6360 sayılı Bütünşehir Yasası’yla birlikte mülkiyetleri Bergama Belediyesine devredilen taşınmaz mallar, mart ayı olağan meclis toplantısında gündeme gelmiş; AK Parti ve MHP’li meclis üyelerinin oyları ile satışa çıkarılmıştı. Toplam 831 bin 938,56 metrekare tarım arazisinin satışına ilişkin alınan karar köylünün tepkisine neden olurken, CHP ve İYİ Parti Bergama Adliyesi’ne giderek kararla ilgili İzmir İdare Mahkemesine iptal için dava açmıştı. Dava ile ilgili yeni bir gelişme yaşandı. İzmir 3’üncü İdare Mahkemesi’nden alınan karar sonrasında, dava konusunun işlemin uygulanmakla etkisi tükenecek işlem kapsamında kaldığı anlaşıldığından, yeni karar verilinceye kadar teminat alınmaksızın yürütmenin durdurulmasına, savunma ve ara karara cevap verilmesi için davalı idareye 30 gün süre tanınması kararlaştırıldı. Süreç hakkında bilgiler veren İYİ Parti Bergama Meclis üyesi Avukat Olgu Altuğ Kemaller, “Bütünşehir Yasası kapsamında daha önce kapanan köylerimizin taşınmaz malları Bergama Belediyesi’ne geçmişti.  Bir önceki meclis toplantısında bu malların satışı gündeme gelerek tartışmalara neden oldu. Bunlar çok büyük ölçekli taşınmazlar; toplamda 19 tane ve tamamı ortalama 900 bin metrekareye yakın bir alanı ifade ediyor. Adet anlamda fiyat değerlendirmeleri 5 ila 6 milyon lira gibi rakamlara tekabül ediyor. Biz bunların hep birlikte bu şekilde satılmasına karşı çıktık. Köylülerin bu malları edinme yolu da çok ilginçti; İmece usulü ile yapılıyor, herkes belirli bir miktar para koyuyor ve evveliyatta köye ait bir yer oluyor. Bu yerleri mülkü olmayana kiraya veriyor, o gelirle de köyün ihtiyaçlarını görüyorlar. Yani zamanında köyün kendi yağı ile kavrulması için yapılan yerler... Tabi bu yerler Bütünşehir Yasası’nın çıkmasından sonra belediyeye geçiyor, bunda herhangi bir usulsüzlük yok. Mevcut sistem bu şekilde. Bizim tepki gösterdiğimiz kısım belediyenin bu kadar büyük ölçekteki taşınmazları bir kerede elden çıkarmasıydı. Bunlar köylünün alamayacağı değerde taşınmazlar. Biz buradaki tekelleşmeye karşıyız. Bir tane sermaye sahibinin gelip oradaki alanları tek elden almasına karşı çıkıyoruz” dedi.

MAHKEMEDEN KARAR

Kararı duyduklarında hemen karşı çıktıklarını da sözlerine ekleyen Altuğ, “Bu alanların satılması ve şehir merkezine yol yapılması hususunda bir cevap aldık. Biz buna daha da çok tepki gösterdik. Yol en nihayetinde kalıcı bir yatırım değil; bugün yaparsınız yarın bozulur. Bozulduğunda onu tamir ettirecek malınız dahi elinizde kalmıyor çünkü bütün mallarınızı elden çıkarmış oluyorsunuz. En nihayetinde bununla ilgili yargı sürecini başlattık ve geçen ay meclis kararının iptaline ilişkin dava açtık. Bunun üzerine 15 ila 16 Nisan tarihleri için ihale kararı alındı. Bu kararı da İdare Mahkemesi’ne bildirdik ve satışa çıkılırsa açtığımız davanın bir anlamı kalmayacağını, burada ivedilikle yürütmenin durdurulması kararı verilmesi noktasında ısrarcı olduk. İdare Mahkemesi’nden yürütmeyi durdurma kararı çıktı. Mahkeme, satışın gerçekleştiği takdirde davanın hiçbir hükmünün kalmayacağını belirterek böyle bir karar aldığını da vurguladı. Kısacası önümüzdeki hafta yapılacak ihale durduruldu” ifadelerini kullandı.

‘ÇİFTÇİ DAR BOĞAZDA’

“Bizler köylünün malının köylüde kalmasını istiyoruz” diyerek açıklamalarını sürdüren Olgu Altuğ, “Çünkü tüm Türkiye çapında çiftçinin çok dar boğazdan geçtiği ve sıkıntıda olduğu bir süreç içerisindeyiz. Eğer biz bu köylülerimizin elindeki malları bu şekilde satarsak, yarın öbür gün bu insanlar geçimlerini sağlayamayacak ve şehirlere göç etmek zorunda kalacaklar. Böylelikle işsizlik kervanına yenileri eklenecek. Bizler ekip biçen insanları kaybedersek ileride kendimiz sıkıntılarla karşı karşıya kalacağız. Kendi kendine yetebilen bir ülkeyken yaptığımız yanlışlar yüzünden bu hale geldik. O yüzden bizler her zaman köylünün malının köylüde kalması için mücadele edeceğiz” diye konuştu.

‘İNSANLAR NEREYE GİDER?’

Konuyla ilgili bir açıklama da Kadıköy Muhtarı Orhan Tural’dan geldi. Mahkemenin verdiği ilk kararı sevindirici bulduklarını söyleyen Muhtar Tural, “Bu tarlalar köy malıdır, ata topraklarıdır. Biz bugüne kadar emanetçiydik, belediyenin satış kararına itiraz etmiştik. Yarın öbür gün bu tarlalar satıldığı zaman bir iş imkanı yok, bu insanlar nereye gidecek? Biz mallarımızın satılmamasını istiyoruz” ifadelerini kullandı. “Çıkan ilk karardan memnunuz. Eğer diğer üst mahkemelere gidilirse de yine aynı kararın çıkmasını bekliyoruz” diye konuşan bölge halkından Metin Çalışkan da, “Bu taşınmazların hepsi bizim ekmek kapımız. Bu topraklar bize atalarımızdan emanet… Biz de bu emanetleri yine Bergama Belediyesi’ne emanet olarak verdik. Mecliste, bu yerlerin yeniden köy olabilmesi için yasa geçmiş. Zaten bir iki sene içinde bu mallar yine bizim köyümüze ait olacak. Tarlalar satılırsa buradaki halk ne ekecek, ne biçecek? Ekonomiye bir katkısı olmayacak. Biz mahkemenin verdiği ilk karardan oldukça memnunuz ve sonuna kadar bu malların satılmamasından yanayız diye konuştu. YAĞMUR GÜLÜ / ÖZEL HABER