Bir süre yer hostesi olarak çalışan Sevinç Çelik (32), eşinden boşandıktan sonra bir başına kaldı. İş arayışına giren Çelik bu süreçte, burnundaki sorunu estetik ameliyat ile gidermeye karar verdi. Özel bir hastaneden karar kılan Çelik, gerekli olan parayı biriktirince 2 Mayıs 2014’te ameliyat oldu. 2 saat süren ameliyattan bir gün sonra taburcu olan Çelik’te şiddetli ağrı ve yüksek ateş görüldü. Çelik’in kardeşi N. Çelik, ameliyatı yapan doktorun asistanına durumu anlattı. İddiaya göre aldığı yanıt, ‘Ameliyat sonrası normal bunlar’ oldu. Görüşmede asistan, Çelik’e ateş düşürücü ve ağrı kesici verilmesini önerdi. Çelik’in ağrıları giderek arttı. Ameliyattan bir hafta sonra kontrol için hastaneye giden Çelik’in alçısı çıkarıldı. Çelik, ameliyatı yapan doktora şikâyetlerini yinelese de, iddiaya göre doktordan, ‘Bunlar normal, canın çok tatlı senin’ karşılığı aldı. Yeniden eve dönen Çelik’in durumu daha da kötüleşti. Kardeşi N. Çelik ablasının durumunu mahkemede “Zaman geçtikte ateş, ağrı, bulantı ve kusma arttı. Tuvalete dahi gidecek dermanı yoktu; sürükleyerek götürüyorduk” sözleri ile anlattı. Çelik, 19 Mayıs’ta devlet hastanesi acil servisine götürüldü.

Çelik bir ay sonra iki bacağını da kaybetti

Çelik’in durumunun kötü olduğunu gören doktorlar, ameliyattan sonra kanına mikrop karıştığını ve bunun tüm vücuda yayıldığını söyledi. Yoğun bakım ünitesine kaldırılan Çelik’in ayaklarında morarma oluştu. Doktorlar, ailesine “Hastanın durumu kritik. Bacaklarını kesmemiz lazım. Ya hayatı ya ayakları” diyerek ailenin rızasını istedi. Aile, çaresizse onay verdi. 9 Haziran günü Çelik’in iki bacağı da diz altından kesildi. Burun estetiği ameliyatı yaptıran Çelik bir ay sonra iki bacağını da kaybederek hastaneden çıktı.

Manevi tazminat talebi ile dava açtı

Estetik ameliyatın yapıldığı hastanenin ‘ayıplı hizmet’ verdiğini öne süren Çelik, 300 bin TL, 700 bin TL manevi tazminat talebi ile dava açtı. Avukat Cesim Parlak dava dilekçesinde, ameliyatı yapan doktorun özen yükümlülüğüne aykırı hareket ettiğini öne sürdü. Hastane adına yapılan savunmalarda ise, Çelik’in bacaklarının kesilmesi ile ilgili hastanenin bir kusurunun olmadığı kaydedildi. Dilekçelerde, Çelik’in ameliyattan iki hafta sonra yediği tavuk yemeğinden zehirlendiği, enfeksiyonun da bu nedenle oluştuğu öne sürüldü.

 Dosyaya Adli Tıp Kurumu dahil 5 rapor girdi

İstanbul Anadolu 3. Tüketici Mahkemesi, davacı tarafın talebi ile bilirkişi raporu hazırlattı. Dosyaya Adli Tıp Kurumu dahil 5 rapor girdi. Raporlarda, estetik ameliyat ile Çelik’in bacaklarının kesilmesi arasında bir bağ kurulamadığı kaydedildi. Çelik’in avukatları, hazırlanan raporların eksik olduğu detaylı bir rapor hazırlatılması gerektiğini kaydetti. Mahkeme, 10 Aralık’ta yapılan 16’ncı duruşmada yeni bir rapor talebinde bulundu. Mahkeme, Çelik’in bacaklarının kesilmesinde hastanenin bir kusurunun olup olmadığının ortaya konulması için Cerrahpaşa Tıp Fakültesinden rapor alınmasına karar verdi. Son 6 yıllık süreçte 6 hâkimin değiştiği dava dosyasının bir sonraki duruşması ise önümüzdeki nisan ayı sonunda yapılacak. (Hürriyet)