Her şey akışında olsaydı, korona salgını yaşamımıza girmeseydi neler neler yapacaktık. İşlerimiz rutininde hayat akışında olacaktı şüphesiz. Ne de güzel olurdu. Hiç yaşanmasaydı bu virüs. Ancak hayatta her şey var. Ve hiç bizi bulmaz sandığımız her şey her an hepimizin başına gelebilir. Hayatımız alt üst olabilir. Başımıza gelebileceklere engel olamaz yalnızca önlem alabiliriz. Küresel bir salgın hastalığa karşı tedbirli olmak, kurallara ve yetkililere uymak en önemlisi. Vatandaşlık ve insan olma sorumluluğumuz. Eğer korona hayatımıza girmemiş olsaydı öğrencilerimiz dönem tatilinde olacaktı geçtiğimiz hafta. Beklenen, özlenen tatil…

KAPADOKYA

Oysa öğrencilerimiz şimdi her gün evdeler ve çok sıkıldılar. Ancak yapacak bir şey yok tabii ki. İşte her şey normal akışında olsaydı biz de Biseta Tur misafirlerimiz ile birlikte ve çocuklarımızı da alarak onlara harika bir tatil yaşatacaktık. Kapadokya’da (Güzel Atlar Ülkesi)olacaktık. Gökyüzünde süzülen balonlarda Kızılırmak’ı seyredecektik. Sabahın ilk ışıklarını ve güneşin dağların arkasından çıkışını görecektik. Bu muhteşem gündoğumunun mucizevi seyrine dalacaktık. Kapadokya’da olacaktık. İlk gün 10 Nisan günü sabah uçakla Kayseri’ye gidecektik. Kayseri’de güzel bir kahvaltı yapıp Kayseri surları ve kalesi içindeki geniş alanı gezecektik. Roma İmparatoru III. Gordianus zamanında ( M.S 238 – 244)inşa edilmiş olan Kayseri Kalesi’ni ( İç Kale, Kuyumcular Çarşısı, Kale Camii), Cumhuriyet Meydanı’ndaki Saat Kulesi’ni Mahberi Hunat Hatun Kulliyesi’ni ve Döner Kümbeti görecektik. Eski Kayseri yaşam tarzının yansıtıldığı ve sivil mimari örneklerini göreceğimiz tarihi Kayseri mahallesinde kahvelerimizi yudumlayacaktık. Daha sonra Anadolu’nun ilk tıp merkezlerinden Gevher Nasibe Hatun Medresesi ve Şifahanesi’ne gidecektik. Tıp Medresesi, Darüşşifa ve Bimarhane ( akıl hastanesi ) bölümlerinden oluşan yapı günümüzdeki Selçuklu Uygarlığı Müzesi olarak hizmet veriyor. Beş yıldızlı Sühan Otel’de konaklayacaktık. Meşhur Kayseri pastırması ve sucuklarından alacaktık. Alış-verişden sonra en güzel otellerinden biri olan beş yıldızlı Sühan Otel’e geçip akşam yemeğimiz ve konaklamamızı gerçekleştirecektik.

BALON İLE SEYAHAT

İşte ikinci günün sabahı gün doğumunu ihtişamıyla seyretmek için erkenden kalkıp ve balon turumuza katılacaktık. Ben iki kez bu keyfi, bu muhteşem deneyimi yaşadım. Hiç bitmesin istedim, göklerdeki bu süzülüş. Her şeyi kucaklayacak gibi yakın hissetmek. Yep yeni bir günün ilk dakikalarını ilk saatlerini yaşamak. Pırıl pırıl bir güne başlamak. Mucizevi bir ritüele bu kadar yakın olmak. Hoş herhalde bu duyguyu tam olarak anlatamayacağım. Çünkü bazı şeyleri yaşamak gerekir. Sözcükler yeterli olmayabiliyor duyguları anlatmaya. Güne böyle balonda gökyüzünde başladıktan sonra yine otelimize gelecek ve harika bir kahvaltı yapacaktık. Uçmak istemeyenlerde bu gökyüzündeki şöleni, yüzlerce balonun dansını yükselişini seyredecek ve fotoğraflayacaktı. Göreme Açık Hava Müzesi’ne hayran kalacaktık. Her bölgesi bir peri masalı hikayesi ile dolu olan Kapadokya’nın en güzel yerlerinden Göreme Açık Hava Müzesi’ne geçecektik. Kaya içine oyulmuş manastırlar, kiliseler, şapeller, yemekhaneler, mutfaklar ve yaşam alanlarından oluşan bu açık hava müzesini gezdikten sonra Uçhisar’a gidilecekti. Burayı ve Uçhisar Kalesi’ni de gezdikten sonra Zelve, Paşabağ Vadisi, Devrent Vadisi eşsiz güzelliklerine tanıklık edecektik. Üç Güzeller ile fotoğraflar çekilecektik. Bölgeyi güzelce gezdikten, kahveler çaylar içildikten sonra Ürgüp’e gidecektik. Televizyonda Asmalı Konak dizisindeki Asmalı Konak Evi’ni ziyaret edecektik. Akşam otelimizdeki nefis yemeklerimizin ardından son derece keyifli olan müzikli, sazlı, sözlü eğlencesi meşhur Kapadokya Türk Gecesi’nde olmak vardı.

HACI BEKTAŞ ZİYARETİ

Yine otelimizdeki nefis kahvaltının ardından Kaymaklı’da bulunan ve eski zamanlarda yöre halkının yaşamını sürdürdüğü yer altı şehirlerinden bir tanesi olan Kaymaklı Yer Altı Şehri’ni gezecektik. Ardından Kızılırmak’ın içinden geçtiği Avanos’a geçip çömlek yapımcılığını görüp hatta bir tane de yapacaktık. Tabii ki, Hacı Bektaş –i Veli Türbesi, külliyesi ve Balım Sultan Türbesi, Nadar Avlusu, Aslanlı Çeşme için Hacı Bektaş’a gidecektik. Vee o meşhur Kayseri mantısı da yenilmiş olacaktı ve uçağımıza atlayıp İzmir’imize dönecektik. Unutulmaz, güzel anılarımızı da yanımıza alarak.

BAHAR MÜJDELENDİ

Şimdi doğa da uyandı. Günler uzadı. Ekinokslarla bahar müjdelendi. Çiçekler açtı, Kuşlar, kelebekler her yerde. Güzel hava hepimizi bu güzellikleri yaşamaya davet ediyor. Gideceğiz elbette bizde bu davete. Bir sonraki bahara kalsa da olur. Yeter ki, biz bu virüsü hayatımızdan çıkarmayı başaralım el birliği ile. Gideceğiz elbette Kapadokya’ya. Mutlaka herkesin en az bir kez gitmesi gerekir. Yaşamak gerekir bu şehirde. Büyüleyici, muhteşem bir yer Kapadokya. Sevdiklerimizle, sağlıkla nice güzelliklerde, nice keşiflerde birlikte olmak üzere… Bircan Tağıl / Özel Haber