Yaşadığımız Covid-19 salgını artmaya ve can almaya devam ediyor. Bir yılı aşkın bir süredir dünya bu salgınla mücadele ediyor. Kapanıyor, kısıtlama getiriyor, aşı geliştiriyor, ilaç üretmeye çalışıy...

Yaşadığımız Covid-19 salgını artmaya ve can almaya devam ediyor. Bir yılı aşkın bir süredir dünya bu salgınla mücadele ediyor. Kapanıyor, kısıtlama getiriyor, aşı geliştiriyor, ilaç üretmeye çalışıyor, mesafeli duruyor, maske takıyor, hijyene dikkat ediyor, geleneklerinden vazgeçiyor, hayatını sınırlıyor, üretimini azaltıyor, ekonomisini küçültüyor ama… Hastalık hızını kesmeden ilerlemeye devam ediyor. Yayılmaya başladığı ilk aylarda virüsün en fazla can aldığı yaş aralığı 65 yaş üstüydü. Şimdi ise 35 yaşın altı tehlikede… Ve yaşı daha genç olanlar ve çocuklar, çocuklarımız. Korkumuz büyüyor. *** Pekiyi, biz ne yaptık? Sağlık savaşçılarımızdan sonra önce yaşlılarımızı aşıladık. Tabii ki öyle olmalıydı. Bu tartışılmaz bir şey… Fakat bir noktayı kaçırdık mı sizce? Mesela çalışanlarımızı unuttuk mu? Öncelik sıralamasında onlar olmalı değil miydi? Neden? Çünkü iş yerlerindeler, hayatın içindeler, yüzlerce insanla birlikteler, akşam olunca da evlerinde aileleri ile birlikteler. Taşıyıcılık tehlikesi en yüksek toplumsal alan da işte burası değil mi? Fabrikalarda, tezgahlarda, dükkanlarda, marketlerde ve hizmet üretilen her yerdeler! Bazı fabrikalarımızda yüzlerce kişi yan yana çalışabiliyor, yan yana yemek yiyip çay içebiliyor… Bence evvela onlar aşılanmalıydı. Evvela hayatın içinde olan işçimiz ve memurumuz korunmalıydı! Belki o zaman yayılımı ve taşıyıcılığı durdurabilirdik… Burada hata yaptığımızı düşünüyorum. *** Virüsün hedefinde şimdi de 35 yaş altı gençler ve çocuklar var. Hastalığa yakalanma sayıları da her geçen gün artıyor. Bu demektir ki, okullarımız bu sene de fiilen kapanmıştır. Eğitimde kaybettiğimiz zaman bize çok ağır bir maliyet çıkarabilir… Sosyal maliyet de öyle parayla ödenip kurtulabileceğimiz bir durum değil. Sakınalım, kendimizi koruyup rahatça kullanabileceğimiz milli aşı ve ilaçlarımızı bekleyelim. Bunun bizi kurtaracağını düşünüyorum. *** Tam kapanma… Bir de gündemde tam kapanma var. Şimdi yaşadığımız kısıtlamaların bir merhale üstü. Prof. Dr. Osman Müftüoğlu bilgisine ve meslek ilkelerine güvendiğimiz birisidir. Şimdi O da “tam kapanmadan” yana olduğunu açıkladı… Ve dedi ki; “Görünen ki alınan son bu son önlemler, vaka sayılarını azaltmaya yetmeyecek. Bu nedenle geçtiğimiz hafta uygulamaya konulan ‘sınırlı kapanma’ önlemlerinin hemen ve acilen daha da sıkılaştırılması, en kısa zamanda hatta mümkünse hemen yarından itibaren çok daha sıkı ve ‘tam kapanma’ya yakın yeni önlemlerle desteklenmesi gerekiyor. Eğer bunu bir an önce yapmazsak özellikle sağlık sistemimizdeki sıkışma ve son günlerde çok daha net şekilde ortaya çıkan sağlık ordumuzdaki yorgunluk önemli bir sorun haline gelecektir. Lütfen daha fazla gecikmeyelim, 15 gün sonraki neticeleri beklemeyelim bir an önce harekete geçip mevcut önlemleri daha da sıkılaştırma yoluna girelim…” İşte durum böylesine vahim. *** Torbalı Belediye Başkanımız İsmail Uygur’u kaybettik. Allah rahmet eylesin, mekanını cennet eylesin. Yakınlarına ve Torbalı halkına başsağlığı ve sabırlar diliyorum.