Onları betonların arasında görünce...
Deprem anında görevde olduğunu belirten Akbulut, o anları şu sözlerle anlattı: "Deprem olduktan 2 dakika sonrası kızım arayarak, ‘baba ne olur bizi kurtar’ dedi. Binanın yıkıldığı hiç aklıma gelmedi. Hemen arabaya atladım, yoldayken yine kızım aradı, ‘Baba annem, ablam ölüyor. Ayaklarım duvarların altında ama ben iyiyim, annem kötü’ dedi. Müdür bey aradı ve kurtarma çalışmalarının başladığını söyledi. Trafik sıkışıktı. Arabayı bırakıp koşarak geldim. Arkadaşlarımız çalışmaya başlamıştı. Merdiven dayamışlardı, oradan bizim eve çıktım ama bir baktım başka bir kapı, başka bir salon. Geri çıktım başka bir balkona geçtim. Zemin üstü 1. Kat bizim dairemiz olması lazım, içeriye girdim benim ev değil. Arkadaşların çalıştığı yere yöneldim ve orada kızımla annesi birbirlerine sarılmışlar betonların arasındalardı. Ayaklarımın bağı çözüldü. Hemen kendimi toparladım, kurtarma çalışmalarına arkadaşlarımla beraber başladım. Tırnaklarımızla, iğneyle kuyu kazar gibi çalıştık. Çünkü etraflarında doğalgaz borusu, demirler, kablolar vardı. Kızım ayağım diye bağırıyor, eşim de ‘Mehmet ben nefes alamıyorum, ölüyorum’ diyordu. Nasıl kurtardım bilmiyorum. İlk beni telefonla arayan kızımı kurtardım, ondan sonra büyük kızımı, ardından da eşimi çıkarttık. Hepsini Ege Üniversitesi’ne gönderdik.”'Bugün kendi çocuklarımı kurtardım'
Daha önce Gölcük depreminde 15 gün görev yaptığını ifade eden Akbulut, “O gün neler yaptığımı bilmiyorum, arkadaşlarımı çekmişim, çekilin ben kurtaracağım’ demişim. Gölcük’te de insanlara yardım etmek için gittim, bugün kendi çocuklarımı kurtardım. Allah’a bin bir kere şükür ediyorum, onları bana bağışladı. Nefes aldılar bu bana yeter. Allah kimseye kendi evladını kurtarmakla sınamasın." (İHA)
Editör: TE Bilisim