Güç erkekle özdeşleştirilir genelde.

Güç erkekle özdeşleştirilir genelde. Bahsettiğim fiziksel güç değil. Kadın ağlar, erkek ağlamaz. Kadın kafaya takar, erkek takmaz. Kadın olumsuz olaylara karşı daha güçsüzdür, erkek ise bir şekilde başının çaresine bakar.” Alıştırıldığımız algı bu değil mi? Oysaki kadın da güçlüdür. Sadece erkeğe göre biraz daha kırılgandır, alıngandır ama hayattaki rollerine bakıldığında üstlendiği görevlere oranla çok da haklıdır. Kadın iş yerinde müdürdür, evinde eştir, annedir ama hepsinden önce kadındır. İşler tam burada karışıyor. Özellikle ikili ilişkilerde erkek empati yapabildiği ölçüde anlıyor kadını. Empati yapamayanlarsa “Kadın dırdırı işte” diyerek kestirip atıyor. Sonra fiziki olarak birbirinden farklı yaratılan ama sonuç olarak insan olan iki cinsiyet için eşitliği savunan herkese karşı da bir savunma mekanizması gelişiyor. Hayatın her alanında dokunduğu yeri güzelleştiren kadınların istediği de çok değil aslında: her ‘insan’ gibi sevilmek, sayılmak ve anlaşılmak… Son derece insani durumlara sahip olmak isteyen kadınları anlamadıklarını iddia eden erkekler ise “Kadın değil mi işte hepsi aynı” cümleleriyle ötekileştiriyor. İşte bu noktada da ipler kopuyor. Çekişmeli bir savunma hali içinde buluveriyor iki tarafta kendini. Hayata kadın ya da erkek olarak değil; önyargıları, klişeleri bırakarak ortak pencereden yani insan olarak bakabildiğimiz sürece çok daha yaşanabilir bir dünya olacağına şüphem yok. Şimdi sizleri sosyal medyada karşılaştığımız konuyla son derece uyumlu satırlarla baş başa bırakmak istiyorum.Kadın her yaşta güzeldir, çekicidir, kadındır; kırışıklıklar sadece bir kadının yıllara meydan okumasının altını çizer. Ne olursa olsun bir kadın asla “eksik” değildir, onun güzelliği her zaman kafasındaki fazlalıklarındandır. Bir kadını, kadın olmaktan alıkoyan tek şey düşünme biçimidir, kadın gibi düşünüyorsanız kadınsınız. Başkalarının koyduğu standartlar sadece kendileri içindir, bir kadın vücudundan mutluysa başka hiçbir şeye gerek duymaz, duymamalıdır. Hiçbir yara izi, kıl, tüy, oran vs. bir kadını çirkin yapmaya yetmez, güzellik algısı kadının kendi beynindekinden başkası değildir. Kadın, kadın olmanın getirdiği hiçbir şeyden utanmamalıdır. Emzirmek, regl olmak vs. utanılacak hastalıklı şeyler değildir. Kadın hayattan keyif aldığı ölçüde kadındır, standartlara hapsolduğu ölçüde değil. Kadının kimse için çekici, cazibeli olmak gibi bir kaygısı olmamalıdır, kadında sadece buna değer verenler eksik kimselerdir.”