İzmir Büyükşehir Belediye Meclisinin şubat ayı olağan meclis toplantısı birinci birleşimi Ahmet Adnan Saygun Sanat Merkezi’nde (AASSM) Başkan Tunç Soyer’in yönetiminde gerçekleşti. Toplantının açılışında Başkan Soyer, geçtiğimiz günlerde Ödemiş başta olmak üzere Küçük Menderes Havzası’nda ‘Başka Bir Tarım Mümkün’ vizyonundan doğan İzmir Tarımı modeli hakkında bilgiler verdi. Soyer, “İzmir tarımının kilit taşı, bölgeye, coğrafyaya özgün ürünlerin üretimi olacak” dedi.

ESHOT’A KREDİ İMKANI

ESHOT Genel Müdürlüğü’nün 295 milyon lira iç borçlanma kapsamında Çevre ve Şehircilik Bakanlığından onay alınması, söz konusu kredi için Büyükşehir Belediyesi’nin garantör olması, garantörlük kapsamında her türlü işlemin yapılması ve kredi kullanımı ile ilgili her türlü sözleşme, taahhütname, protokolleri düzenleyip imzalanması için İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Soyer’e yetki verilmesi hakkındaki önerge komisyonlara gönderildi. ibb-meclisi

NAKDİ YARDIM GELİYOR

Geçtiğimiz günlerde kentte yaşanan sel felaketinde evleri ve eşyaları zarar görmüş mağdur vatandaşlar için asgari 2 bin lira, azami 12 bin lira, iş yerleri ve eşyaları zarar görmüş mağdur vatandaşlar için asgari 2 bin lira, azami 15 bin lira nakdi yardım yapılmasına ilişkin önerge mecliste oy birliğiyle kabul edildi.

KÜLTÜRPARK PLANI OY BİRLİĞİYLE GEÇTİ

İhtisas komisyonlarından oy birliği ile meclis gündemine gelen Kültürpark Koruma Amaçlı İmar Planı meclisten oy birliği ile geçti. Plan, Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Kurulu’nun onayına sunulacak. Kuruldan onay alması halinde plan askıya çıkacak. Kültürpark planı konusunda mecliste söz alan İzmir Büyükşehir Belediyesi CHP Grup Sözcüsü Nilay Kökkılınç, “Bilindiği üzere İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi ve İzmir için son derece önem arz eden konulardan biri. Uzun zaman basında tartışıldı. Bilindiği üzere Kültürpark, eski başkanlarımızdan Behçet Uz tarafından kente kazandırılmış olan bir alan. Fuarcılık, eğitim ve öğretim en başta gelen alanlardan biri. Burası ikinci doğal sit alanı ve aynı zamanda tarihi sit değeri olan kapılara da sahip. 31 Mart’ta göreve geldiğimizde esasında daha öncesinde imar planları yapılmıştı. Fakat çok fazla tartışma söz konusu olduğundan biz göreve geldiğimizde bu konuda İzmir’in tüm dinamiklerinin görüşlerine başvurmak istedik. Bu konuda tüm sivil toplum örgütlerinin ve meslek odalarının görüşlerini alıp yaklaşık bir yıl süren görüşmelerle Kültürpark konusunda İzmir kentinin görüşleri alındı. Konu Büyükşehir Belediyesi’ne geldiğinde de İhtisas Komisyonu’na konu olarak gündeme geldi. Hukuk komisyonu koşul getirdi; burada esasında yönetim ve işletim planının da aynı şekilde belediye meclisi gündemine gelmesi ve Kültür ve Tabiat Koruma Kurulu’ndan da onaylanması koşulunu getirdi. Birlik ve beraberlik içinde hareket ediyoruz. İmar Komisyonu ve eğitim komisyonu da, ‘Alan geçmişten bugüne gazinolarıyla, ünlü isimlerle hafızalarda yerini alıyor. Bu isimler de korunsun’ dedi. Kültürpark bir yeşil alan. Bu planda yapılaşma daha az olacak. Holler 27 bin metrekare alana tekabül ediyor. Bunlar da bitip yeniden yapıldığında 12 bin metrekare alan yeniden yapılacak. Ve kurucu unsurun da iradesi dikkate alınacak. Tüm eğlence ve kültür hayatına ait her şey korunacak” dedi.

‘ENDİŞELER VARDI…’

Kökkılınç’ın ardından sözü alan AK Parti Grup Sözcüsü Hakan Yıldız da, konuyu komisyonlarda tartıştıklarını belirtti. Planla ilgili bazı kaygıları olduğunu söyleyen Yıldız, “Bu konu kamuoyunda da hala tartışılıyor. Bizim üzerinde durduğumuz noktalardan biri plan notları içerisindeki bazı notların kesinleşmemiş olması. Bazı belirsizlikler vardı. Yeşil alanların korunması, yapılaşma gibi… Bizim asıl endişemiz meclis gündemine gelmeden geçmesi durumundaydı. Süreç anlamında çok imkan olmadığını görüyoruz. Bunlar d tartışmaları getiriyor. Metrekareyi düşüyoruz ancak nasıl bir yerleşim olduğu konusunda endişeler var. Celal Atik'in korunması yönünde bir irade koyduk ortay ancak doğrusunun yapının yıkılıp yeniden yapılması gündeme geldi. Esasında toplumda tartışılan konulara da baktığımızda bazı maddeleri kesinleştirerek vermiş olsaydık bu tartışmaların da olmayacağı kanaatindeydim. İzmir'in yeşil anlamında daha kullanışlı ve faydalı noktaya noktaya dönmeli Kültürpark. Biz grup olarak bugüne kadar koyduğumuz tavrın devamını da getirmek açısından bir değişiklikleri oy birliği ile yapıyoruz” ifadelerini kullandı.

ANAYASASINA KAVUŞTU’

Son olarak konuyla ilgili söz alan Başkan Soyer de, şu ifadeleri kullandı: “31 Mart’ta yapılan yerel seçimin ardından belediyemizce Kültürpark’ta yaklaşık 42 hektar kentlilerce kullanılan kent merkezindeki alanlar da dikkate alınarak ortak akılla karar verilmesi amacıyla sürecin tekrar yürütülmesine karar verildi. Bu doğrultuda belediye başkanlığımızca söz konusu sürecin tamamlanmasına ilişkin adımlar atılmasına karar verilmiştir. Sivil toplum kuruluşlarının yanı sıra ilgili meslek odaları ile de görüşülmüş; Koruma Amaçlı İmar Planı da dikkate alınarak plan çalışmasının yürütülmesi amacıyla ilgili meslek odaları ve teknik ekiple görüşülmüştür. Bu kapsamda 11 ayrı toplantı yapılmıştır. Bu toplantılarda alana ilişkin görüşler alınmış, ayrıca meslek odalarımızca ilave analiz çalışmalarının yapılması karar verilmiştir. Bu kapsamda ilgili uzmanlarca Kültürpark faunası, kent ekosistemine etkileri, taşıma kapasitesinin değerlendirilmesi, yapı envanteri, mimari dokuları, heykelleri, kullanım ve kullanıcı portföyünün tespiti, acil toplanma alanı gibi başlıklarda bilimsel raporlar hazırlanmıştır. Koruma Amaçlı Plan kararı doğrultusunda alanın Tarihi Varlıkları Koruma Kurulu’nun önerileri de dikkate alınarak değerlendirilmiştir.”

Tarihi sit niteliğini taşıyan Enternasyonal Fuarı...

Kültürpark’ın 2’nci derece doğa sit alanı olmasının yanı sıra tarihi bir sit alanı olduğunu da belirten Başkan Soyer, “Kültürpark Taşınmaz Kültür ve Tabiat Koruma Varlıkları Yüksek Kurulu’nun kararı ile ilk sergi alanı olması, Cumhuriyet döneminde kurulan milli bir değer olması nedeniyle tarihi sit alanıdır. Koruma Amaçlı planlardan birinin fuar içi sergileme faaliyetlerini gerçekleştirmek olduğu ve İhtisas Fuarları Gaziemir’deki yeni fuar alanına taşınmışsa da, tarihi sit niteliğini taşıyan Enternasyonal Fuarı’nın bu alanda devam etmesi amaçlanmıştır. Bu doğrultuda alanın tarihsel kimliğine uygun bir biçimde fuar, kültürel ve sportif işletmelerinin devamının sağlanması amaçlanmış ve mevcut plandaki yapılaşma oranı azaltılarak, Kültürpark Alanı; fuar, festival ve panayır alanın tamamı için emsal 0.05 olarak belirlenmiştir. Yeşil alanların yanı sıra, kültür, sanat, spor, eğlence, dinlence, sosyal tesis gibi fonksiyonları yer alacak şeklinde planlanacaktır. Mevcuttaki 27 bin metrekare olan taban alanın azaltılarak bu bölgede taban alanı 12 bin metrekare ve Celal Atik Spor Salonu’nun tabanının 6 bin metrekare olacak şekilde uygun görülmüştür. Böylece bir taraftan tarihsel kimliği yansıtacak şekilde yapılması ve fuar faaliyetlerinin devam etmesi, diğer yandan Celal Atik Spor Salonu’nun yenilenmesi amaçlanmıştır. Özetlediğimiz süreçlerde emek veren herkese çok teşekkür ediyorum. İzmir’in belki de en değerli tarihsel miraslarından biri olan Kültürpark böylece sağlam, güçlü bir anayasaya kavuşmuştur” diye konuştu.

BOĞAZİÇİ YORUMU ALTYAPI TARTIŞMASI

Boğaziçi olaylarına ilişkin konuşan CHP Grup Başkanvekili Mustafa Özuslu, “Hak aramak muhalefet etmek demokrasinin gereğidir. İktidar olacak ama iktidar kadar muhalefet de olacak. AKP iktidarı şu an ülkede hüküm sürmektedir, muktedirdir ama her muktedir gücünü doğru kullanmalı.  Bugün mağrur olanlar geçmişte mağdurdurlar. Bir şiir okuduğu için cezaevinde yattı Cumhurbaşkanı, mağdurdu. Eğer demokrasiden bahsediyorsak söz hakkı, ifade özgürlüğü olmazsa olmazdır. Boğaziçi’ndeki gençleri anlamamazlıktan gelirseniz, dinlemezseniz, onları kategorize edip damgalarsanız bu ülkeye hayır gelmez. Biz elbette suçun şiddetin terörün yanında olmayız ama barışçıl bir hak arama yöntemiyle muktedirlerin hoşuna gitmeyenleri söylüyorlarsa onları terörist diye yaftalamak yerine anlamak dinlemek gerekir” dedi.

Yerel Meclislerde İzmir’i konuşalım...

Özuslu’nun ardından ‘Yerel Meclislerde İzmir’i konuşalım, İzmir’in sorunlarını konuşalım’ diyen AK Parti Grup Başkan Vekili Özgür Hızal da, “30 Ekim’de bir deprem hadisesi yaşandı. O zaman bu şehrin en temel sorunlarından biri kentsel dönüşüm ve deprem dedik. ‘Bu şehirde deprem her an gerçekleşebilir’ dedik. Sonra aradan üç ay geçti bir yağmur yağdı. Metrekareye şu kadar yağmur yağdı ve sonuç itibariyle o gün iki vatandaşımızı kaybettik. Merkezdeki bütün dereler taştı, binlerce işyeri ve konutları su bastı. Sizler de bizler de alandaydık. Öncelikle bu acı hadisede hayatını kaybeden hemşerilerimize Allah’tan rahmet, yakınlarına baş sağlığı diliyorum. İzmir Büyükşehir Belediyesi çalışanları bir emek sarf ettiler, onlara da teşekkür ediyorum. Sizin bir sözünüz var, ‘dirençli şehirler.. Dirençli şehirler yaşanan hadiselerin ortadan kaldırılması değil; deprem, sel ya da hangi koşullar olursa olsun İzmirli hemşerilerimize daha az hasar vermesiyle ilgili. 2013 yılında da bu şehirde CHP’li bir büyükşehir belediye başkanı vardı, o gün de aynı eleştirileri yapıyorduk. O gün yağan yağmur sonrası Tepecik İtfaiye Daire Başkanlığı alanı sular altında kaldı, milyonlarca lira hasar oldu. O gün de bunu eleştirdik. Aradan sekiz yıl geçti, iki ay önce yine yağmur yağdı yine o alan sular altında kaldı. İki hafta sonra yağmur yağdı yine İzmir Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Daire Başkanlığı alanı sular altında kaldı. Tek fark, bu sefer tedbir alındı araçlar oradan kaldırıldı. Yardıma gitmesi gereken Daire Başkanlığı yardıma muhtaç hale geldi. İzmir’in altyapı durumu bu. 2013 yılından 2021 yılına geldiğimiz noktada altyapının durumu bu. Biz başka şehirlerde yaşamıyoruz, başka şehirlerin seçtiği meclis üyeleri değiliz. Bunu her eleştirdiğimizde ‘Afetten siyaset üretiyorsunuz’ gibi bir argümanla çıkıyorsunuz. Afetten siyaset yapmadık, yapmayacağız. Ama altyapıyı konuşmayacak mıyız? Toplamda 70 kilometre ayrıştırma yapıldığını ve bunun yetersiz olduğunu söylemeyecek miyiz? Bunda yanlış olan ne var? Bunları söyleyeceğiz ki siz düzelteceksiniz. Düzeltmezseniz yine söyleyeceğiz” dedi.

Yasal mevzuat neyse onunla karşılaşır

“Mustafa Bey’in konuşmasının ardından özellikle son bir haftadır İzmir’de yaşanan süreçle ilgili çok da fazla söyleyecek bir şeyi olmadığı görüyoruz” diyerek açıklamalarını sürdüren Hızal, “Bugün Boğaziçi’nde yapılan rektör atama usulünün diğer üniversitelerden hiçbir farkı yok. Bu rektör atamasına elbette birileri karşı çıkabilir. Teröre bulaşmadığı müddetçe de yasal anlamda hiçbir noktada sıkıntı yaşamaz. Ancak ne zaman ki teröre bulaşır o zaman Türkiye Cumhuriyeti yasalarına ne gerekiyorsa onu yapar. İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne Tarımsal Daire Başkanlığı’na sosyolog atandı. Bana göre yanlış. İZSU Genel Müdürlüğü’nün başında bir ziraat mühendisi. Odalar da buna itiraz eder, başkaları da itiraz eder. Ancak onların İZSU Genel Müdürü’nün odasını işgale kalkıyor… Bugün Boğaziçi’nde yaşanan budur. Türkiye Cumhuriyeti hiçbir kurumunu hiç kimse işgal edemez. Ederse karşılığındaki yasal mevzuat neyse onunla karşılaşır” açıklamalarında bulundu. İddiaların ardından söz alan CHP’li Kökkılınç da, “Tarımsal Daire Başkanı bir sosyolog olabilir. Yıllardır tarım alanında çalışan bir arkadaşımız. Liyakat demek sadece üniversite mezunu demek değil. Bugün emniyet müdürlüğünde polislerin, emniyet müdürlerin edebiyat fakültesi mezunu olduğunu görürsünüz. Dolayısıyla kendisine karşı yapılan suçlar haksızdır. Boğaziçi Üniversite rektörü atamasıyla bir daire başkanlığı müdürü ataması çok ayrıdır. Üniversite bilim yuvasıdır. İfade özgürlüğü anayasal bir haktır. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nde ve anayasamızda göre öğrenciler anayasal hakkını kullanmıştır. Altyapı eleştirilerine gelecek olursak… Yakın zamanda Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, W81 ilde eylem planı hazırlanması gerekir. Aşırı yapışlar, seller, taşkınlar bundan kaynaklanmaktadır’ dedi. İzmir Türkiye’nin üçüncü büyük kenti, ayrıştırmıyoruz. Çoğu zaman Türkiye’den kendinizi ayırıyorsunuz diyorsunuz. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın da altyapı sorumluluğu var bununla ilgili belediye ile birlikte çalışması gerekiyor. Vatandaşların mağduriyetlerini anlıyoruz, bu yaraların sarılması için de çalışıyoruz. Ancak bu konudan siyaset üretmemek lazım. İZSU ve İzmir Büyükşehir Belediyesi bütçesinin yüzde 42’sini yatırıma harcamış durumda. Bu konuda da haksız yapılmaması gerekiyor” dedi.

‘MESELE BU FELAKETLERİ…’

Meclis toplantısında son sözü alan Başkan Soyer de, “İzmirli hemşehrilerimiz, İzmirli ve İzmir Büyükşehir Belediyeli olmakla iftihar edebilirler. Çünkü dertlerine derman olabilen bir belediye var. İzmir Büyükşehir Belediyesi iftihar edilecek başarılara imza atmıştır. Dirençli kent demek budur. Dirençli kenti eleştirenler, geçen günlerde Almanya’da sandallarla gezmek zorunda kalan polislere baksınlar. İklim krizi nedeniyle dünyanın her yeri, Kanada, Fransa, Almaya her an başımıza gelebilecek felaketlere gebedir. Mesele bu felaketleri en az zararla atlatmaktır. İzmir 7 milyonluk bedelle hasar tespiti yapıp vatandaşın yarasını saracak adımlar atmaktadır. Türkiye’de atık suyun yüzde 97’sini arıtan başka bir kent yok. 67’nci tesisimizin ardından 68’incisini Foça’da açtık. Elbette eksiklerimiz var; ama hepsini teker teker halledeceğiz” diye konuştu. YAĞMUR GÜLÜ