'HİÇBİR ZAMAN ÜMİDİMİ KESMEDİM'
Asel'in durumunun günden güne ağırlaştığını vurgulayan Adıyaman, vücudunda ödem oluştuğu için sıvı kısıtlaması yapıldığını ve şişlikler meydana geldiğini belirtti. Kızını yoğun bakımdayken hiç göremediğini ancak kalp naklinin yapılacağı gün gördüğünü söyleyen Merve Adıyaman, şöyle konuştu: "Hastanede nakil için bekleyen çocuklarımıza sıvı kısıtlaması yapılıyor, yan odada su içmek istediği için ağlayan çocukların seslerini duyuyordum. Ben de çocuğuma yeterince su içiremiyordum. Çünkü ödem oluyordu ve göz kapakları şişiyordu. Hiçbir zaman Allah'tan ümidimi kesmedim. Bize organ bağışı yapan Konya'daki aile ile iletişime geçmedik ama çocuğun isminin kızımın adaşı 'Asel' olduğunu öğrendim. Görüşmek istiyorum hatta 'Asel' iyileştiğinde birlikte Konya'ya gidelim istiyoruz. Onları da İzmir'e davet edip evimizde ağırlamak isteriz. Asel onların da kızı. İstedikleri zaman aile gelip benim kızımı görebilir. Nakil 15 Temmuz'da yani resmi tatilde gerçekleşti. Doktorlarımız o gece kimi tatilden kimi evlerinden kalkıp geldi. Hepsine minnettarız."'O BİZİM MUCİZEMİZ'
Mürsel Adıyaman da tek hayalinin kızına doyasıya sarılıp öpmek olduğunu belirterek onu çocuk parkına götüreceğini dile getirdi. Adıyaman, çok mutlu olduklarını ifade ederek şunları söyledi: “Biz çok büyük bir mucizeyi yaşadık. Ben kızının organının bağışlayan bu ailenin bu dünyada da öbür dünyada da mükafatını alacağını düşünüyorum. Bir baba olarak en büyük hayalim, kız çocuğu sahibi olmaktı. Allah bana bir melek verdi. Ben kızımın da hastalığının Allah'tan gelen bir davetiye olduğunu düşünüyordum. Her şekilde onu kabul edip, mücadele ettim. Doktorlar kızım için kolunu kes deseler keserdim. Allah kimsenin başına böyle bir durum vermesin. 1,5 yıldır bu hastalıkla mücadele ediyoruz. Ege Üniversitesi doktorlarından Allah bin kere razı olsun. Kızım yoğun bakımdan çıktığında ona doyasıya sarılıp, öpmek onunla oyunlar oynamak istiyorum, çünkü çok özledim. En büyük hayalim kızıma su içirmek, çünkü ona su bile içiremiyorduk. Bizim meleğimiz, o bizim mucizemiz. Enfeksiyondan korktuğum için onu parka bile götüremiyordum."'BU YAŞ GRUBUNDA ORGAN BAĞIŞI FAZLA YOK'
Hastanın 4 aylıkken miyokardit geçirdiğini ve buna bağlı olarak kalp yetmezliği geliştiğini söyleyen Kalp Damar Cerrahisi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mustafa Özbaran, naklin ardından Asel'in sağlık durumunun oldukça iyi olduğunu dile getirdi. Kalp yetmezliği nedeniyle hastanede yatarak tedavi gören Asel'in tedavisi için nakilden başka bir çözümün kalmadığını ifade eden Dr. Özbaran, "En son durumu ağırlaşınca solunum cihazına bağlandı. Karaciğeri iflas etmek üzereydi, yani hastamız için son saatleri varken Konya'dan organ bulunduğu haberi geldi. Aynı yaş grubundaki bir başka bebeğin beyin ölümü gerçekleşince ailenin kabul etmesiyle kalp uçakla İzmir'e getirildi. Naklin ardından kızımız 24 saat içerisinde kendine geldi. Bozulmuş olan organları ve sistemleri şu an iyi durumda. Enfeksiyondan korumak için yoğun bakımdaki takibi devam ediyor. Ama sağlıklı ve şu an hiçbir sorunu yok" diye konuştu. Küçük yaş grubundaki organ bağışı sayısının yetersiz olduğuna dikkat çeken Özbaran, şunları söyledi: "Bu yaş grubunda organ bağışı ne yazık ki çok fazla değil. Kalp sorunu olan hastalarımıza diğer organlarında bir rahatsızlığı olmasa dahi elimizden bir şey gelmiyor ve onları kaybediyoruz. Bu hastamız da biz de şanslıydık. Aynı kiloda ve aynı yaş grubunda nakil Türkiye'de çok az oluyor. Bu da Ege Üniversitesi'nde bir ilk oldu. Türkiye'de de ilk 3 hastadan biridir. Hastamız ömür boyu takip edilir ama 10-15 gün içerisinde artık evine gidebilir. Organa yavaş yavaş uyum sağladı ama enfeksiyon riskiyle ilgili ilaçlarını alacak ve yaşantısına normal olarak devam edecek." (DHA)
Editör: TE Bilisim