Agence France Press (AFP) foto muhabiri Bülent Kılıç’ın, İstanbul Taksim’de yürüyüş yapmak isteyen LGBT’li gruba müdahale eden polis ekipleri tarafından gözaltına alınmasına bir tepki de İzmir’den geldi. İzmir Gazeteciler Cemiyeti, Avrupa Gazeteciler Birliği (AEJ) Türkiye Temsilciliği, Basın KonseyiÇağdaş Gazeteciler Derneği,DİSK Basın-İş
Ekonomi Muhabirleri Derneği,Gazeteciler Cemiyeti , Türkiye Foto Muhabirleri Derneği, Türkiye Gazeteciler Sendikası,Türkiye Gazeteciler Federasyonu, ve Türkiye Haber Kameramanları Derneği adına Konak Meydanı’ndaki Gazeteci Hasan Tahsin heykeli önünde basın açıklaması yaparak yaşananları 'kabul etmiyoruz' dedi. İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Dilek Gappi, ellerinde ‘Nefes alamıyoruz’ dövizleri tutan ve ‘Özgür basın susturulamaz’ sloganları eşliğinde basın açıklamasını okudu. Gappi, “Anayasa ile güvence altına alınan protesto hakkı fiilen yasaklanmış durumda. Geçim sıkıntısı yaşanan, haksızca işten atılan, mahallesine, ormanına, denizine sahip çıkmak isteyen, kimliklerine saldırılmasına karşı çıkan insanlar polis ve jandarma şiddetine uğruyor, seslerini duyuramıyorlar. Hakkını aramak için sokağa çıkan bu yurttaşları haberleştirmek gazetecinin kamusal görevidir. Ancak meslektaşlarımız toplum adına görevlerini yürütürken ağır şiddetle karşı karşıya kalıyor” diye konuştu.

‘HALKIN HABER ALMA HAKKI '

İçişleri Bakanlığı’nın gösteriler sırasında polislerin görüntülerinin alınamayacağına yönelik genelgesini yasadışı olarak tanımlayan ve bunun ardından şiddet olaylarının çok daha tehlikeli bir hal aldığı ifade edilen açıklamada, “Cumartesi günü, LGBTİ+ bireylerin ve onlara destek veren yurttaşların düzenlemek istediği onur yürüyüşüne müdahale eden güvenlik görevlileri uygulanan şiddeti kayda almak isteyen AFP foto muhabiri Bülent Kılıç’ı yere yatırıp boynuna bastırarak nefessiz bırakmak istedi. Güçlükle ‘Nefes alamıyorum’ diyebilen Bülent Kılıç ölümden döndü. Amerika’da bir polis tarafından aynı yöntemle öldürülen George Floyd’un görüntüleri tüm dünyada infial yaratmışken, ülkemizdeki güvenlik güçlerinin bunu örnek alırcasına şiddet uygulaması hepimizi derinden endişelendirmektedir. Aynı gün başka meslektaşlarımızın da işlerini yapması engellendi. Darp edilen, taciz edilen, çektikleri görüntüleri silmek zorunda bırakılan meslektaşlarımız oldu. Kolluk güçleri bu kanun tanımaz uygulamaları ile halkın gerçekleri öğrenme hakkını engellemektedir. Nefessiz bıraktıkları yalnız meslektaşımız değil, halkın haber alma hakkıdır”ifadeleri yer aldı. Açıklamanın ardından tepki adına mikrofonlar ve makineler yere bırakıldı. Rana Beyza Öztürk