Nihat AK/EGE TELGRAF- Son verilere göre gıda enflasyonu ortalama yüzde 69,3 olarak gerçekleşirken emeklilerin aldığı gıda grubundaki enflasyon yüzde 88,3 oldu. En yoksul yüzde 20’lik gelir grubunun gıda enflasyonu ise yüzde 102,3 olarak gerçekleşti. Fiyatlardaki yükseliş dar gelirli ailelerin temel ihtiyaç maddelerini daha az almasına neden oldu. Çok sayıda yurttaş ise ucuz gıda ürünlerine yöneldi. Bu gelişmeler piyasalardaki taklit ve tağşiş korkusunu artırdı.

‘LİSTEDE GERİLERDEYİZ’

Küresel gıda güvenliği endeksinde Türkiye’nin 2012-2020 arasında dünya gıda güvenliğinde en çok kan kaybeden 7'nci ülke olduğunu vurgulayan TMMOB Gıda Mühendisleri Odası İzmir Şube Yönetim Kurulu Başkanı İ. Uğur Toprak, “Türkiye endeksin ilk hazırlandığı yıl olan 2012'de 36'ncı sırada yer alırken, 9 yılda 11 sıra birden kaybetti. Son endekste Türkiye 47'nci sıraya düşerken, son bir yılda 6 basamak birden geriledi. Ülkemiz, halkının gıda ürünlerini “satın alabilirliği” sıralamasında 65'inci sırada yer alarak bırakın gelişmiş ülkeleri Botsvana, Şili, Birleşik Arap Emirlikleri, Ürdün gibi pek çok ülkenin maalesef ki gerisindeyiz. Gıda kalitesi kategorisinde 45. sıradayız” dedi.

‘CAYDIRICI OLMALI’

Hileli gıda üretiminde bulunan kişi ve kurumlara caydırıcı tedbirler uygulanması gerektiğini belirten Başkanı İ. Uğur Toprak, “Tarladan çatala/çiftlikten sofraya gıda güvenliği konusunda Tarım ve Orman Bakanlığı daha fazla katılımcı, şeffaf ve bütünsel yaklaşımlarla sistemini en kısa sürede yeterli ve etkin seviyede denetimi sağlayacak biçimde geliştirmelidir. Taklit ve tağşiş kapsamı dışında ürünlerin mikrobiyolojik analiz sonuçları da açıklanmalı, pestisit kalıntı limitini aşan ürünler ile aflatoksin, okratoksin sınır değerlerini aşan ürünler ve bunları piyasaya süren firmalar da ifşa edilmeli. Cezalar artırıldı ama ifşa listeleri de rafa kaldırıldı” diye konuştu. Gıda güvenliğinin artırılması için sahada daha fazla uzmana ihtiyaç olduğuna dikkati çeken Başkan Toprak, “Gıda işletmelerinin yüzde 70‘ini oluşturan küçük işletmelerde kamu bütçesinden kaynak ayrılarak uzman kontrolünde üretim yapılabilmesi, güvenli gıda arzının sağlanması için Odamızın bir projesi olarak Tarım ve Orman Bakanlığı ile Cumhurbaşkanlığı Sağlık ve Gıda Politikaları Kurulu ile değişik zamanlarda görüşülüp paylaşılan küçük ve orta ölçekli gıda işletmelerinin hem daha güvenilir ürün üretmelerini sağlayacak hem de istihdam yüklerini azaltacak "Yetkilendirilmiş Gıda Danışmanlığı Sistemi" de ivedilikle yürürlüğe koyulmalıdır” şeklinde konuştu.

UCUZA YÖNELİM

Düşük alım gücüyle vatandaşın ucuz ürünlere yöneliminin sorunları tetiklediğini belirten TMMOB Gıda Mühendisleri Odası İzmir Şube Yönetim Kurulu Başkanı İ. Uğur Toprak, “Mevcut duruma baktığımızda hepimiz yoksuluz, çoğumuz açız desek yanlış olmaz. Asgari ücretin açlık sınırının altında olduğu ülkemizde gıda harcamaları, çok büyük bir kesim için en fazla harcama kalemidir ve hane bütçesinde önemli bir paya sahiptir. Yükselen döviz fiyatları ve artan işsizlikle birlikte gıda enflasyonundaki artış vatandaşın alım gücünü büyük ölçüde azaltıyor. Bu durum vatandaşın gıda alışverişinde öncelikli olarak fiyat kriterini baz almasına ve hangi ürün, nerede ucuzsa oraya yönelmesine neden olmaktadır. Burada da karşımıza iki büyük sorun çıkmaktadır; birincisi neredeyse hammadde fiyatına satılan ve merdiven altı veya kayıt dışı şekilde uygun olmayan koşullarda üretilen gıda maddeleri, ikincisi ise taklit ve tağşiş” dedi.  

‘KİMİ AÇ KİMİ OBEZ’

Aynı dünyada açlık ve obezite gibi bir çarpıklığın yaşandığına dikkati çeken Başkan Toprak, “Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) verilerine göre dünyada her dokuz kişiden biri yatağına aç girerken yaklaşık 1,4 milyar kişi ise obez ve bu nedenle sağlık sorunları yaşamaktadır. Aslında, yaşanan açlık ve yetersiz beslenmenin nedeni üretim yetersizliği değil, üretim ve tüketimin adaletli bir şekilde sağlanamamasıdır. İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nde de belirtildiği gibi, insanların temel gereksinimi olan gıdanın eşit ve adil dağıtılmadığı bir dünya güvenli değildir” diye konuştu.

NAR EKŞİSİ İZLENİMİ VEREN SOSLAR SATILAMAYACAK

Türk Gıda Kodeksi Yönetmeliği'nde değişiklik yapıldı. Nar ekşisi izlenimi veren nar aromalı sos, nar sosu, narlı sos, nar ekşili sos, nar aromalı şurup ve nar ekşili şurup gibi isimlerle nar ekşisi benzeri ürünler yurt içinde piyasaya arz edilemeyecek. Bu kapsamda yurt içinde piyasaya arzına izin verilmeyen ürünler, 30 Haziran 2024'ten sonra piyasada bulundurulamayacak. Avrupa Birliği ülkelerinde gıda ürünlerine karıştırılan bazı maddelerin üretimi, satışı ve dağıtımı yasak. Aynı yasağın ABD’de uygulanması için hazırlanan yasa tasarıları kamuoyu ile paylaşılıyor.