Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Türkiye bundan tam 60 yıl önce tarihinin en kara günlerinden bir olan 27 Mayıs darbesine maruz kaldı. Yassıada'da yapılan iş yargılama değil, bir hukuk cinayetiydi. Aslında burada yapılan iş yargılama değil, darbe yaparak anayasayı çiğneyenlerin ülkenin meşru yöneticilerini anayasayı ihlal ithamıyla giriştikleri bir hukuk cinayetiydi." dedi.

"O gün hukuk ve adalet ayaklar altına alınarak idam sehpasına gönderilen milletin bu 3 adamı değil bizatihi milli iradenin ta kendisi olmuştur." diyen Erdoğan, şunları söyledi: "Tarihi değiştiremeyiz ama doğru yorumlanmasını sağlamak için tarihin hatırlanma biçimini değiştirmek elimizdedir. Menderes ve arkadaşlarının milletimizinin kalbindeki mümtaz yeri güçlenerek devam edecektir. Menderes'i ve arkadaşlarını idam sehpasına çıkartanların ve onları destekleyenlerin alınlarındaki kara leke hiçbir zaman silinmeyecektir. Darbe ile görevinden indirilen, Yassıada'da kurulan tiyatro mahkemelerde yargılanan rahmetli Menderes ve arkadaşları değil, tarihi, kültürü, değerleri ve inançlarıyla milletimizdi. Her üç kahraman da idam sehpasına gurur ve inançla yürüdü. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Sürgüne gönderildiği Hindistan'dan idam kararlarının hukuki ve meşru olmadığını, insanlık duygularıyla uyuşmadığını belirterek trajediyi engellemek için çırpınan merhum Alparslan Türkeş'i rahmetle yad ediyoruz." ifadesini kullandı.

'Yassıada'yı da Yaslıada'yı da tarihe gömüp...'

"Rahmetli Menderes'in aziz hatırasına sahip çıkmak hepimizin boynunun borcudur." diyen Erdoğan, "Onları deviren, yargılayan ve asanlar, hayatlarını milletin nefret dolu bakışları altında sürdürmek zorunda kaldılar." ifadesini kullandı. Erdoğan, "Yassıada'yı da Yaslıada'yı da tarihe gömüp burasını Demokrasi ve Özgürlükler Adası haline getirmeyi kararlaştırdık. Bu da bize nasip oldu. Demokrasi ve Özgürlükler Adası, geçmişten bugüne verilen istiklal ve istikbal mücadelesiyle gönüllerdeki hasbi sevginin nişanesi olacaktır." dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "(CHP) Çok partili siyasi hayata geçişi ancak açık oy, gizli tasnif yöntemiyle başlatmıştır. Böyle bir demokrasi olabilir mi?" ifadesini kullandı.

'Fatih sondaj gemimiz 29 Mayıs günü Karadeniz'e açılacak'

"Kaç tane sondaj gemimizin Akdeniz'de olduğunu bilmeyecek kadar bunlar cehalet timsalidir." diyen Erdoğan, "Fatih sondaj gemimiz 29 Mayıs günü İstanbul Boğazı'ndan geçerek yeni sondajlar için Karadeniz'e açılacak." şeklinde konuştu. "Attığımız her adımda önümüzü kapatmaya kalktılar." diyen Erdoğan, şöyle konuştu: "Dün ezandan, İstiklal Marşı'ndan, bayraktan, birliğimizden ve beraberliğimizden rahatsızdılar, bugün de rahatsızlar. Ülkemizde bugün demokrasimize gölge düşürmeye çalışanlara dikkat edin. Hepsi de 27 Mayıs hayranıdır." Bize ne diyorlar? 'Suriye'de, İdlib'de, Libya'da ne işimiz var?' Buralarda ne işimiz olduğunu çok kısa zamanda çok çok iyi anlayacaksınız. Demokrasi ve Özgürlükler Adası'nın Türkiye'nin 60 yıllık demokrasi mücadelesi yanında gelecekteki hedeflerinin de sembolü olacağına inanıyorum. Rabb'im hepimizi milletçe inşallah bütün olabilecek belalardan korusun, esirgesin ve zafere ulaştırsın."

'Yassıada'da hukuka deli gömleği giydirilmiştir'

MHP Lideri Devlet Bahçeli'de; " Yassıada'da hukuka deli gömleği giydirilmiştir. Aziz milletimizin taktir ve tercihleri de hazin bir şekilde sorguya çekilmiştir. Menfur izlerinin silinmesi maksadıyla 2013 yılında önemli bir adım atılmıştır. Demokrasi ve özgürlükler adası Yassıada'ya verilmiştir. Cepheleşerek sonuç alamayağımız görülmektedir. 1950'Lİ yıllara şerk düşen siyasi kamplaşmalar, katılaşmış önyargılar, milli dayanışmamıza fazlasıyla zarar vermiştir. Şahsımı davetinden dolayı sayın Cumhurbaşkanımıza teşekkür ediyorum. Adanın imar ve inşaasında emeği geçen herkese teşekkür ediyorum. Sayın Cumhurbaşkanım, demokrasi pek çok tanımının yanında tajhammül sistemi sabır ve saygı rejimidir. Milletin verdiği yetkiyi tekrardan alacak milletin ta kendisidir. Sevsekte sevmesekte sandıktan çıkan sonuç zorla baskıyla tahvip edilirse acı olaylar ortaya çıkacaktır. İç ve dış mihrakların yıkım kervanına dahil olması tek kelimeyle felakettir. Türkiye'yi dar ölçekli kaymak tabaka, elit ve azınlık bir ülke değilde milletin öz be öz evlatları yönettikçe çıkar güçleri elbet rahatsız olmuşlardır. Eşit gizli genel oy ilkesi demokrasinin can damarıdır. Millet iradesine çevrilmiş silahlar demokrasinin inkar ve infaz hükmüdür. Kurmacı mahkemeler, devri sabık yaratma çabaları, cunta çabaları, darbeci eylemler onyıllar boyunca demokrasiyi kötürüm bırakmış hem de özgürlükleri sekteye uğratmıştır. Yassıada mahekemelerini kuranlar bir devri değil demokrasi ve özgürlükleri sanık sandaleyesine oturmuşlardır.

'15 Temmuz'da olduğu gibi...'

Nitekim acı verici tecrübelerle bu durum tesbit edilmiştir. Yassıada yıllarca demokrasi ayıplarının mihrakı ile anılmıştır. Bu sicilin temizlenmesi, geçmişle yüzleşme teşebbüsü önemli bir gelişmedir. Dikkate almadıkları bir gerçek varsa o da şudur; Ezemeyecekleri, yenemeyecekleri milletimizin bileği değil soylu ve cesur yüreğidir. Bu yürek oldukça, bu yüksek duruş varşığını korudukça hiçbir demokrasi düşmanı, hiçbir millet muhalifi tıbbi 15 Temmuz'da olduğu gibi, belini doğrultamayacak, başını kaldıramayacak, başını kaldırsa bile cezasını çekecektir.