Deri Tekstil ve Kundura İşçileri Derneği Başkanı Yalçın Yanık, sektörde Suriyeli ve Türkmen işçilerin birçoğunun resmi rakamlara yansımadığını ve bu sektörde çalışan vatandaşların hiç bir sosyal güvencesi bulunmadığını söyledi. Yanık, “Suriye'de mülteci işçiler ve yaşam koşulları çok olumsuz bir seyir izledi. Korona salgınından önce son bir senede asgari bir şekilde insanlar kendi varlıklarını iş hayatında sürdürmeye çalıştılar. Artık sistem oturmuştu. Mesleği olan insanlar mesleğini yapmaya başladılar. Olmayan insanlar hurda toplayarak, günü birlik işlerde bir şekilde yaşamlarını sürdürmeye çalıştılar ve halen sürdürüyorlar” dedi.

‘GAYRİ RESMİ’

Alanda ve sahada çalışan bir kesim olduklarını vurgulayan Yanık, güvencesiz ve sigortasız çalışan işçiler için bir dayanak olmaya çalıştıklarını vurguladı. Yanık, “ Yardımlaşma ve dayanışmayı ön plana çıkararak farkındalık yaratmak ve güçlerimizi birleştirebilmek bizim için çok önemli. Işıkkent’te 30 bin çalışan var ve bu rakam gayri resmi çalışanlara ait. Büyük kısmı Suriyeli ve Türkmenler’den oluşuyor. Ucuz işçilik olduğu gerekçesiyle göçmen işçileri istemeyen insanlar oldu, ayrımcılık yapıldı. Suriyelileri veya bir kesimi değil; emek ve insanlığı koruyoruz. Bu insanların sigortalı çalışma imkanına sahip olması lazım ki rakamlar net bilinsin” ifadelerini kullandı.

İNSANİ KOŞULLAR

Yaşanan korona virüs salgını sürecinin zaten zor durumda olan işçilerin hayatını olumsuz etkilediğinin altını çizen Yanık, “Son 20 gün öncesine kadar insanlar iş hayatına devam ediyordu. Elbette sigortasız ve güvencesiz devam ediyorlardı. Çünkü iş bulmaları daha zor. En ucuz ücretleri alarak eve ekmek götürebilmek için çalışması gereken işçiler bunlar. Hem de ayakkabı sektöründe özellikle kanserojen madde içeren pek çok malzeme kullanılıyor. İnsani çalışma koşullarını sağlamak gerekiyor. Son 20 güne kadar virüs riskine rağmen işverenin dayatmasıyla büyük bir çoğunluğu devam ettiler. Bu insanlar artık elimizi ayağımızı çekelim bu virüs herkese bulaşıyor, biz açlığı göze alalım ve evden çıkmayalım demeye başladılar. Yüzde yirmisi çalışmıyor halen geriye kalanlar çalışmaya devam ediyor. Çünkü mecburlar. O iş yerinden çıktıkları zaman aç kalacaklarını biliyorlar” açıklamalarında bulundu.

‘DESTEK GEREKİYOR’

En büyük sektörlerden birinin tekstil olduğunu belirten Yanık, 100 bini aşan insanın sadece ayakkabı sektöründe çalıştığını söyledi. Aileleri hesaplandığında sürecin ortalama 200 bin kişiyi ekonomik anlamda etkilediğini belirten Yanık, “Kahramanlar, Mezarlıkbaşı, Işıkkent bilinen bölgeler. Bunun yanında muazzam sayıda tekstilci, derici, çantacı var. Üst üste koyunca büyük bir rakam karşımıza çıkıyor. Bir anne, bir baba ve iki çocuk ile her işçinin ailesini de düşündüğümüzde rakamlar bir hayli çarpıcı oluyor. Belki 500 bin kişi etkileniyor. Sürecin ne olacağını bilmiyoruz ama desteğe ihtiyacımız var. İşini kaybeden çok insan olacak. Küçük esnafların birçoğu kepenk kapatmış olacaklar. Dünyanın ne olacağı belli değil. İş niteliği değişebilir. Neye ihtiyaç varsa ona göre bir yönelim olacak. Bizim sektörümüz gıda gibi değil. Ayakkabı ceket hiç bir zaman acil ihtiyaç değildir. Bu nedenle ekonomik anlamda canlanması çok uzun sürecek. Bizlerin hem insani koşullarda çalışması için çaba harcanması  gerekiyor. Ayrıca aç kalmamamız için bu süreçte ekonomik anlamda desteklenmemiz gerekiyor” diye konuştu. Rana Beyza Öztürk / Özel Haber