1 Ekim’de yürürlüğe giren yasanın 3’ncü aşaması olan ‘Reklam Yasağı’ Resmî Gazete’de yayımlandı. Yani Türkiye’ye resmi temsilci atamayan Twitter, Pinterest gibi sosyal medya şirketleri bundan böyle Tü...

1 Ekim’de yürürlüğe giren yasanın 3’ncü aşaması olan ‘Reklam Yasağı’ Resmî Gazete’de yayımlandı. Yani Türkiye’ye resmi temsilci atamayan Twitter, Pinterest gibi sosyal medya şirketleri bundan böyle Türkiye’den reklam alamayacak. Güzel… Facebook, YouTube, Instagram, TikTok, Dailymotion, Linkedln, VKontakte, Amazon Prime, Netflix, Spotfiy. Bunlar şu ana kadar Türkiye’de temsilcilik açmaya razı olan sosyal medya platformları. Bu aynı zamanda Türkiye’nin ilgili yasalarına uyup ilgili kurumlarıyla uyumlu ve iş birliği içinde olup vergilerini de vermeleri demek oluyor. Güzel… WhatsApp, yeni gizlilik ilkesiyle ilgili aldığı eleştirilere daha fazla dayanamadı, 8 Şubat'ta yürürlüğe girmesi planlanan Gizlilik Politikası Sözleşmesi yürürlüğe kararından vazgeçtiğini ve mevcut sözleşme kurallarının devam edeceğini açıkladı. Bu da güzel… WhatsApp verileri zaten kullanıyordu, bunu artık ayakkabı boyacıları bile biliyor. Kişisel veri kullanımını yasal zemine taşımak istiyor, bunu da biliyor herkes. Kendi şirketleri Facebook ve Instagram uygulamaları için kullanıyor bu bilgiler. Bunları kullanmasındaki amaç ticari. Pazarlama ve reklam söz konusu. Şimdi de üçüncü kişilere, hükümetlere satabileceği konuşuluyor. Özellikle Amerika gibi birçok devletin hükümeti tarafından birtakım terörize olaylar için zaten yapay zeka uygulamaları kullanılıyor. Bu kişisel bilgilerin onlara verebileceği söylentisi endişe yaratıyor. Kaldı ki Facebook gibi sicili bozuk bir şirketin yapması zaten beklenen bir şeydi. Konum bilgileri, görseller falan bunlar hikaye… Asıl tehlike kişiye özgü biyolojik datanın toplanması… Daha açık bir ifadeyle en büyük tehlike sesin taklit edilmesi… Atatürk Lisesi’nden yazılım mühendisi bir sınıf arkadaşıma konuyu açtım. Şöyle diyor; “WhatsApp üzerinden gönderilen ses tekildir. Yani kişiye özgüdür. Ses işleme algoritmaları ile o kişiye mahsustur. Ancak teknoloji öyle bir noktaya geldi ki sesi taklit etme algoritmaları da oluşturabiliyorlar. Ses tonunuza, sesinizin perdesine göre oluşturulan bir algoritma… Yazdıklarımızdan, paylaştığımız resimlerden çok kişiye özgü tekil bir veri. Ses datasını toplayabiliyorlar. Sesinizi öğrenerek, sesinizdeki duyguyu taklit ederek, düşünceyi sizin gibi ifade eden bir algoritma oluşturulabilir. Büyük veri üzerinden bir veri analizi.” Sonrası mı? Sonrası birçok soru işaretlerini barındıran bir konu… Hangi uygulama kullanılırsa kullanılsın mutlak surette her zaman dikkat edilmesi gereken nokta, mahremin korunması. Kişisel verilerin korunması gereği de bu bilgilerin paylaşılmaması gerekiyor. Dünya artık avcumuzun içinde. Kişisel verilerimizin çoğunu avcumuzdaki telefona sığdırıyoruz. Bireysel güvenliğin sağlanması ve nelerin telefonlarda saklanacağı konusunda daha fazla dikkatli olmamız gerekiyor.