Ege Telgraf’ın sorularını yanıtlayan Yalı İşadamları İşletmeciler Derneği Başkanı Rıfat Erdal, başta son günlerde büyük tartışmalara yol açan yasaklar olmak üzere, karşılaştıkları pek çok problemle ilgili önemli açıklamalarda bulundu.

- Son günlerde birçok kafeterya ve restoranda uygulanan tedbirler nedeniyle hem esnaf, hem de müşteriler şikayetçi durumda. Sigara yasağı olarak adlandırılan bu uygulama nedir, ne zaman başladı?

Bu düzenleme aslında 1992 yılında Bülent Ecevit dönemine dayanıyor. Sigara yasağı aslında şu andaki hükümetten kaynaklanan bir şey değil. Ancak şu anda uygulamayı hayata geçiren şu andaki hükümet. Bunun yapılmasında aslında haklı nedenler var. Bugün günümüzün hastalığı KOAH, kanser olmuş durumda. Sağlık Bakanlığı’nın bunların tedavi giderlerini kısıtlaması gerekiyor. Bunda hemfikiriz. Ama bizim sıkıntımız şu, biz burada kafeterya ve restoran işletiyoruz. İnsanlar burada, bu mekanlarda evinde yapamadığını yapmaya, huzur bulmaya, arkadaşlarıyla sohbet etmeye, sevincini paylaşmaya, stres atmaya geliyor. Zengin de olsak, fakir de olsak, yemekten sonra hepimiz yak bir sigara mantığına sahibiz. Sigara içmeyenleri düşündüğümüz kadar, içenleri de düşünmek zorundayız. Tamam, kafeteryalar olarak içirmeyelim, katkıda bulunalım. Ama burada TAPDK ruhsatı olan, nargile için ruhsat alan işletmeler de var. Mekanlarımızda içilebilen ve içilemeyen alanları zaten ayırdık. Şu yapılabilir, sigara içilen işletme bunun amblemini asar, içilmeyen asar, müşteri de ona göre bilerek o mekana gider. Zaten her şekilde vergi ödüyoruz. İçilen mekan TAPDK’ya ruhsat karşılığında para öder, içilmeyen de ödemez. Bugün yıllık 3 bin 800 liraya yakın bir parayı zaten ruhsat için ödüyoruz. Nargilecilerden bu para zaten alınıyor. Yani devlet, bir yandan nargile satmak için 3 bin 800 lira para alıyor, bir yandan da yasak satamazsın diyor, üstüne bir de ceza ödüyoruz.

- Kaç işletmenin mağduriyeti söz konusu?

Sadece Güzelyalı’da bu sırada 17 tane işletme var. 400 metrelik bir mesafedeki mekan sayısı bu. Konak’tan Üçkuyular tarafına ise toplam 70 mekan var. Bostanlı, Kordon, Küçükpark, Buca gibi diğer alanları da dahil ettiğimizde bu yasaklardan etkilenen toplam kafeterya ve işletme sayısı 35 bini buluyor. Ve esnaf olarak mağduruz. Ben kendi restoranımda bahçeye sigara içilen bölümü yapmak için 200 bin liraya yakın bir para harcadım. İç kısım zaten sigara içilmeyen bölüm. Esnafın harcadığı ortalama rakam bu. Eğer bir karar alınacaksa, bunu birlikte yapalım.

- Ne gibi cezai yaptırımlarla karşılaşıyorsunuz?

Şu anda dükkanları kapatma aşamasına geldik. Zaten bir işsizlik söz konusu. Burada nargile satan adama satma diyorsun. Yarın öbür gün bu adam kafeteryasını kapatacak. Vergisini, SSK’sını ödeyemeyecek. Haliyle işsizlik de artacak. Bu noktada devletin aldığı vergi tutarı da düşecek. Biz kanunsuz bir iş yapalım demiyoruz ki. Şu anda yapılan tek taraflı bir şey. Karşımızda Sağlık Bakanlığı, emniyet ve belediye zabıtasından oluşan bir denetleme ekibi var. Katı bir uygulama söz konusu. Müşteri sigara içtiği için 155 lira ceza ödüyor. İşletme ise ilk seferde 1700, ikinci seferde 3000 liranın üzerinde, üçüncü seferde 400 liranın üzerinde, dördüncü seferde ise işletmenin ruhsatı on günlüğüne askıya alınıyor ve mekan mühürleniyor. 1 yıl içerisinde beşinci sefer ceza alırsanız da işletmenin ruhsatı tamamen iptal ediliyor. Yani tamamen kepenk indiriyoruz. Ama aslında sigara yasağından ötürü zaten kepenk indirmiş durumdayız. Birçok yer hafta sonu olmasına karşın, üç dört masaya servis yapıyor. Sadece biz değil, Kordon’da da, Bostanlı’da da durum böyle. Diken üstündeyiz, her an her şey olabilir.

- Bu sorundan çıkış yolu nedir?

Bostanlı, Küçükpark, Kordon ve Güzelyalı’daki dernekler olarak ortak bir karar alıp ona göre hareket edeceğiz. Öncelikle devlet büyükleri, milletvekilleri ile görüşeceğiz. Sonuçta bıçak kemiğe dayandı. Zaten bu sorunları çözemezsek hep birlikte anahtarları alıp dükkanı kapatacağız. Çünkü herkes batma noktasına gelmiş vaziyette. Amacımız kesinlikle provokatörlük yapmak değil. Derdimiz ekmeğimizi büyütmek, devletimize faydalı olmak, işsizliği azaltmak. Eylem ya da miting bize göre bir çözüm değil. Asıl amacımız üzüm yemek, bağcıyı dövmek değil. Bağcıyla bir derdimiz yok, ama üzüm yiyebilmemiz için bize yardımcı olmalı.

- Müşteriler bu uygulamaya nasıl tepki gösterdi?

Yüzde 50’ye yakın ciro kayıplarımız var. Müşteri haklı olarak sigara içemeyeceksem neden geleyim diyor. Haklı da çünkü alışkanlıkları var. Biz olmayan bir şeyi istemiyoruz ki. geçmişten beri gelen uygulama vardı. Kendim sigara içmiyorum diye de insanlara içemezsin diyemezsiniz. Önce bu bağımlılığı nasıl yok ederiz onun için çare üretilmeli. Kafeteryalarda, restoranlarda sigara yasağı uygulamakla bu iş olmaz. Bunun tedavisi, insanların bağımlılıktan kurtarılması için yol bulunmalı. İnsanlar zaten içeride içmiyor, çıkıp yolda içiyor gelip masasına geri oturuyor. Ama yine içiyor. Bu durumda ben satış yapamıyorum, işlerim düşüyor, personelimin sayısını azaltmak zorunda kalıyorum. Hafta sonları burada kahvaltı saatinde boş masa olmazdı ve 4 kişi ile çalışırdık, şimdi bütün masalar boş, haliyle bir kişi çalışıyor. Kapıdan gelip dönen çok oluyor. 2018’den beri zor durumdaydık ama özellikle son 1,5-2 aydır şartlar daha da ağırlaştı. 31 yıldır burada esnafım, 6 yıldır da dernek başkanıyım, ama hiç bu kadar zor durumla karşı karşıya kalmadım. Bugüne kadar her şeyi resmi makamlarla görüşerek çözüyorduk, ancak bu konu siyasileri de aşıyor. TBMM’nin bu konu ile ilgili yeni bir yasal düzenleme yapması gerekiyor.

- Peki, bu yasak her yerde ayını şekilde uygulanıyor mu?

Hiçbir işletme farklı bir mevzuata tabii değil. Aklımıza çok farklı şeyler de geliyor, ama bunları düşünmek istemiyoruz. AVM’lerde sigara içiliyor, buna izin veriyorsunuz. Baktığınızda sadece ön cephesi açık. Bizde yüzde 50 açık alan olacak deniyor. Ama baktığınızda AVM’nin balkonunda insanlar fosur fosur sigara içiyor. Bu durum AVM’lere ya da büyüklere yol verip küçük esnafı ezmek mi? Her yer tekel olsun, küçükler yok olsun mu isteniyor?

- Yurt dışındaki örnekler nasıl? Diğer ülkelerdeki restoran, kafeterya ve alkollü mekanlarda ne gibi bir uygulama söz konusu?

Örnekler çok. Diğer yerlerde bizden daha katı kurallar var. Büfelere gece gittiğinizde yasaktan ötürü sigara bile alamıyorsunuz. Ama şöyle bir durum var, ilave ücret ödeyerek özel satış izni alan büfelerden satın alabiliyorsunuz. Zaten Avrupa’da AVM’lerin hepsi şehir dışında. Ve Pazar günleri de kapalı. İşletmelerde ise şöyle bir şey var, sigara içilen ve içilmeyen mekanlar ayrı. Devlet yasağın uygulandığı mekanlarda esnafın bu ciro kaybını karşılıyor. İçilen mekanlarda ise içilebiliyor. Bizde olmayan bir şey. Yani, ben de bu yasağa uyayım tabelamı koyayım, ama uğradığım zararı devlet karşılasın. Yani bir nevi teşvik gelsin. Bunu da sunmayı düşünüyoruz. Şu andaki tablo, sigara içmeyen yüzde 20’lik dilim için müşterinin yüzde 80’i kurban ediliyor. Bunun adı pire için yorgan yakmaktır. Buna gerek yok. Zaten mekanlara sigara yasağı koymakla bu iş çözülmez. Öncelikle bireylerin sigarayı bırakması için bir şeyler yapılmalı. Yasaklar ya da zorlama çözüm değil. Dernekler olarak önümüzdeki günlerde toplanıp bu taleplerimizi sunmak üzere bir yol haritası belirleyeceğiz.

- Seçim öncesi yaşadığınız sorunlarınızı adaylar ile ve siyasilerle paylaştınız mı? Ne gibi geri dönüşler aldınız?

İnsanlar artık bu bölgeye yatırım yapmıyor. Yatırımcı da bulamıyoruz. Eskiden burada bir dükkan boşalmadan önce işletmeler mal sahibi ile görüşür yeri tutardı. Şimdi boş dükkanlar var. Çünkü artık yatırımcılar yüzümüze bakmıyor. Burada sadece esnafın değil, İzmir’in büyük bir kaybı var. Seçimden önce herkes geldi, dertlerimizi anlattık. Sevgili büyüklerimiz bize vaatlerde bulundu. Çözüm için sözler aldık. Ama ne yazık ki bizim seçimden sonra bu sözlerimizi unutmak gibi bir huyumuz var. Bizi şahsen tanımalarına da gerek yok. Neticede biz halkın ve esnafın sorunlarına çözüm arıyor, taleplerimizi iletiyoruz. Burada sadece tütün yasağı sorunumuz yok ki. Otopark en büyük eksikliğimiz. Şu anda karşımızda AVM’ler var, haksız bir rekabet söz konusu. Biz üçer beşer ceza yerken, bana AVM’ler içerisinde ceza yiyen bir tane restoran gösterebilir misiniz? Biz AVM’ler ile savaşmak istemiyoruz ama iş oraya doğru gidiyor. Erman Şentürk / Özel Haber