Zeytin ve zeytinyağı damak tadı ve sağlığımızın yanı sıra
ekonomiye yaptığı
katkı ile vazgeçilmez bir değer. 2018 yılında
zeytincilik sektörü Türkiye’ye 405 milyon
dolar döviz kazandırmıştı. Ancak zeytinin meyvesi ve yağından binlerce
aile ekmek çıkarsa da ürünün çöpe giden kısımlarından elde edilebilecek büyük bir değeri çöpe gönderiyoruz. Zeytinin çekirdeğinden yaprağına hemen her bölgesi sahip olduğu zengin içerik nedeniyle kozmetikten boya sanayine kadar çok çeşitli alanlarda kullanılıyor. Ayrıca
antikanserojen madde bakımından zengin olan bu yan ürünler sağlık açısından da değer barındırıyor.
ANTİKANSEROJEN
Ege Üniversitesi Gıda Mühendisliği Fakültesi Öğretim Üyesi Dr. Fahri Yemişçioğlu zeytinin tüm yan ürünlerinin ekonomik ve
sağlık açısından büyük öneme sahip olduğunu aktararak Türkiye’de bunun değerlendirilemediğini söyledi. Entegre bir anlayışın yerleşmesi gerektiğine değinen Dr. Yemişçioğlu, “
Cari açığımızın en önemli kısmını
hammaddelerini itham ettiğimiz kimya sektörü oluşturuyor. Biz zeytinden elde edebileceğimiz pek çok artı ile bu sektörü
domine edebiliriz. Yine sağlık alanında aynı şekilde önemli katkılar elde edilebilir. Zeytinin çekirdeğinden kimyevi süreçte kullanılmak üzere ayrıştırıcı madde yani
adsorban oluşturabilirsiniz. Bu çok değerli bir çalışma. Yine zeytin yaprağı
antikanserojen bileşenler açısından çok zengin. Bu yapraklardan elde edilen çaylar yaygınlaştırılabilir. Buradan elde edilen bu antikanserojen maddeler saflaştırılarak ilaç haline getirilebilir. Zeytinyağına çeşitli işlemlerle güç bela geçirebildiğiniz bu yararlı madde, atık olarak görülen karasuda istemediğiniz kadar var. Bu bileşenler
ekstrakte edilebilir. Farkındaysanız tüm bu süreçler fiziksel bir işlem olan zeytinyağı üretim sürecinin ve tarlanın atığı” diye konuştu.
DÜNYADA ÜRETİLİYOR
Rafinasyon sürecinin de önemli bir üretim süreci olduğunu belirten Yemişçioğlu, “Rafine zeytinyağı ve pirinadan çok değerli madde edilebilir. Bu madde steroller, E vitamini deposu tokoferol ve skualen içeriyor ki
skualeni zeytinin dışında sadece
köpek balığı karaciğeri yağından elde edebilirsiniz. Bu maddeler çeşitli sektörlerde ciddi değerler verilerek alınıyor. Yine ürünün doğal asidi olan saf
oleik asit kimya sektöründe ciddi rakamlara satılıyor. Sürekli üretip, gelir elde edebileceğiniz kısımlar bunlar. Dünyanın her yerinde zeytinyağı üreticisi olan ülkeler bu yan ürünleri üreterek pazarlıyor” dedi.
CARİ AÇIĞA ÇARE
“Zeytinden her anlamda daha fazla faydalanmak için bu projelerin artırılması ile
TÜBİTAK’a veya
Tarım ve Orman Bakanlığı’na yüzleri dönmek gerekiyor” diyen Yemişçioğlu, “Büyük firmaların bu alana eğilmesi gerekiyor. Biz bu üretim süreciyle cari açık problemimizi önemli oranda çözebiliriz. İthalatın önünü keserek yerli ikamesi oluşturabiliriz. Sadece Türkiye’deki
kimya ve boya sektörünün oleik asit ithalatını kesmesi bile yeterli ki biz potansiyel olarak dışa da satabiliriz. Bu süreçte
kooperatiflere de özel sektöre de
devlete de çok iş düşüyor” ifadelerini kullandı.
Utkucan Akkaş / Özel Haber