Hayatın koşturmacası içerisinde unuttuğumuz tek kişi kendimiz oluyoruz. İşe gidiyoruz; çalışanlarımız, işimiz, patronumuz, yöneticimiz, çalışma arkadaşlarımız, müşterilerimiz... Eve geliyoruz; çocuğum...

Hayatın koşturmacası içerisinde unuttuğumuz tek kişi kendimiz oluyoruz. İşe gidiyoruz; çalışanlarımız, işimiz, patronumuz, yöneticimiz, çalışma arkadaşlarımız, müşterilerimiz... Eve geliyoruz; çocuğumuz, eşimiz, ailemiz, arkadaşlarımız... Bu hayatın neresindeyiz? Kaç kişi kendi için bir şeyler yapabiliyor? Hayat geçip giderken tüm yapılacaklar emekliliğe mi kalıyor? Pişmanlıklar sardığında dört bir yanını iş işten geçmiş oluyor. ‘Keşke’lerle başlayan cümleler artıyor. Kendini keşfetme yolculuğunda ihtiyaçlarını dinledin mi hiç? ‘İş, eş, çocuk, aile dışında benim ihtiyacım nedir?’ diye sorguladın mı? Ya da sorguladın ‘Amannnn, yapılacak çok iş var’ deyip erteledin mi? Bir süre sonra bu ‘aman’lar biriktikçe nedensiz öfke patlamaları, depresyon, panik atak ya da bir takım semptomlar mı yaşamaya başladın? Kendini erteledikçe hayat seni kendine döndürmek için sinyaller vermeye başlar. Bu sinyalleri zamanında fark edemediğinde ise katlanarak üstüne gelebilir. Kendini hayatının neresine koyduğuna bir bak. Ne zaman kendin için gönlünce bir şeyler yaptın? Ne zaman kendine hiç nedensiz hediye aldın? Kendinle baş başa kalmak, keşfetmeye çalışmak, duygularını fark etmek, ihtiyaçlarını belirlemek terapi niteliğindedir. Kendi ruhunu okşamak, içindeki çocuğu korumak ve iyi bakmak ruhuna iyi gelendir. Kendini gerçekten tanıyor musun? Kendini keşfetmek için çaba gösteriyor musun? Bir insan tanıyorsun, keşfetmek için elinden geleni yapıyorsun. Ya kendini? Maalesef bir çocuğumuz yapmıyor. Önemsemiyor. Boşa geçirilen bir zaman olarak görüyor. Belki de yüzleşmek istemiyor. Kendini en önemli misafir gibi ağırlayan kaç kişiyiz? Birçok kişiyi evimizde ağırlarız. Onlar için en güzel yemekleri hazırlarız. Evimizi toplar, düzenleriz. Hiç kullanmadığımız tabakları, çatalları çıkarırız. Misafir odasını açarız. Kendimize geldiğinde sıradan bir hayat... Hiç nedensiz misafir odasında tek başına yemek yiyen kaç kişiyiz. Malum artık misafir odaları da kalmadı ama eskiden kaç kişiydik. Misafir tabaklarında yediğimiz ya da misafir yemeklerini yaptığımız olur mu? Oluyorsa bu gerçekten kendimize değerimizi gösterir. İnsanlar evde tek başına da olsa kendilerine önem vermeyi bilmesi gerekir. Başkaları için hazırlanan sofraları kendileri için de hazırlamalıdır. Onlara gösterdiği özeni kendisi için de göstermelidir. Kısacası ruhuna iyi geleni keşfetmeli ve yapmalıdır.