Okulların 2020-2021 Eğitim Öğretime 31 Ağustos’ta başlayıp başlayamayacağı hala belirsizliğini koruyor. Eğitim-İş Genel Başkanı Orhan Yıldırım, “İlgili ve yetkili makamlarda oturanların yaptıkları açıklamalardan okulların açılmasına yönelik bir beklenti daha yüksek düzeyde. Elbette asıl tartışmalar okulların açılması ile başlayacaktır. Çünkü 18 milyon öğrenci 1 milyon eğitim çalışanı ve çocuklarını okullara gönderen velileri de kattığımızda ülkemizin büyük bir çoğunluk nüfusu okullarda yaşanacak. Korona virüs salgını nedeniyle birinci dereceden etkilenecektir. Bu nedenle hemen herkesin gözü kulağı bu yıl okullar üzerinde olacaktır. Tam da bu aşamada Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) sürece ne kadar hazır? Böyle bir soru herkesin kafasındaki en önemli soru durumunda" dedi.

‘UYGULANABİLİR DEĞİL’

‘Önce sağlık’ diyerek hareket edilmesi gerektiğinin altını çizen Eğitim-İş Genel Başkanı Orhan Yıldırım, “Başta çocuklarımız olmak üzere, eğitim çalışanlarımız ve tabii ki çocuğunu okullara gönderen ailelerin sağlığının her şeyin önünde üzerinde olduğunu düşünüyor aynı zamanda bu doğrultuda yapılacak her türlü çalışmaya olumlu yönde  katkı koymaya çalışıyoruz. Gerçek olan şu ki; zaman zaman MEB ve Sağlık Bilim Kurulu tarafından yapılan açıklamaların okullarda uygulanabilirliği yoktur. Okulların ve sınıfların öğrenci sayısı düşünüldüğünde ne metrekare başına öğrenci sayısı tutturulabilir ne de okullarda çocukların maske takma süreci kontrol edilebilir. Bir metrelik sosyal mesafe kuralını konuşmaya bile gerek yok. Uzun yıllardır okullara yeni hizmetli alınmadığından okulların çoğunda gerekli temizliği ve hijyen koşullarını sağlamakta yetersiz kalacağı da aşikardır. Dezenfektan temini ve gün içinde defalarca bunların yenilenmesinin de mümkün olmadığını görmekteyiz” ifadelerini kullandı.

‘KOORDİNE OLMALIYIZ’

Okullarda virüsün kontrol altına alınamayacağını söyleyen Yıldırım, "Okul öncesi ve ilkokul çocuklarının yaşlarını da düşünürsek bu çavuşlarımızın hem el hijyeni hem de maske kullanımı becerisini uygulamalı ise neredeyse imkansızdır. Eğer ki okullar virüs salgını kontrol altına alınmadan açılırsa bizleri bekleyen tablo ne yazık ki hiç de iç açıcı değil. Nasıl ki hastanelerde sağlık görevlileri virüs ile ilk savaşan olmuşlarsa, okullarda da aynı görevi ‘eğitim çalışanları’ üstlenmek durumunda kalacaktır. Bu nedenle okullar eğitim öğretime açılmadan eğitim çalışanlarının tamamı çok ciddi olarak virüs salgınına karşı yapılabilecekler konusunda eğitimden geçirilmelidir. Hükümet, Sağlık Bakanlığı ve Milli Eğitim Bakanlığı bir an önce alınacak tedbirlerin mali yönü ve sağlık yönü üzerinden koordinasyon içerisine görmelidir. Bugüne kadar görülen, bu koordinasyonun yeterince aktif olmadığıdır. En önemli varlıklarımız çocuklarımızdır. Yapılabilecek ne varsa bu konuda harekete geçmek ve tüm tarafların iş birliği içinde bu süreci en sağlıklı şekilde atlatmak zorundayız” diye konuştu. Rana Beyza Öztürk / Özel Haber