‘ÜRETİCİYE DARBE’
Çelik, küresel iklim değişikliğinin üreticiye de büyük darbe vurduğuna değinerek, "Genel olarak son yıllarda yağış rejiminde bir değişiklik söz konusu. Doğru zamanda, doğru miktarda yağış göremiyoruz. Birden şiddetli yağış geliyor ve her tarafı sel alıyor. Geçtiğimiz aylarda son yağışların ardından sel nedeniyle buğdayda ciddi anlamda ürün kayıpları yaşadık. Çiftçinin tarlasında büyük zarar doğdu. Bu aşırı yağıştan tarlalar sular altında kalınca yüzde 50'ye yakın bir kayıp yaşandı. Yağışlarda azalma söz konusu ancak birden yağmur gelince de metrekareye düşen yağış miktarındaki yükseliş sonrasında taşkınlar ve seller yaşıyoruz. Yaşadığımız süreç biraz da arz talep meselesi. Su yok diye belli ürünler ekilmez ise, arz edilmez yani piyasada bulunmaz. Böyle olunca gıda fiyatları da yükselecektir. Bir yanda susuzluk tehdidi var, tehlike geliyor ama tedbir almıyoruz” diye konuştu.‘KORUYUCU ÖNLEMLER’
‘Sadece hava olaylarında oluşacak zararları karşılayabilmek adına sigorta yaptırıyoruz. Ama öncesinde bu iklim değişikliğine karşı koruyucu önlemleri almaya yönelik bir çaba yok’ diyerek sözlerini sürdüren Çelik, şöyle devam etti: “Çiftçide de, ilgili kurumlarda da bu yönde bir girişim yok. Tarımda teknolojiyi kullanmaya başladık ama bunlar da tam değil. Basınçlı su sistemleri, damla sulama yöntemleri için krediler ve hibeler var. Özellikle Menemen Ovası'nda uygulanan salma sulama sistemi değiştirilebilir ama onun da maliyeti çok yüksek. Bundan ötürü de yapılmıyor. Teknolojik anlamda suyun etkin yönetimi konusunda yeterli işler yapılmıyor. Sadece vanayı açıp salma sulama yapıyoruz. Suyun yönetimi konusunda önemli bilgi eksikliği var. Üreticilerden ulaşan bir diğer önemli şikayet ise son yıllarda sayıları artan göletler. Sulama amacıyla daha fazla gölet ihtiyacımız varken, rekreasyon amacıyla daha fazla gölet yapılıyor. Elbet onlar da yapılsın ama bu sebepten ötürü su verilmeyen çiftçiler ve dolayısı ile tarım da sıkıntı yaşıyor." Erman Şentürk / Özel Haber
Editör: TE Bilisim