İzmir Kapalı ve Açık Ceza İnfaz Kurumu adıyla 1959’dan yıkıldığı 2022’ye kadar hizmet veren, tarihi boyunca açlık grevlerinden hayat dönüş adı altında operasyonlara, idamlardan firarlara çok sayıda olayın merkezi Buca Cezaevi alanı yıkıldı. 1980’lerde Bülent Ersoy’dan İbrahim Tatlıses’e çok sayıda ünlü sanatçıyı da misafir eden Buca Cezaevi alanı, tarihindeki ilk ‘sanatsal eyleme’ Kızılçullulular Derneği öncülüğünde ev sahipliği yaptı. Sokak sanatçılarıyla ‘doğa’ temalı performans sahneleyen Kızılçullulular Derneği, Buca gibi yeşil alan ve sosyal donatı fakiri, adı ‘üniversite kenti’ ancak bir sineması ve kültür merkezi bulunmayan ilçenin, artık ‘cezasının bitmesini’ ve cezaevi alanının yeşil alan olarak değerlendirilmesini istedi. Bugüne kadar bu amaçla pek çok eylem yapılan cezaevi alanında bu yapılan, tarihin ilk sanatsal eylemi olarak kayda geçti. “Uçurtmayı vurmasınlar, Buca’ya kıymasınlar” talebinin yerel ve merkezi idareye çağrı olarak duyurulduğu ‘Doğa’ temalı eylemde, sokak sanatçıları, yeşilin ve ağacın önemini vurgulayan, sessiz ama sanatın diliyle etkili canlandırma performanslarını sergilediler. Kızılçullulular Kültür ve Dayanışma Derneği üyeleri de, sokak sanatçılarının canlandırma yaptıkları doğal sahneyi kurguladıkları park alanında; bank, salıncak, uçurtma ve balonlarla cezaevi alanını ileride görmek istedikleri şekilde sahaya yansıttılar. Kimi arkadaş grubu olarak oturup sohbet ettikleri bir park kafeteryasında, kimi elinde uçurtmayla daha önce dört duvar olan cezaevi alanında özgürce koşarak gökyüzünün maviliğinin tadını çıkardı. Kızılçullulular Kültür ve Dayanışma Derneği, toplamda yaklaşık 80.000 metrekare büyüklüğündeki Buca Cezaevi arazisinde, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nca son yapılan planda sadece 10 bin 800 metrekare alanın yeşil alan belirlenmesini ve ticaret-yüksek katlı konut için yer ayrılmasını kabul etmediklerini belirterek, arazinin tamamının yeşil alan yapılmasını talep ettiler. Türk Mimar ve Mühendis Odaları Birliği’nin alanla ilgili açıklamalarına vurgu yapan Kızılçullulular Kültür ve Dayanışma Derneği Başkanı İsmail Öznur, alanın neredeyse yüzde yetmişlik bölümünün yüksek bir yoğunlukla 25 metre yüksekliğinde ticari inşaat yapımına uygun şekilde planlanmasını kabul etmediklerini belirterek, “4 Kasım İzmir Buca Depremi bize bir gerçeği yüzümüze tokat gibi çarptı: Buca’nın ve Bucalı’nın, Hasanağa Bahçesi dışında toplanma alanı olarak yararlanabileceği tek bir yeşil alanı yok. Deprem gecesi Bucalılardan yer bulabilenler, burada geceden sabaha ailesiyle zaman geçirdi. Yöneticilerimize İzmir’in ve Buca’nın ortak talebini bu vesileyle iletmiş olalım: Buca Cezaevi alanını, adı ister Millet Bahçesi isterse Cumhur ya da Halk Ormanı ne olursa olsun yeşil alan olarak planlayın. Buca tarihinde adınız, Bucalı’nın gönlünde yeriniz olsun” dedi. Başkan Öznur, kamusal bir alanın yine en iyi nitelikte kamusal bir amaca hizmet edecek şekilde planlanması gerektiğine dikkat çekti, “2021 resmi istatistiklerine göre, 520 bine ulaşan nüfusuyla Buca için, cezaevi alanının yeşil alan dışında lojman – çarşı gibi bir amaçla değerlendirilmesini kabul etmiyoruz. Bu konuda halkın görüşü nettir, gerekirse referandum yapılmalı; alanın geleceği halka sorulmadan ipotek altına alınmamalı” diye konuştu. BERNA SEVER / ÖZEL HABER
Editör: TE Bilisim