Korona virüs salgını nedeniyle evine kapanan vatandaş boğaz derdine düştü. Semt pazarları, marketler ve manavlara getirilen son sınırlamalar nedeniyle kara kara gıda alışverişini düşünen vatandaşın yaşadığı bu zorlukları fırsat bilen işporta ve manav tezgahlarına adeta gün doğdu. Ancak sokaklarda gezen seyyar satıcıların sattıkları bu sebze ve meyveler tehlike saçıyor. Gıda uzmanlarına göre virüse karşı hijyen ve sağlık açısından önemli tedbirler alınması gerekiyor.

HANGİ ÜRÜNLER TEHLİKELİ?

Ege Telgraf'a konuşan TMMOB Gıda Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Başkanı Uğur Toprak, vatandaşlara gıda alışverişlerinin sıklığını azaltması yönünde uyarıda bulunarak, "Alışverişe çıkmadan önce bir liste yapılmalı. Kalabalık ortamların potansiyel virüs riski taşıması nedeniyle mümkün olduğunca alışveriş sıklığı azaltılmalı. Her alanda olduğu gibi sosyal mesafe kuralına uyulmalı. Alışverişi mümkün olduğunca çabuk yapıp hemen eve dönülmeli. Kapıdan girer girmez de kişisel temizliğe özen gösterilmeli. Ekmek, poğaça, gevrek gibi ürünler alınırken dokunarak seçmek yerine, göz ile seçip alınmalı, pazar ve manav reyonlarından alınan meyve ve sebzeler de yine aynı şekilde ve şartlarda temin edilmeli. Açıkta satılan ve hava ile doğrudan temas eden baharat, kuruyemiş, bakliyat, salça, zeytin, süt ve süt ürünleri tercih edilememeli. Her zaman olduğu gibi, bu süreçte de gıda ve gıda ürünleri alırken ambalajlı, ambalajı zarar görmemiş, iyi hijyen uygulamaları ve gıda güvenliği yönetim sistem uygulamalarını uygulayan, gıda mühendisi veya ilgili meslek mensupları tarafından denetim ve kontrole tabi olan kayıtlı veya onaylı işletmelerde üretilen gıda ürünleri tercih edilmeli. Gıdanın etiketinde yazan saklama, hazırlama, muhafaza ve tüketim koşullarına mutlaka uyulmalı. Özellikle merdiven altı diye tabir edilen kayıt dışı ve denetim mekanizmasından uzak gıda işletmeleri halk sağlığını korumak açısından ALO 174’e ihbar edilmeli" dedi.

‘SOKAK SATICILARI NE OLACAK?’

Oda Başkanı Toprak, virüs nedeniyle boşalan semt pazarlarında alınan gıda güvenliği önlemlerine değinerek, bir diğer tehlikenin de açıkta gıda satışı yapılan ortamlar olduğuna dikkat çekti ve "Mücadelede kişisel hijyene dikkat etmek ve güvenli gıda tüketmek kritik öneme sahiptir. Virüsler gıdada üreyip çoğalamayan dolayısıyla da gıdaların bozulmasına sebep olmayan mikroorganizmalardır. Avrupa Gıda Güvenliği Otoritesi (EFSA), Amerika Gıda ve İlaç Otoritesi (FDA) ve Amerika Tarım Birimi’nin (USDA) araştırmaları virüsün gıdalar ile bulaşmadığını ortaya koysa da, virüslerin yüzeylerde belirli süre hayatta kalmasının mümkün olduğu bilinmektedir. Bu nedenle bulaşı kaynaklı bir risk her zaman mevcuttur. Bunun bilinciyle kişisel hijyene dikkat etmek gerekir. Ticaret Bakanlığı da korona virüs ile mücadele kapsamında semt pazarlarında, manavlarda ve marketlerde sebze ve meyvelerin elle seçilmesine yasak getirdi. Gezici manav diye tabir edilen yerlerde ise eldiven ve maske kullanarak ürünleri satışı yapan kişi paketlemeli ve ücreti bir başka kişi almalıdır. Ürünler müşteriye seçtirilmemelidir" dedi.

ÖZEL TEDBİRLER

Toprak, İzmir genelinde alınması gereken önlemleri ise şu sözlerle özetledi: "Hükümet çiftçileri, esnafları ve emekçi halkı ekonomik olarak koruma altına alarak olağanüstü hal ilan etmeli. Ancak ne yazık ki bunu yapmıyor. Bu durumda halkımızın ihtiyaçlarının büyük birçoğunu karşıladığı pazaryerlerindeki risk en aza indirilmeli. Pazaryerlerinin fiziki şartlarını yetersiz olduğu ve mutlaka iyileştirilip denetlenmesi gerektiğini sıkça dile getiriyorduk. Pandemi ilan edilen bu süreçte İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin yaptığı çağrıları olumlu buluyoruz. Pazaryerlerindeki riski en aza indirebilmek için İzmir Büyükşehir Belediyesi Bilim Kurulu ile odamız bir dizi önlemler belirledi. Bu önlemlerin uygulanması ve pazar esnafımızın kişisel hijyen, eldiven ve maske kullanımı ile gıda güvenliği konusunda bilgilendirilmesi için Büyükşehir Belediyesi ve ilçe belediyesi zabıta ekipleriyle beraber pazaryerlerinin denetimine başladık. Bu süreçte pazaryerlerinin denetlenmesi dışında özellikle meyve sebze halleri, balık halleri ve mezbahalar da sıklıkla denetlenmeli. Bu süreci atlattıktan sonra da Büyükşehir Belediyesi, ilçe belediyeleri, Gıda Mühendisleri Odası, Ziraat Mühendisleri Odası ve Pazarcılar Esnafı Odası'nın işbirliğiyle pazaryerlerinin fiziki şartlarının iyileştirilmesi için bir çalışma başlatılması gerekiyor."

14 MADDELİK LİSTE

Toprak, İzmir Büyükşehir Belediyesi Bilim Kurulu ve TMMOB Gıda Mühendisleri Odası İzmir Şubesi ortaklığında hazırlanan ve 14 başlıkta toplanan semt pazarlarıyla ilgili öneri listesini de kamuoyu ile paylaşarak şunları kaydetti: "Pazarların gün sayılarının arttırılmalı veya fiziki şartların müsait olması durumunda mevcut alana yayılarak tezgah aralıklarının asgari 3 metre olması sağlanmalıdır. Yüz yüze karşılaşmayı azaltmak ve kontrol etmek için giriş ve çıkış kapısı ayrılarak tek yön uygulaması yapılmalıdır. Ayrıca pazaryerinin metrekaresi ile orantılı olarak belirli sayıda vatandaşın içeri alınması sağlanabilir. Yetkililer gözetiminde önceden paketlenmiş ve tartılmış ürün teslimine yönelik bir düzenleme ile alış veriş ve temas süresi mümkün olduğunca kısıtlanmalıdır. Yıkanması mümkün olmayan et, süt ürünleri, baharat, kuruyemiş, salça, zeytin ve benzeri gibi yiyeceklerin ambalajsız satışı yasaklanmalıdır. Pazaryerlerine temiz su için seyyar musluk ve lavabolar yerleştirilmesi suretiyle el yıkama olanakları sağlanmalıdır. Pazarcılar normalde 20 saniye olan el yıkama süresini, 40 saniyeye çıkarmaları konusunda bilgilendirilmelidir. Diğer taraftan, pazarcılar maske ve eldiven kullanmalıdır. Pazar alanına “Mesafeni koru” uyarıları yerleştirilmelidir. Pazarların girişinde “Alışverişini yap, evine dön” mesajı verilebilir. Pazarlarda gıda dışında tekstil, züccaciye gibi herhangi bir ürünün satılmasına izin verilmeyecektir. Zabıta denetimleri bu süreçte sıklaştırılmalı ve Gıda Mühendisleri eşliğinde sıkı denetim yapılmalıdır. Pazar girişlerinde yoğunluk oluşturmayacak şekilde pazara gelen vatandaşların vücut sıcaklığının ölçülmesi sağlanmalıdır. Giriş ve çıkışlara ve pazaryerlerinin belirli bölgelerine el dezenfektanları konulmalı, pazar esnafına maske ve eldiven dağıtımı yapılmalıdır. Balık tezgâhlarında tahta kullanımı önlenmeli ve serginin üzeri açık olmamalı ve kullanılan buzlar içilebilir nitelikteki sulardan yapılmış olmalıdır. Alışveriş süresi bittikten sonra pazar yerinin temizlik ve dezenfeksiyonu için gerekli tedbirler arttırılmalıdır. Nakit para kullanımı yerine temassız kartların kullanımının tercih edilmesi sağlanmalı ancak nakit para kullanımının tercih edilmesine karşın, her tezgahta biri ürünlerle biri ödemelerle ilgilenecek en az iki kişi olmalıdır. Pazar esnafının sağlık durumları satış öncesi kontrol edilmeli; ateşi olan, öksüren pazarcının satış yapmasına izin verilmemelidir. Vatandaşlarımızın evlerine gittikten sonra almaları gereken temizlik ve hijyen önlemleri hususunda bilgilendirme yapılmalıdır."

BUNLARA DİKKAT!

Gıda Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Uğur Toprak, son olarak vatandaşlara önemli uyarılarda bulundu ve günlük yaşamda gıda güvenliği için alınması gereken önlemleri ise şöyle sıraladı: "Ürünleri hazırlamadan önce ve hazırladıktan sonra ellerimizi mutlaka sabunlu su ile yıkamalıyız. Sebze ve meyveleri akan su ile yıkayarak temizlemeliyiz. Herhangi bir kimyasal madde ya da dezenfektan maddeye ihtiyaç yoktur. Salata ve benzeri gibi çiğ tüketilen yiyeceklerin hazırlanmasında kullanılan tezgah, alet ve ekipman iş bittikten sonra temizlenmeli ve çiğ tüketilen yiyeceklerin pişmiş gıdalarla temas etmesi engellenmelidir. Pişirilmiş gıdalar buzdolabının üst raflarında, çiğ gıdalar ise alt raflarında tutulmalı. Pişirilerek, ısıl işlem uygulanarak tüketilmesi gereken et, süt, yumurta gibi gıdalar çiğ olarak tüketilmemelidir. Evde tüketimde gıdanın merkez sıcaklığının yeterli dereceye çıkması sağlanmalı (72°C'nin üzerine), etlerin kanlı olmaması, yumurta akının sıvı görünümünden kurtulması gibi görsel izlemenin yanı sıra ev tipi mutfak termometresinin kullanılması ve etikette belirtilen pişirme önerilerine uyulması da faydalı olarak değerlendirilmektedir. Gıdalarda sağlık riski oluşturan mikroorganizmalar genellikle 4°C ile 65°C arasında çok hızlı gelişirler. Bu nedenle de pişirilen gıdalar hemen tüketilmeyecekse hızlı bir şekilde 4°C'nin altına soğutulmalıdır. Çabuk bozulabilen gıdalar iki saatten fazla oda sıcaklığında bekletilmemelidir. Donmuş gıdalar asla ortam sıcaklığında çözdürülmemeli veya marine edilmemelidir. Çözdürme işlemi mutlaka buzdolabında veya mikrodalga fırınlarda yapılmalıdır." Erman Şentürk / Özel Haber