Bir maske çılgınlığıdır aldı başını gidiyor. Korona virüsten çok maske konuşur olduk. Önce her yerde maske satışı yasaklandı. Sonra e-Devlet’ten başvurun evlere kargoyla ücretsiz maske gönderilecek d...

Bir maske çılgınlığıdır aldı başını gidiyor. Korona virüsten çok maske konuşur olduk. Önce her yerde maske satışı yasaklandı. Sonra e-Devlet’ten başvurun evlere kargoyla ücretsiz maske gönderilecek denildi. Çok geçmeden eczaneden ücretsiz maske temini uygulaması devreye girdi. Sağlık Bakanlığı tarafından telefonlara SMS ile kod gönderilecek, kodu gelen kişi 10 gün için 5 adet ücretsiz maskesini istediği eczaneden alabilecek denildi. Bildiğiniz gibi bu uygulama ilk olarak İstanbul ve Ankara’da; geçtiğimiz hafta başında İzmir merkezde hafta sonuna doğru da İzmir ilçelerinde başladı. Uygulamanın ilk gününden itibaren İzmir’de yaşayan hemen herkesin cep telefonuna Sağlık Bakanlığı tarafından beklenen kod geldi. Hemen herkes diyorum çünkü uygulamanın başlamadığı merkeze uzak ilçelerde yaşayan vatandaşlara da kod gittiği için çoğu kişi eczanenin yolunu tuttu ama insanlar eve eli boş döndü. Tabiri caizse kaos ortamı da tam o noktada başladı. Haberlerde, sosyal medyada ya da gittiğiniz herhangi bir eczanenin camında asılı ‘Maske gelmedi’ gibi yazıları görmüşsünüzdür. Tabi, telefonuna kod gelen vatandaş eczane eczane gezip eve eli boş dönünce arada kaldı ve ufak sitemlere başladı. “Telefonuma kod geldi ama maske yok diyorlar neden?” “Televizyonda maskeler gönderildi diyorlar ama hiçbir eczanede yok” “Neden önce İzmir merkez ilçede yaşayanlar ölsün mü?” “Madem uygulama Sağlık Bakanlığı’nın bana Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın numarasını verin” Sitemin boyutu her geçen gün arttı, gelinen son nokta ise tam da şöyle oldu; “Siz nasıl insanlarsınız, Allah belanızı versin” Evet, yanlış okumadınız; yukarıda okuduğunuz her cümleyi konuştuğum vatandaşlardan şahsım işitti… 3 sene önce muhabirliği bıraktığım günden beri İzmir Eczacı Odası’nda Bilgi İşlem ve Basın Yayın Sorumlusu olarak görev yapıyorum. Yani 3 senedir ilaç ve eczacılık sektörünün içindeyim. Haliyle eczane ile ilgili hemen her konuya hakimiyetim de arttı. İzmir’de uygulamanın başladığı günden beri eczacıdan çok vatandaşla görüştüm, eczanelerin durumunu siz tahmin edin; maske kuyruklarında oluşan enfekte riskinden bahsetmiyorum bile… Bazı kişiler zannediyor ki Sağlık Bakanlığı’ndan gelen maskeleri eczane alıyor, saklıyor hastaya da yok diyor. Sizce, 2020 yılının Türkiye Cumhuriyeti Sağlık Bakanlığı bu art niyetli ihtimali düşünüp bir önlem almamış mıdır? Tabi ki böyle bir durum mümkün değil. Her şeyden önce eczanelere gönderilen maskeler eczacıya zimmetleniyor ve sistem üzerinden tek tek takibini direkt Bakanlık yapıyor. Ayrıca bir dipnot eklemek istiyorum. İzmir’de bulunan yaklaşık 1800 eczaneye Sağlık Bakanlığı tarafından gönderilen günlük 500 adet maske ecza depoları tarafından getiriliyor. Yani her eczane günde sadece 100 kişiye maskesini ücretsiz olarak verebiliyor. Depolar 1800 eczanenin hepsine aynı anda ulaşamayacağı için her eczanede maske bulunmayabiliyor. Bu arada eczaneye gelen 500 maske yaklaşık 2 saatte bitiyor. Eczaneler mesainin geri kalanını vatandaşa neden maske olmadığını anlatarak geçiriyor. Doktoru, hemşireyi, hastane görevlilerini bu süreçteki özverili çalışmalarından dolayı alkışlarken markete gitmek için istediğiniz maskeleri ve sizi iyileştirecek ilaçları temin etmek için gece gündüz çalışan eczacıları ve eczane çalışanlarını da unutmamak gerekiyor. Toplum olarak gergin ve endişeli olduğumuz bugünlerde, maske bulamadığınız için bizleri sorumlu tutup Allah’tan bela dilemeden önce bizlerinde alkışladığınız sağlık çalışanı grubunda olduğumuzu unutmamanızı rica ediyoruz; zira bizde sağlık zincirinin bir halkasıyız ve halk sağlığı için çalışıyoruz…