İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, CHP 37’nci Olağan Kurultayı’na ilişkin açıklamalarda bulundu. Ulusal bir televizyonun canlı yayınına katılan Başkan Soyer, CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun 'İktidar manifestosu'nu değerlendirdi, dikkat çekici mesajlar verdi. Soyer, “Yeni bir yüzyıla taşıyoruz cumhuriyeti bunun büyük bir heyecanı ve sorumluluğu var. Bu manifestoyu Cumhuriyet’in demokrasi ile taçlandırması demektir. Genel başkanımız rekor bir oyla yine geldi ve bu işin önderliğni üstleniyor ama açıklamalarıyla siz bana oy verdiniz ve hepiniz ayrı ayı buy sorumluluğu taşıyorsunuz dedi. Buna sonuna kadar katılıyorum. Genel başkan ‘dostlarımızla’ sözcüğüğü kullandı. Bu sözün de manifestoyu doğru anlamak için çok doğru bir ifade olduğunu düşünüyorum” dedi. Bundan sonraki süreçte daha az katı, ayrıştırma ve ötekileşmenin olmadığı bir süreç olacağına dikkati çeken Soyer, “Cumhuriyeti yeni bir yüzyıla taşırken yapılan bu kurultay son derece önemli. Güçlendirilmiş demokratik parlamenter sisteme geçiş çok önemli bir saptama. Eskiyi yeniden almak değil, güçlendirerek eksiklerini tamamlayarak yeniden getirmek. İkinci dikkat edici şey ise barış. Birçok başlık var ama iki önemli enstrüman hayata geçiyor. Stratejik planlama teşkilatının büyük bir önemi var. Ortadoğu barış ve işbirliği teşkilatının da çok önemli olduğunu düşünüyorum. Komşularımızda bu kadar kavga varken bizim bunları görmezden gelmemiz imkansız. Bu biraz sivrisinekle mücadele benziyor. Ama siz ortadoğu bataklığını barış ortamına çevirirseniz ne mülteci sorununuz olur, ne müdahaleleriniz olur. Dolayısıyla sorun olmaz. Mustafa Kemal Atatürk’ün söylediği ‘Yurtta Sulh Cihanda Sulh’ sadece bir söz değil. Bu coğrafyada neler olduğunu biliyor. Bu ikinci yüzyola girerken ‘Yurtta Sulh Cihanda Sulh’ ilkesi hayata geçirilmelidir. Bu 13 başlığın her biri bizim gündelik hayatta yaşadığımız sıkıntıların çözümünü anlatıyor. Ben bu manifesto içinde 2’nci yüzyılı beklememiştim ama benim yüreğime su serpen gelişmelerden biri oldu. Yaptığım konuşmanın içeriği de sayın genel başkanın manifestosuyla çok örtüştü Tarihte hiç olmadığı kadar demokrasi ve adalete ihtiyaç olduğunu düşündüm. 2’nci yüzyıl gibi bir öngörüm olmadı ama bu öngörü hepimizin içine su serpti” diye konuştu.

‘MUHALEFET’ ELEŞTİRİSİ

“CHP’nin içinde muhalefet var” söylemlerini de eleştiren Başkan Soyer, “CHP içindeki muhalifler yeni listeler çıkaracak’ deniliyor. Tamamen algı operasyonudur! Rekor seviyede bir oy aldı genel başkan. Bu şu demek; muhalefet yok! Yüzlerce insan aday olacak. Ama partinin içinden belki 20-30 tane PM listesi çıkacak. Bu tatlı bir rekabet anlamına gelir. Parti içi muhalefet olsaydı bir başka aday ciddi oylarla genel başkanın karşısında olurdu. Buradaki farklı listeler tam da demokrasinin gereğidir. Çok tatlı bir rekabet bu. Hepimiz bu manifestonun altına imza attık. Parti içinde çatışma mümkün değil ama farklı görüşler de vardır. Demokrasi farklılıkların zenginlik olarak görüldüğü bir yaşam biçimidir. Bizim aramızdaki rekabet olağanüstü güzel ve besleyici bir şey. Elbetteki bir partide her şey mükemmel değil ama bunları hep beraber düzelteceğiz. Önemli olan liderimizin bize rota çizmesidir. O da 2’nci yüzyıla girerken cumhuriyetin taçlandırılmasıdır. Demokrasiden yana olan herkesi kucaklayan bir ifade” dedi.

‘KUCAKLAMAYA HAZIRIM’

“İzmir’e döndüğünüzde manifestodan ne doğrultuda yararlanacaksınız?” sorusunu da yanıtlayan Başkan Soyer, “Genel başkanımızın söylediği gibi 13 hedefi ezberleyeceğiz. Bu hedefleri yerelde nasıl uygulayabileceğimize bakacağız. Kısacası tüm bu başlıklarla ilgili bizlerin de yerel yönetimler olarak yapacaklarımız var. Bütün bunları sadece CHP’liler olarak değil, dostlarımız çok önemli bir söz. Hangi siyasi partiden olursa olsun, yeter ki bu görüşte olsunlar. Herkesi buna davet edeceğiz. Ben belediye başkanı olarak göreve geldiğimden itibaren herkesin başkanı olmaya gayret ettim. O yüzden benim için bunu yerine getirmek çok kolay. Herkesi kucaklamaya hazırım. Hayatım boyunca yapmaya gayret ettim bundan sonra da devam edeceğim. Demokrasi bizi diğer canlılardan ayıran ve huzurla yaşamımızı sağlayan bir yaşam biçimi, bir kültür. Bu nedenle genel başkanımızın “2’nci yüzyıla girerken cumhuriyeti demokrasi ile taçlandıracağız” sözü beni yürekten fethetti” açıklamalarında bulundu. “Sayın genel başkanın böyle bir rekor oyla seçilmesinin çok önemli bir rolü var” diyerek sözlerini sürdüren Soyer, “Seçilenler de bu sorumlulukla hareket edecek. O yüzden çok tarihi bir kurultay bu. Yeni bir yüzyıla başlayacağız. Şimdi yapılacak her şey bizim ışığımız olacak. Belki bunlara yeni başlıklar da eklenecek. Dostlarımız konusunu herkesin anlayacağı bir hale getireceğiz. Kısacası, bu kurultay benim için umut kurultayı oldu” dedi.

‘FARKLILIKLAR ZENGİNLEŞTİRİR’

İttifaklara ilişkin değerlendirmelerde de bulunan Soyer, şu ifadeleri kullandı: “Rejim değişti var olmanız için yüzde 51’i bulmanız lazım. Şu anda Türkiye’de hiçbir parti tek başına yüzde 51 alamıyor. Yasal mevzuatın yarattığı bir hayat var. Bu hayatın böyle kurgulanması gerekiyor. Buna karşı çıkarsanız giderek marjinalleşirsiniz hayat size yaşama hakkı vermez. Başka bir perspektiften bakmanın mümkün olduğunu görüyorsunuz. Farklılıklar sizi gerçekten zenginleştirmeye başlıyor. Ben, kendi siyasal duruşumdan ittifaklara girerek vazgeçmiyorum, koruyorum. Ama o düşünceler hayatın akışıyla gelişmeye başlıyor. Ben ittifakların herkes için besleyici ve zenginleştirici olduğunu düşünüyorum. Dostluk iki taraflıdır. Sadece ‘Ben dostum’ diyerek dost olunmaz. Tabi ki de karşı tarafa da iş düşüyor.”

‘KAYNAKLARI KISITLARSANIZ…’

Son olarak, İzmir’e yönelik açıklamalarda da bulunan Soyer, “İzmir demokrasinin kalesi. Ben dünyanın en şanslı insanıyım. Hem bu şehirde yaşıyorum hem de bu şehri yönetme gibi bir sorumluluk üstlendim. İzmir’de de sıkıntılarımız var, ‘yok’ dersek yalan olur. Bir İngiliz atasözü vardır: Belki bir işi yapmanın değil yapmamanın bin sebebi vardır. Bende size bir işi yapmamızda bin sebep sıralayabiliriz. Ben aşkla İzmir’i yönetmeye devam edeceğiz. Ben engel konuşmayı sevmiyorum. Hayat yerelde akıyor. Bizim yerelde ürettiğimiz çözümler insanların derdine derman oluyor. O yüzden yerelin kaynaklarını artırmak lazım. Yerelin kaynaklarını kısıtlarsanız insanlar bu imkandan mahrum kalır. Örneğin, maskematik. Engel olacaklar diye aklımız çıktı 6 milyon 700 bin maske dağıttık. Türkiye’de vatandaşın derdine derman olacak çalışmalar yapıyoruz. 1989’da çok önemli bir fırsat yaşanmıştı. Küçük hatalar nedeniyle 30 yıl bu demokrasiden mahrum kaldı. O yüzden şu anda üzerimizde büyük bir sorumluluk var” diye konuştu. Yağmur Gülü