'TUZ DENİZDEN ÇOK KUMDA BULUNUR'
Türkiye’deki binaların çok büyük bir kısmının betonarme olduğunu söyleyen Kadiroğlu, "Betonarme, taşıyıcı sistemin çelik ve betonla oluşturulduğu bir sistemdir. 'Arme' çekme dayanımına karşı çelik tarafı, beton ise basınç dayanımına karşı istenen özellikleri sağlayan bileşenidir. Bir betonun dayanımı için onu oluşturan üç fazın dayanımıyla ilgilidir. Bunlardan agrega fazı bir iskelet sistemdir ve hacmen de en çok yeri kaplayan bileşendir. Agregayı ince agrega ve iri agrega oluşturur. İşte bu noktada, ince agrega dediğimiz aslında kumdur. İnşaatta silis esaslı kumlar da kullanılabilir, ki bunlar daha çok dere yataklarından üretilir. Bir de şu an daha çok kullanılan kalker kökenli kumlar vardır. Deniz kumu silis esaslı bir kumdur. Denizden elde edilir. Deniz kumunun en büyük özelliği, deniz suyunda çok fazla miktarda bulunan klorür etkisidir. Deniz kumu kimyasal özelliklere sahiptir. Bir deniz suyunda yüzde 3,5 civarında tuz vardır. Bu tuz, denizden çok kumda bulunur çünkü ıslanma kuruma etkisiyle kum tanelerine yapışır" diye konuştu.'İŞLENEREK KULLANILIRSA MEKANİK OLARAK GÜÇLÜDÜR'
Deniz kumunun işlenerek kullanılabileceğine de dikkat çeken Kadiroğlu, şöyle devam etti: "Deniz kumu eğer kimyasallarından arındırılarak temizlenirse, deniz kabuğu gibi yabancı malzemelerden arındırılırsa mekanik olarak çok iyi bir kum olabilir. Doğrudan kullanılan deniz kumu donatıya çok zarar verir ama bu kum işlenirse, temizlenirse içeriğindeki kimyasal etkiler ortadan kalkarsa kullanımının bir zararı yoktur. Sıvada kullanımına bakıldığında ise, mimari bir çirkinlik oluşturur, zayıf olur, belki biraz daha çimento kullanmak gerekir ama binada yıkılmaya neden olacak bir unsur değildir." (DHA)
Editör: TE Bilisim