Geçtiğimiz günlerde Sağlık Bakanlığı Yönetim Hizmetleri Genel Müdürlüğü yazısıyla salgın hastalıkla mücadele kapsamında, çalışmaların kesintisiz ve etkin yapılabilmesi için sağlık çalışanlarının yıllık izinleri, emekliye ayrılış işlemleri, şua izinleri ve ücretsiz izinleri durduruldu. Karar tükenmişlik sendromu yaşayan ve yaklaşık 7 aydır aralıksız hizmet veren sağlıkçılarda hayal kırıklığına yol açarken, olası ikinci dalga öncesi endişeleri de artırdı. Birlik Sağlık Sen Genel Başkanı Ahmet Doğruyol, sağlıkçılar olarak büyük fedakarlık yaptıklarını ve yapmaya da devam edeceklerini vurgulayarak iki önemli öneriyi gündeme taşıdı.

‘İZİN DEVRİ’

Sağlık sektörü çalışanlarını olumsuz etkileyen son düzenlemeyi Ege Telgraf'a yorumlayan Birlik Sağlık Sen Genel Başkanı Ahmet Doğruyol, "Sağlık çalışanları olarak çok kötü durumdayız. Şu anda sağlıkçıların neredeyse tamamı tükenmiş durumda. Pandeminin başından bu yana hiç izin yapmayan birçok arkadaşımız var. Bugün baktığınızda kamu kurumlarında çalışan tüm memurlarımızın esnek mesai sistemiyle çalıştığını görüyoruz. Ancak salgınla mücadelede en ön safta yer alan sağlık çalışanları bırakın esnek çalışmayı, kendi kanuni hakları olan izinlerini dahi kullanamıyor. Şu an hastaneler oldukça zor durumda. İzmir'deki bazı hastanelerimizde 3-4 ayrı servisi bir tek doktor arkadaşımız idare ediyor. Çünkü diğer çalışma arkadaşları korona virüse yakalandı. Mesela yoğun bakımda çalışan 6 hemşireden 3 tanesi pozitif çıkıyor. Bu sefer kalan üç kişi tüm yükü çekmeye çalışıyor. Koronaya yakalanan sağlık personeli yeri geliyor 14 günlük karantina hakkını dahi kullanamıyor" dedi.

‘İKİ ÖNEMLİ TALEP’

Doğruyol, sağlıkçılar olarak iki önemli talep için mücadele verdiklerini hatırlatarak şunları söyledi: "Sosyal mesafe diye bas bağırıyoruz. Ama sağlık çalışanlarına geldiğimizde bu uygulama bile sıkıntılı. Sağlık çalışanlarının bulunduğu pek çok kurumda personel mesafe ile değil, yan yana oturmak zorunda kalıyor. Mesafe ayarlanamıyor. Aslında bu dönemde korunması gereken en önemli meslek grubu sağlık çalışanlarıdır. Çünkü bu insanlar hastalık ile yüz yüze. Eğer sağlıkçılarımızı koruyamazsak ve bu şekilde devam edersek bu olay bir yerde patlak verecek. Bundan 1-1,5 ay sonra belki de vatandaşa hizmet verecek sağlık çalışanı bulmakta güçlük yaşayacağız. Sağlıkçılara bir şey olduğu takdirde salgına yakalanan hastayı kim koruyacak, kim iyileştirecek? Sağlık çalışanlarımızın izin, tayin, emeklilik işlemlerini durduruyorsunuz, ama bunun karşılığında o insanları bir şekilde motive etmek lazım. Hala pek çok idareci personel on dakika geç gelmiş, beş dakika erken gitmiş gibi hesapların peşinde. Sağlıkçıların motivasyona ihtiyacı var. En azından işi az olan ya da birimleri nispeten yoğun olmayan arkadaşlarımızın acilen esnek çalışmaya geçirilmesi lazım. Buna uygun birimlerde bu sistem uygulanabilir. Esnek çalışmaya geçemeyen ve yoğun çalışan arkadaşlarımızın ise haklarının ödenmesi lazım. Ek ödeme yönetmeliğine göre sağlıkçıların neredeyse yüzde 50'si bu olanaktan faydalanamıyor. Herkes bizi iki hatta üç katı maaş alıyoruz sanıyor. Herkes iznini yaptı, yaz tatilini tamamladı, biz ise Mart ayından bu yana görevdeyiz. Bugün herhangi bir iş yerinde sigortalı çalışan bir vatandaş yıllık iznini kullanmadığı takdirde o ayın maaşını alabiliyor. En azından bize de bu imkanı tanısınlar. Ya da sağlıkçıların kullanamadığı bu yıllık izinleri gelecek yıla aktarılsın. Biz sendika olarak bu iki talebimizin hayata geçirilmesi için mücadele ediyoruz." Erman Şentürk / Özel Haber