İzmir’de “Konutta kalite” denince akla ilk gelen isimlerden Ege-Koop Genel Başkanı Hüseyin Aslan ile, gayrimenkulü ve İzmir’in depreme karşı ne ölçüde hazırlıklı olduğunu konuştuk. Ada bazında kentsel dönüşüm ve kentin dört bir yanında oluşturulacak uydukentlerle mevcut konut stoğunun bir an önce yenilenmesi gerektiğini belirten Aslan, İzmir’in nüfusunun yüzde 30’dan fazlasının riskli konumda bulunduğunu belirterek “İnsanların barınma ihtiyacını sağlıklı konutlarla gidermek zorundayız” uyarısında bulundu. İzmir depreme neden hazır değil? Önce şuradan başlamalı. İzmir’in afetlere yönelik refleksi ne, kaçak ve denetimsiz yapılarının oranı ne, yapı stoğunun yapısal durumu ne? Tüm bunlar ön planda tutulduğunda nitelikli kentsel dönüşüm uygulamalarının kent için gerekliliği ortaya çıkıyor. Yetkili mercilerin raporlarına göre İzmir genelinde bina yaş ortalaması 25 yıl üzeri. Sayıştay raporlarında kaçak yapılaşma oranı yüzde 60-65 bandında. Bu sürekli konuşuluyor, her depremden sonra gündeme geliyor, fakat bugüne kadar hiçbir ciddi önlem alınmış değil ne yazık ki. İzmir deprem kuşağında. Bilim insanları bu kentin altında 17 hareketli fay olduğunu ve bu fayların önümüzdeki süreçte 6,5 ila 7,0 büyüklüğünde bir deprem üretebileceğini ifade etti. Nitekim bu fayların zaman zaman yarattığı depremlerle yüzleştik. Sayıştay raporları şehirde 313 bin konutun depreme dayanıksız olduğunu gözler önüne serdi. Bu ortalama 1,2 milyon insanımızın depreme karşı tehdit altında olduğunu ortaya koyuyor. Bu oran İzmir’in toplam nüfusunun yüzde 30’undan fazla. Çok ürkütücü bir tablo ile karşı karşıyayız. Deprem yönetmeliği 99 depreminden sonra yürürlüğe girdi. Bu demek oluyor ki öncesinde inşa edilmiş tüm yapılar denetimden geçmeli. İzmir depreme hazır olmak zorunda. Peki, İzmir depreme nasıl hazır hale gelir? Kent içinde ada bazında, vatandaşı yerinden etmeden, mağdur etmeden yeni planlamalarla nitelikli kentsel dönüşüm hayata geçirilmeli. İnsanları doğup büyüdüğü mahallelerden çıkarmadan, otoparklarıyla, sosyal donatı alanlarıyla, tüm ihtiyaçlarını çevresinden karşılayabilecek kaliteli ve sağlam konutlar inşa etmeliyiz. Söyledim, söylemeye de devam edeceğim, İzmir’in nüfusu 2050 yılında 8 milyon olacak. Kent, mevcut yapı stoğu ile buna hazır değil. Eğer yerel ve merkezi yönetimler bugünden bunun önlemini almazsa, gelecekte barınma sorunu çok ciddi boyutlara varacak. Kenti yönetenler, ülkeyi yönetenler hemen yarın şehrin dört bir yanında uydukentlerin yapılabileceği yeni yerleşim alanları yaratmalı. 4 bin-5 bin konutluk, altyapısı ile, okulu ile, hastanesi ve ibadethanesi ile vatandaşın tüm ihtiyaçlarına yanıt verebilecek alanlar oluşturmalıyız. Bunları tarım ve orman alanı olmayan yerler üzerinde gerçekleştirmeliyiz. Bu İzmir’in trafik sorununu da, alt yapı sorununu da önemli ölçüde çözecek ve kenti depreme hazır hale getirecektir. Ege Koop, bugüne değin İzmir’in 12 farklı ilçesinde 12 farklı proje hayata geçirdi. Biz 30 bin konut yaptık demiyoruz. Biz İzmir’de yeni mahalleler kurduk diyoruz. Egekent-1 1984-1989 döneminde tamamlandı. Emin olun bugüne dek yaşadığımız hiçbir depremde en ufak bir çatlak oluşmadı. İzmir’den Ege Koop’u çıkarın, kentte planlı konut kalmaz, uydukent kalmaz. Tekrar söylüyorum, insanların barınma ihtiyacını sağlıklı konutlarla gidermek zorundayız. Konut cep yakıyor. İnsanlar ucuz konuta nasıl ulaşabilir? Bir, arsa maliyeti yüksek. İki, inşaat maliyeti yüksek. Bugün müteahhitler, uygun arsa bulamamaktan dolayı yeni proje geliştirecek alanlara ulaşamıyor. Kat karşılığı oranları aldı başını gidiyor. Merkeze uzak alanlarda dahi yüzde 50-yüzde 50’den söz ediliyor. İzmir’de konut fiyatları çok yüksek diyorlar. İşte en önemli etken. Arsa payının konut yapım maliyetindeki oranı yüzde 25’i geçmemeli. Konutun bugün İzmir’de çıplak maliyeti m2 başına 14-15 bin TL’yi buldu. Arsa payı da eklenince inanılmaz rakamlarla karşılaşıyoruz. Konutta maliyeti düşürmek için en mantıklı iş arsa üretmek. TOKİ, bu konuda öncü olmak zorunda. Mesela önümüz seçim, siyasi partiler sosyal konut programlarını vatandaşa lanse etmedi. Halbuki Türkiye’nin bütçesi de, gücü de sağlam bir sosyal konut atağına fazlasıyla yeter. Bugün deprem fonunda toplanan kaynağın ne kadarını depreme ne kadarını kentsel dönüşüme harcadılar acaba? Merak ediyorum. Bu paralar şirket kurtarmak veya ucuz kredi sağlamak için değil, sosyal konut üretmek adına kullanılmalı. Bunun hesabını vermeliler, bunun hesabını sormalıyız. Ege Koop’un planlanmış projeleri neler? Kısa bir süre içinde yeni ve çok özel projelerle vatandaşımızın karşısına çıkacağız. Hazırlıklar tamamlanmak üzere. Çamdibi bölgesinde, o bölgede olmayan nitelikte ve özellikte bir proje hayata geçireceğiz. Önemli bir aksilik olmazsa Ekim sonunda yapımına başlayacağız. Bu proje, o bölgenin çehresini de değiştirecek. Burada öyle iki şey hayata geçireceğiz ki, insanlar artık müteahhitlerden “Ege Koop yapıyor, sen niye yapmıyorsun?” diye talepte bulunacak. İkincisi Seferihisar’da çok özel iki proje üzerinde çalışıyoruz. O da bu yıl sonunda devreye girer diye tahmin ediyorum. Üçüncüsü İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, kentsel dönüşüm ile ilgili bize bir sorumluluk yükledi. Gerçekten bu konuda iyi bir politika izliyor. Biz Büyükşehirle birlikte kentsel dönüşümün neresinde olabiliriz ona bakıyoruz. Bu konuda önemli çalışmalarımız olacak. Büyükşehirle işbirliği yapacağız. Her binaya kimlik kartı Binalarda kimlik kartı uygulamasına geçilmeli. Her binanın bir kimlik kartı olmalı. Vatandaş herhangi bir evi almaya kalktığında, kimlik kartından o binanın kaç yılında yapıldığını, kimin yaptığını, hangi deprem yönetmeliğine göre yaptığını bilmeli. Bu kimlik kartını tapuda görebilmeli. Buna göre evi satın almalı. Gayrimenkul akılcı yatırım Hangi şartlarda olursa olsun, ekonomi hangi seviyede olursa olsun gayrimenkul en iyi yatırımdır. Türk insanı için güvencedir. En akıllı, en kalıcı ve en doğru yatırımdır. Tüm yatırım araçlarından ziyade gayrimenkule parasını yatıran her zaman kazançlı çıkmıştır. Bundan sonra da kendine güvenenleri üzmez.