İzmir’de engelli bireylerin sayısı net olarak bilinmemekle birlikte Dünya Sağlık Örgütü (WHO) verileri dikkate alındığında, bu vatandaşlarımızın Türkiye nüfusuna oranı yüzde 10-12’yi buluyor. Bu orana göre İzmir’de yaşamakta olan engellilerin sayısı ise yaklaşık 350-400 bin civarında olduğu tahmin ediliyor. Yaşanan zorlukların toplumsal algıdan kaynaklandığını belirten Türkiye Sakatlar Derneği İzmir Şube Başkanı Başkanı İlknur Peder, “İnsanlar bu sembollerin ne olduğunu düşünmüyorlar. Umursamıyorlar. Aslında çıkışı göstermek için böylesine bir sembol çizimini bende beğenmiyorum. İşaretler sempatik değil, sıcak bulmuyorum. Tekerlekli sandalyeler ile çıkış yolunu göstermek amacıyla yollara böylesine büyük ve anlamsız bir biçimde semboller konmamalı. Fakat toplumumuzun farkındalık düzeyi, bilinç düzeyi düşünüldüğünde böylesine işaretler hiç ama hiç abes durmuyor” dedi. Engelli işaretlerinin beyinlere kazınması gerektiğinin ve daha duyarlı olunması gerektiğinin altını çizen Peder, “Fakat beyinlere kazımak için pratik bir çözüm amacıyla böylesine büyük sembollerin yapıldığını düşünüyorum. Aslında işaretlerin olması ya da olmaması değil bunlara rağmen engelli bireylerin ihtiyaçlarına olan duyarsızlık konusu önemli. Araba park yerine ciddi anlamda ihtiyacımız var. Sizce yüzde kaç oranında park yeri bizlere kalıyor… İşgal edenler engelli araçları değil. Bu işaretlerin olmasına rağmen, yer işgalleri söz konusu. Bu anlamda gerçekten zorluk yaşıyoruz. Bu konuda hassasiyet ve çözümler üretilmeli. Hep birlikte farkındalık sahibi olarak, bir arada yaşamayı öğrenmek zorundayız. Duyarsızlık en kötüsü. Bu anlamda tüm bu problemlerin çözümü için gereken asıl başlık sanıyorum, duyarsızlığa sahip olmamamız. Bu yüzden ihtiyacımız olan asıl şey bir arada saygı duyarak yaşayabilmek. Trafikte ve park yerlerinde beklenen özenin gösterilebilmesi” diye konuştu. Rana Beyza Öztürk / Özel Haber