İzmir Ticaret Odası Temmuz ayı olağan meclis oturumunu gerçekleştirildi. İZTO toplantı salonunda gerçekleştirilen oturuma Selami Özpoyraz başkanlık yaptı. Meclis oturumunda konuşmasını gerçekleştiren İzmir Ticaret Odası Başkanı Mahmut Özgener ekonomik gelişmelere ve GES sistemine destek verilmesi gerektiğini dikkat çekti. Özgener ayrıca TOBB tarafından yayımlanan Sanayi Liderleri Programı’nda İzmir’in üretim konusunda Türkiye'de ikinci sırada olduğunu vurguladı. Güneş Enerjisi Santralleri için merkezi hükümetin destekleyici olması gerektiğini vurgulayan ve İzmir’deki potansiyele dikkat çeken Özgener, “Temiz enerji yatırımlarına verilecek destekler ve tüm faaliyetlerimizi taşıyacak ölçüde ve verimlilikte geliştirilmesi için yapılacak inovasyon çalışmaları bu sorunların çözümü için atılması gereken önemli adımlar. Bu alanda, ülkemizin rüzgar enerjisinin yüzde 20’sine yakınını tek başına sağlayan ve 300 güneşli gün ile ciddi bir potansiyel taşıyan İzmirimiz lider rol üstlenmeli. Aynı zamanda, üretim ve ticaret biçimlerimizde çevreye uyumlu tercihlerde bulunmamız ve karbonsuzlaşma için çalışmamız da yaşadığımız sıkıntıların hafifletilmesinde önemli adımlar olacaktır. İçinde bulunduğumuz bu konjonktürde, en yoğun ticari ilişkilerimizin olduğu, yeşil dönüşüm ve enerji geçişi konusunda Yeşil Mutabakatı ile birlikte dünyada öncü rol oynayan Avrupa Birliği ile iletişim halinde olmamız özel bir önem taşıyor” diye konuştu. MERKEZ BANKASININ ARTIK TEPKİ VERMESİ GEREKİYOR Merkez Bankası’nın ekonomi politikalarını da eleştiren ve faiz sabitlemesinin faiz düşürmek ile aynı sonucu doğurduğunu vurgulayan Özgener, “Bildiğiniz gibi Merkez Bankası politika faiz oranını Eylül 2021’den başlamak üzere kademeli olarak Eylül-Ekim-Kasım ve Aralık aylarında yüzde 19’dan yüzde 14’e düşürürken, 2022 yılı içerisinde ise bugüne kadar herhangi bir değişikliğe gitmedi. Eylül 2021’de yaptığım meclis konuşmamdan itibaren her ay, bu kararların ülkemiz ekonomisine etkilerine dair görüş ve öngörülerimi sizlerle bu kürsüden paylaştım. Kredi maliyetlerini politika faizleri ile baskılamanın sürdürülebilir olmadığını, öncelikli olarak ülke riskimizi azaltmak zorunda olduğumuzu, yüksek faizlerin yanısıra yüksek risk primi ve düşük kredi notlarının da ülkemize yatırım yapmayı düşünen firmaların kararlarına etki ettiğini sizlere aktardım. Büyümenin istikrar kazanmasının ve refah yaratmasının yolunun fiyat istikrarından geçtiğini ve enflasyonla mücadeleyi kararlı bir şekilde sürdürdüğümüz ölçüde, döviz kurunun istikrara kavuşacağını ve ülke risk primimizin düşeceğini ve para politikasındaki en önemli unsurun, öngörülebilirlik ve güven olduğunu sürekli ifade ettim. Büyümenin istikrar kazanmasının ve refah yaratmasının yolunun fiyat istikrarından geçtiğini ve enflasyonla mücadeleyi kararlı bir şekilde sürdürdüğümüz ölçüde, döviz kurunun istikrara kavuşacağını ve ülke risk primimizin düşeceğini ve para politikasındaki en önemli unsurun, öngörülebilirlik ve güven olduğunu defalarca aktardım. Geçen süreç içerisinde sadece politika faizinin düşürülmesinin, kredi kanallarının açılmasına yardımcı olmadığını gördük. Politika faizi düştü ama borçlanma maliyetleri yükseldi. FED’in faiz artırımları karşısında Merkez Bankamız ile diğer gelişmekte olan ülkelerin merkez bankalarının farklılaşan politika tepkisinin, Türk Lirası varlıklar açısından yaşadığımız sıkıntılı süreci daha fazla tetiklediğini hep birlikte gördük. FED’in bugün akşam açıklanacak faiz kararında, 75 puan ile faiz artırımlarına devam edeceği tahmin ediliyor.  Bu faiz artırımı sene başındaki projeksiyonların üstünde; çünkü enflasyon da 41 yılın en yüksek seviyesinde.  FED’in beklenenden daha hızlı ve daha yüksek faiz artırımı, diğer tüm merkez bankalarını da etkilemeye devam edecek. Merkez Bankası’nın da hem yurtiçinde beklentilerin üstünde artan enflasyon, hem de yurtdışında beklenen hızlı parasal sıkılaştırmaya tepki vermesi gerekir. Aksi takdirde, piyasalardaki dalgalanmanın boyutu daha da artacak” dedi.  ‘ASGARİ ÜCRET’ ÇIKIŞI Asgari ücret artışına dikkat çeken ve enflasyon vurgusu yaparak dikkatli olunması gerektiğini belirten Özgener, “Yükselen enflasyon, ücret zamlarını da doğal olarak beraberinde getiriyor.Asgari ücret tespiti ülkemiz için her yıl büyük önem taşır. Asgari ücretin ülkemiz için önemli olmasının nedeni, asgari ücret ve buna yakın ücret alanların sayısının yüksek olması.Asgari ücrete yapılacak artış oranı, sadece asgari ücreti ve asgari ücretlileri etkilemiyor. Üyelerimizin asgari ücretliler dışında çalışanların ücret artışları da buna göre belirleniyor.  Yüzde 30 zam ile birlikte Türkiye'de asgari ücret 2021 sonuna göre yüzde 95 arttı ve net 5.500 TL oldu.Taleplerimiz arasında yer alan asgari ücret desteğinin devam etmesi ve asgari ücretin vergiden muaf tutulmasının devamı olumlu bir adım oldu. Yılbaşından bu yana enflasyon (Ocak-Haziran) ise  yüzde 42,35 seviyesine geldi.   Bu nedenle, ilk planda enflasyon artışlarının kontrol altına alınması ve bu yol ile istihdamın da korunması gerektiği düşüncesindeyiz.Aksi takdirde enflasyona paralel olarak yüksek ücret artışlarının da devamı kaçınılmaz olacaktır. Doğrudan para politikası tepkisi olmadan ve enflasyon beklentileri kontrol altına alınmadan yapılan ücret artışları en düşük gelir grubunu, enflasyona karşı kalıcı olarak koruyamayacaktır” ifadelerini kullandı. Brüksel-İzmir evi Brüksel ziyaretinde İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından hayata geçirilen Brüksel-İzmir evini de ziyaret ettiklerini vurgulayan Özgener, “Geçtiğimiz hafta TOBB Yönetim Kurulumuzun Brüksel ziyaretine, Ege Bölgesi Sanayi Odası Başkanımız Sayın Ender Yorgancılar ile birlikte katıldık. Brüksel temaslarımız kapsamında  Avrupa Birliği kurumları ve kuruluşları ile etkin bir diyalog kurmak, yeni projeler üretilmesine katkı sağlamak, kentimizin sahip olduğu fırsatları ve işbirliği olanaklarını değerlendirmek amacıyla,1984 yılından bu yana faaliyette bulunan Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Brüksel Daimi Temsilciliği’mizi ziyaret ettik. Yaklaşık 20 milyon üyesi bulunan Avrupa Ticaret ve Sanayi Odaları Eurochambers nezdindeki temsilciliğimiz aracılığıyla üyelerimize fayda sağlayabilecek işbirliği konularımız hakkında görüş alışverişinde bulunduk.  Önümüzdeki dönemde, özellikle Avrupa Birliği Yeşil Mutabakatı ve yeşil dönüşüm kapsamındaki projelerimizde, Avrupa Birliği iş dünyasının Yeşil Mutabakatın gerektirdiği düşük karbonlu çözümlere ilişkin tedarikçilerinden ve iş ortaklarından beklentilerimiz olacak.  Yeşil Dönüşüm konusunda iyi uygulama örneklerinin yer alacağı “Sen de Yapabilirsin” seminer serimiz kapsamında yeşil dönüşümünü tamamlamış Avrupa Birliği firmalarını davet ederek sizlerle bir araya getireceğiz. Brüksel temaslarımız kapsamında bizi heyecanlandıran diğer bir gelişme ise 1 ay önce İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin girişimiyle yine benzer amaçlarla hizmet vermek için açılan “Brüksel İzmir Evi”  ziyaretiydi. Brüksel İzmir Evi’nin ilk ziyaretçileri olduk. Brüksel İzmir Evi Direktörü Işıl Ergeç ve TOBB Brüksel Temsilciliği Uzmanı Hasan Güven ile bir araya geldik. İşbirliği yapabileceğimiz projeler hakkında görüştük. Brüksel İzmir Evi, kentimiz özelindeki ihtiyaçlara ve taleplere hızla cevap verme kapasitesine sahip” dedi. İŞ DÜNYASINDAN SOYER’E ZİYARET İş dünyası olarak İzmir Büyükşehir Belediyes Başkanı Tunç Soyer’i ziyaret edeceklerini ve işbirliği konularının masaya yatırılacağını belirten Özgener, “Ayrıca kentimizin tanıtımına da önemli bir katkısı olacağına inanıyoruz. Yarın Ege Bölgesi Sanayi Odası Başkanımız Sayın Ender Yorgancılar ve İzmir Ticaret Borsası Başkanımız Sayın Işınsu Kestelli ile birlikte Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Tunç Soyer’i ziyaret ederek, İzmir Evi ile yapabileceğimiz proje ve işbirlikleri hakkında kendisini bilgilendirecek ve desteğini isteyeceğiz. Sayın Başkan’a İzmir için stratejik öneme sahip bir projeye imza attığı için teşekkürler ediyoruz. Bu ay ayrıca, ön çalışmalarını tamamladığımız İzmir Kalkınma Ajansı ve İzmir Ekonomi Üniversitesi işbirliğinde sektörler bazında yapacağımız çalışmaları da başlatıyoruz. Sizlerin de desteği ile hem küresel ısınmanın sınırlandırılmasında pozitif etki yaratmak hem de açıklandığından bu yana destek verdiğimiz Avrupa Birliği Yeşil Mutabakatı’na uyum sağlamak için gerekli alt yapıyı oluşturacağımıza inanıyorum” diye konuştu. BİR KEZ DAHA TESCİLLENDİ İzmir'in sanayi liderleri kapsamındaki yeri hakkında da bilgi veren Özgener, “Sanayinin Liderleri Programı kapsamında iller incelendiğinde İstanbul,  bin 809 ürünün her birinde sahip olduğu üretim kapasitesiyle ilk sırada yer aldı. İstanbul'u bin 28 ürünle İzmir, 772 ürünle Kocaeli takip etti. İzmir gıda, tütün ve rafine edilmiş petrol sektörlerinde birinci sırada yer aldı. İllerin üretebildikleri ürünlerin çeşitliliğinin göstergesi olan analiz sonucunda ise İstanbul 2 bin 621, İzmir 2 bin 300 ve Ankara ise bin 954 farklı ürün üretebilme kapasitesi ile ilk üçte yer aldı. Üretimle ilgili bu yeni açıklama, kentimizin üretim ve sanayi gücünü bir kez daha tescilledi.  Bu arada, 17 Temmuz tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan Mayıs ayı teşvik listesine göre Türkiye genelinde 824 yatırım teşvik belgesi verilirken, belge alan projelerin yatırım tutarı ise 29,6 milyar lira olarak hesaplandı. İzmir’den aralarında plastik, metal, otomotiv, ambalaj, tekstil, gıda, sağlık, mühendislik, lojistik, enerji, tarım, yazılım olmak üzere 44 şirket toplamda 46 yatırım karşılığında 572 Milyon TL’lik teşvikten faydalanacak. Bu oran; Türkiye genelinin  yüzde 1,9’una denk geliyor” ifadelerini kullandı. Rana Beyza ÖZTÜRK