"Şu an binlerce insan, uygun olmayan koşullarda birbirleriyle temas halinde"
Deprem gibi afetlerden sonra yaşam ve hijyen koşullarının yetersiz olmasından kaynaklı, çeşitli hastalıkların görüldüğüne dikkat çeken Prof. Dr. Serhan Sakarya, “İzmir’deki depremin en önemli avantajlarından birisi çok fazla sayıda bina yıkımı olmadı; ama şu an binlerce insan, uygun olmayan koşullarda birbirleriyle temas halinde. Bu durum, bu insanları solunum yoluyla geçen Covid-19 açısından riskli hale getiriyor. İnsanlar mevsimin soğuk olması nedeniyle açık alanda bulunamıyor. Bu kişilere yardım eden kişiler de doğal olarak enfekte oluyor. Çadır kentlerde oluşabilecek yoğun bir virüs popülasyonu, etkilenmemiş olan popülasyonu da etkileyebilir” diye konuştu."1 kişinin 14 gün içerisinde 700’den fazla kişiyi hasta edebildiğini söyleyebiliriz"
Prof. Dr. Serhan Sakarya, “Örneğin; çadır kentte kalan ve Covid-19 olduğunun farkında olmayan bir kişi, bütün çadır kente virüs bulaştırabilir. Covid, bulaşma katsayısı yüksek bir hastalıktır. Bir kişi bir anda 3 kişiye bulaştırabilir. Sonra o 3 kişinin de 3’er kişiye bulaştırdığını düşünecek olursak, sadece 1 kişinin 14 gün içerisinde 700’den fazla kişiyi hasta edebildiğini söyleyebiliriz. Bu nedenle, deprem bölgesinde çalışan kişilerde ve deprem mağduriyeti olan kişilerde çok ciddi boyutlarda artışlar olduğunu görüyoruz” dedi. İnsanların uygun şekilde barındırılmasının hastalığın yayılımını azaltmak adına şart olduğunu, bu kişilerin beslenme ve sağlık desteklerinin de çok önemli olduğunu ifade eden Prof. Dr. Serhan Sakarya, “Bu bağlamda yapılacak en önemli hareket, depremzedelerin ve bu kişilere yardım eden insanların taramasının yapılarak, hasta ve taşıyıcı olanların izole edilmesi olacaktır. Bu kişilerin hali hazırdaki tarama kriterlerinden ayrı olarak değerlendirilmesi gerekiyor; çünkü ciddi bir bulaştırma riski var. Yerel yönetimlerin ve devletin bu işlemi hızlandırması gerekiyor. Covid’in en önemli riski, bulaşma indeksi çok yüksektir” şeklinde konuştu. İHA
Editör: TE Bilisim