Korona virüsü nedeniyle, martta başlayan önlemler kapsamında, oteller, restoranlar ve kafeler kapatılmıştı. Vaka sayısının düşmesiyle birlikte yavaş yavaş normalleşme sürecinin başlamasıyla, kapatılan restoran, kafe ve otellerin açılması gündemde. Kültür ve Turizm Bakanlığı hijyen çalışmalarını belgelendirebilmek, bu belgeyi uluslararası arenada sunmak amacıyla Sağlıklı Turizm Sertifikasyon Programı hazırladı. Yeme - içme sektörüne de verilecek sertifikayı alan işletmeler bakanlığın sitesinden de duyurulacak. Sertifikasyona göre restoranlar şu kriterleri uygulayacak: Masalar arası en az 1 buçuk metre, sandalyeler arasında ise 60 santimetre mesafe bırakılacak. Yemek masaları ve mobilyaları, masa üstü ekipmanlar her müşterinin ardından alkol bazlı ürünler ile temizlenecek. Masa üzerinde tek kullanımlık tuzluk, biberlik, peçetelik yer alacak. Mutfaklar temizlik protokolüne sahip olacak, düzenli kayıt altına alınacak. Gıda güvenliği gereklilikleri tanımlanacak. Her gün numuneler alınacak ve incelenecek. Personele koruyucu kıyafet verilecek ve her gün ateşi ölçülecek.

‘ZOR DURUMDAYIZ’

İki ayı geçen bir süredir işletmelerin kapalı olduğunu hatırlatan Türkiye Lokantacılar ve Pastacılar Federasyonu Başkanı Aykut Yenice, 27 Mayıs; yani bugünü işaret etti. Başkan Yenice “27 Mayıs tarihi bizler için geçerli ve net değil. Turizm Bakanlığı turistik işletme ruhsatı olan işletmeler için bir genelge yayınladı. Bizim için de bir rehber hazırlandı. Sırtımızda yoğun bir yük var. Kolay bir sektör değil. Dükkan kiraları, personel, elektrik, su, gaz ve pek çok gideri olan bir sektör. Pandeminin yarattığı borçlar bizi sıkıntıya soktu. 67 günden bahsediyoruz. Araştırmalara göre restoran ve kafe sektörü sıfır para girdisine sahip olduğunda ancak 16 gün ayakta kalabilecek kapasiteye sahipmiş. Dolayısıyla çökme noktasındayız” dedi. Kurallara bağlı kalarak restoranların açılacağını, ancak küçük esnafın bir hayli zorlanacağını iddia eden Başkan Yenice “Hisarönü’nü ele alalım. Ufacık dükkanlar… İçinde üç- dört masa var. Masalar teke düşerse ne şartlar altında hizmet verecek? Nasıl hizmet verip o dükkanın yükünü kaldırabilecek? Kibrit kutusu gibi dükkanların bir çoğu. Masalar dışarıda. Dışarıda oturup yemek yenemez. Biri hapşırdı mı, öksürdü mü, bu kaygılarla yemek zaten yenmez. Çünkü virüs hava yoluyla bulaşıyor” diye konuştu.

‘BU KURALLARLA OLMAZ!’

Alınan tedbirlerin kepenk indirmekle eş değer olduğunu savunan Türkiye Lokantacılar ve Pastacılar Federasyonu Başkanı Aykut Yenice, “Eline dezenfektan, maskesi olmayana maske verilecek. Her masa kalkınca temizlik, tek kullanımlık plastikler olacak. Özellikle küçük işletmeler olarak bu masrafların nasıl altından kalkabiliriz? Bir dükkana iki yüz müşteri geliyor, esnaf iki yüz maskeyi ne yapacak? Hangi tıbbi atık olarak, hangi çöpe koyacak? Yeterli değil. Klimalar açılmayacak ve vantilatör çalışmayacak. Peki çorba kazanının kaynadığı ateş gibi dükkanların içine insanlar nasıl gelecek? 3 aylık kira ötelendi, bir genelge ile ‘İşçi çıkarmak yasak’ dendi. ‘Sigorta primlerini almıyoruz’ denmedi. Prim borçları işliyor. Esnaf çalışmayan dükkana, işten çıkarmadığı işçiye üç ay sonra sigorta primi ödemesi yapacak. Vergiden muaf değiller, stopajı kaldırılmadı, tüm bunları nasıl ödeyecekler? İnsanların can damarını kesip, ekonomiyi nasıl sağlayacağız? Kuralları koymak yetmiyor, kuralların uygulanabilirlik seviyesinde olması gerekiyor” ifadelerini kullandı. Rana Beyza Öztürk / Özel Haber