Venedik, başkenti olduğu, İtalya’nın Veneto İdari Bölgesi’nde yer alan; ayak bastığınızda akıllarda geçmişi silen, gelecek planlarını unutturan, sadece suyun sesine kapılıp gideceğiniz bir şehir. Geleneksel kıyafetleriyle fotoğraflara eşlik eden gondolcuları, cam işçiliğindeki başarıları, karnaval döneminde sokaklara akın eden maskeli insanları, renkli; görsel şölen sunan birbirinden güzel adaları ile göz alıcı ve farklı bir gezi rotası Venedik. Venedik’te her bölgede keşfetmenizi bekleyen, her sokakta farklı sahnelere tanıklık edebileceğiniz çok fazla yer var. Bu yüzden Venedik’te gezilecek yerleri bölge bölge incelemekte fayda var diye düşünüyorum. Venedik’te gezilecek yerler dediğimizde sayfalar dolusu bir liste çıkarılabilir. Ancak en göze çarpan yapılar şehrin en yoğun olan; merkezi Piazza San Marco bölgesinde bulunuyor. Merkezde ve merkeze yakın bölgelerde Venedik’te görülmesi gereken yerlere yürüyerek de gitmek mümkün. GEZİLECEK YERLER Bölge Castello: Bu bölgede daha çok kiliseler yer alıyor. Zaten uzun dönem Venedik’in dini merkezi olmuş. Venedik’e kalabalık bir sezonda geldiyseniz kafa dinlemek için bu bölgeye gelmenizi önerebilirim. Bölge Ahlar Köprüsü ve diğer köprüler ile Dükler Sarayı’na bağlanmış konumda olan bir adacık. Bölge San Marco: Napoleon’un Avrupa’nın en müthiş salonu olarak tanımladığı bölgede birçok kilise, tarihi binalar, tiyatro salonları, barlar, galeriler var. Piazza San Marco sürekli hareketli olmasına rağmen, bitmeyen enerjisiyle kalabalığı size sevdirebilecek kadar etkileyici. Gezmeye nereden başlasak diye düşünüldüğünde ilk rota burası. Meydandaki dikkatinizi çekecek ve Venedik’te görülmesi gereken yerler arasında olan yapılar Campanille, San Marco Bazilikası ve Dükler Sarayı. Cannaregio: Günümüzde de ana kara ile ulaşımı sağlayan tren garı Santa Lucia’nın da burada konumlandığı bölge Venedik’in giriş kapısı sayılıyor. Turistlerin şehre ilk girişleri dışında pek de uğramadıkları bölge diğer kesimlere göre bu yüzden geri planda kalıyor. Dorsoduro: Adeta resim galerisi diyebileceğimiz bölge aynı zamanda yerli halkın ve yerleşik yabancıların, turistlerin kaldığı sakin bir bölge. Bölge San Polo ve Santa Croce: Şehrin kafeler, barlar, dükkânlar nerede derseniz çoğu bu bölgede. Burası için kısaca Venedik’in ticaret merkezi de diyebiliriz. Eskiden balıkçılığın ve avcılığın merkezi olan adalar şu anda terk edilmiş gibi gözükse de özellikle renkli evleri, cıvıl cıvıl, geniş ve sessiz sokakları ile “burada yaşasam ne güzel olurdu” diye iç çektirir size. Hem dantel ve cam isçiliğinin merkezi olması hem de renkli evleri ile Murano, Burano 13 ada içerisinden görülmesi gerekenlerin başında geliyor. Venedik’ten ulaşım da oldukça kolay, San Michele, Murano, Burano, Torcello, Giudecca ve Lido’ya Vaporetto(küçük deniz taşıtları) ile adalara gidilebiliyor ancak diğer adalara ulaşım taksi veya özel ulaşım araçları ile sağlanıyor. Adaların hepsi yaklaşık 1-2 saatte rahatça gezebilirsiniz. San Marco Bazilikası: Kapılardaki oymaları, görkemli heykelleri, mozaikleri ile dikkat çeken San Marco Bazilikası başta Aziz Markos’un naaşını koymak üzere yapılsa da ardından bir kez yıkılarak şimdiki halini aldı. Bazilikayı ilk gördüğünüzde dikkatinizi çekecek şu meşhur, tarihte paylaşılamamış 4 atın orijinalleri ise Museo Marciano’da yer alıyor. Bazilika içerisinde Pala d’Oro, mozaikler, Hazine odası ve Pentikost ve İsa’nın göğe yükselişi kubbeler görülmesi gereken önemli noktalar. Bazilikaya giriş ücretsiz ancak iç kısmındaki bu önemli noktaları uygun bir fiyata gezmek mümkün. A. BUĞRA TOKMAKOĞLU / ÖZEL HABER