On, dokuz, sekiz, yedi, altı, beş, dört, üç, iki… Dur yahu! Girdik mi? Yok canım daha 1 dakika var… E… O zaman oturalım. *** Geceniz nasıl geçti güzellerim? Eğlence mekanlarında, lüks otellerde...

On, dokuz, sekiz, yedi, altı, beş, dört, üç, iki… Dur yahu! Girdik mi? Yok canım daha 1 dakika var… E… O zaman oturalım. *** Geceniz nasıl geçti güzellerim? Eğlence mekanlarında, lüks otellerde eğlenebildiniz mi? Ah, unuttum… Evdeydiniz… Ben çok sevdim… Çok sevdim… Uzun zamandır ailenin her bireyi başka bir organizasyonda kutluyordu yılbaşını… Herkes saatler 00.01’i gösterince hemen telefonlara sarılıyor, hatlar düşsün diye iki saat bekliyor daha sonra karşı tarafa sesini duyurmak için bağıra çağıra ‘Mutlu yıllaaar!’ diliyordu. Bu yıl mı? Yaşasın, evdeyiz! Dün sabah erkenden kalktım… İlk önce evimi güzelce havalandırdım… Daha sonra oturup bir güzel kahve yaptım… Çiçeklerimi suladım… Çam ağacımdan düşen topları tekrar yerine astım… Eski Hollywood filmlerinde duyduğumuz o müziklerden birini açtım… Ve başladım yavaş yavaş çalışmaya… Öncelikle güzel bir pasta yaptım; ağzımız tatlansın diye… Sonrasında ufak tefek atıştırmalıklar… Cibes otumu, brokolimi haşladım… Havuçları rendeledim, soteleyip yoğurtla karıştırdım… Çeyizimden kalma masa örtümü de çıkardım! Yani anlayacağınız baya bir özendim yahu… Akşam oldu… Hepimiz masaya geçtik… Arkada televizyon gürültüsü hala var ama bu sefer gerçekten sohbet ettik. Bu yıl başımıza gelenlere bir kez daha hayret ettik. Sonra gelecek yıldan beklentilerimizi konuştuk. Kayıplarımızı andık. Kazançlarımıza şükrettik... Ve… Birbirimizle olmanın kıymetini bildik… İçimiz bir yandan buruktu tabi; çünkü kayıplarımız çoktu… Dilimizden dökülmese de andık, kalbimizin derinlerinde hatırladık… Sonra mı? Eğlence başlasın! Biz hep masa oyunlarını seven bir aile olmuşuzdur. Uzun zamandır tombala oynamıyorduk. Gerçi hiç anlamam. Neden tombalayı sadece yeni yılda oynarız ki! Bence çok keyifli bir oyun… Sonra… İskambil kağıtlarıyla ‘Eşşek’ oyunu oynadık. Bilmeyenler de araştırsın canım, uzun uzun anlatmayayım şimdi… (Ellerim hala ağrıyor) Sonra geri sayım, sonra az biraz daha sohbet ve gece biter… Şaka gibi değil mi? Bunu okuyan sen ve tıkır tıkır yazan ben… İkimiz de 2020’yi tamamladık. Başardık! Ve unutma: Biz artık birer savaşçıyız! Bu sabah ikimiz de gözlerimizi yeni bir yıla açtık… Yeni bir hikayeye, yeni bir umuda… Belki parlak turuncu, belki de asil grilerle süslenmiş yeni bir geleceğe… Ama dedim ya, unutma! Biz kahramanız seninle… Şimdi önümüzde yeni yeni yollar, okunmayı bekleyen kitaplar, çıkarılacak dersler, ağlanacak hikayeler, kahkahalarla ısınacak birliktelikler ve yeni heyecanlar var… Yeniden başlıyoruz: Hazır mısın?