Uzun zaman oldu vatandaş işlerinin dikkate alınmadığı ve kurumlarda ciddi bir adam sendeciliğin hüküm sürdüğü iddia e...

Uzun zaman oldu vatandaş işlerinin dikkate alınmadığı ve kurumlarda ciddi bir adam sendeciliğin hüküm sürdüğü iddia ediliyor. Özellikle öğrenci stajları konusunda tıkanıklık mevcut. Öğrenciler staj yapacak yer bulamamakta. Üzücü bu durum, umut kırıcı olmaya da devam ediyor. Çünkü öğrenciler torpil arıyor ne kadar hazin. Çocuklar birbirleri ile iç içe girmiş binalarda, bahçesi ve spor alanı olmayan okullarda öğrenim yapıyor. Bakan ise genç işsizlere ekin dikin gerekirse diğer bir tarım yapmaya bakın diyor. Ekip dikecek tekrar farklı tarım yapacak da hangi para ile ne zaman geçimini temin edecek de evini geçindirecek sayın Bakan hiç bir şeyden habersiz söylüyor. Bu öneri verdiğiniz çocukların babası Bakan değil ki. Ne demeli.? Peki TKK ve TARİŞ gibi kurumlar ne âlemde. Bu iki kurumda ilkelerinden kopuk. Uzun yılların basın mensubu tecrübeli gazeteci Serdar Akinan ne diyor; Suriye’de zeytinyağı konusunda bir site yağmalandı diyor. Yetmiyor TKK genel müdürünün kendi maaşı dışında 11 farklı yerden maaş aldığını iddia ediyor. Danışmanın da beş ayrı yerden maaş aldığını iddia ediyor. Peki TARİŞ Genel Müdürü’nün huzur hakkı, masraf bedelleri, makam aracı, basın danışmanının bu güne kadar ücretleri toplamı, her ikisinin de pert olan araç bedellerini kuruma ödetip ödetmedikleri de soru işareti. Kurumlar denetimsiz, denetim kurumları da denetimsiz. Şikayet halinde kurumlar kadar bağımsız denetimlerde ortak sorumlu iken yasa dışı yetki kullanarak kurumların denetimi konusunda yanıltıcı davranış sergilemekten çekinmiyorlar. Kamu alacaklarının ödenip ödenmedi takibinde yapılmadığı ayyuka olmuş.18,6 TL banka borcunun icrada olduğu halkın bankalar olan borç tutarının 951 milyar TL olduğu ve 35 milyon kişinin finansal kurumlara borçlu olduğu iddia ediliyor. Sezgin Baran Korkmaz olayı Suriye yağları ve benzerleri ihbar olunca duyuluyor. O ihbara kadar kurumlar uyuyor. Bütün kurumların inceleme yaptıkları konularda yolsuzluk olayı olmamıştır diyerek rapor tanzim ettikleri ayrı bir iddia konusu. Çılgın bir Suriye zeytinyağı rezaleti iddia edilirken bir duayen köşe yazarı konuyu kamufle edecek yazı yazıyor neden? Çünkü basın kurumları da denetimsiz. Adalet kurumları üzerine gidilmesi üstünden mesuliyet atmaktan başka bir şey değil. Adli makamlar gereğini yapmakta yapmak içinde doğru düzgün raporları dikkate almakta ve devletin denetçilerinin doğruluğuna inanmaktadır. Halbuki Denetim yapanlar mesleklerinin gereğini yapmayarak özellikle envanter konusunu denetlemeden adli makamlara yanıltıcı raporlar tevdi ettikleri en vahim iddialardan. Çok ciddi bir demografik sayım olmadığı için istatistiki bilgiler sağlıklı olmuyor bilgiler iddiadan ileri gitmiyor. Kurumlar zaman zaman birbirlerinin işine müdahale ederek aşı konusunda olduğu gibi gereksiz tartışmalara meydan veriliyor. Kurumların bu durumları en çok vatandaşların zararına olmakta haksızlıklar için muhatap bulunmamaktadır. En önemli konu bu. Ne işin olursa olsun halk olarak ihtiyaçlarının tatmini açısından derdini anlatacak bir tek kişi bulamaması sahipsizlik. Ülke gözle görünür bir sahipsizlikle yürümeye çalışıyor işin acısı Sayın Reis’in Ankara bürokrasisi ve güvendiği görev verdiği zevat kendi havasında, gücü çok acımasızca kendine kullanmakta. Sonuç çare ne derseniz? Çare yok artık kime güvenilir duygusu sağlıklı olmaktan çıktı. Bilinmesinde yarar var. Çözüm Reis de nasıl halledecekse.