olup alternatif bir meyve kaynağıdır. Turuncu renkte olanların alınması özen gösterilmelidir yeşil olan olgunlaşmış olabilmektedir. Kumkuat elde tutulduğu zaman sert ve dolgun olanlarının tercih edilmesine özen gösterilmelidir. Duygu Upçin/Özel Haber