Türk Kızılay İzmir Şubesi, insanı yardım çalışmalarına son sürat devam ediyor. Korona virüs salgını ardından çalışmaları kapsamında salgının etkilediği kesimlere büyük önem veren kurum, bir yandan ihtiyaç sahiplerine de yardım etmeye devam ediyor. Türkiye’nin her koşulda, yardım denince akla gelen ilk kurum olduğunu belirten İzmir Şube Başkanı Kerem Baykalmış, “Vatandaşlarımızın beklentileri var... Bizler korona virüs için vefa grupları oluşturduk. Kaymakamlıklarımızdan aldığımız bilgiler ışığında, 65 yaş üzeri sokağa çıkma yasağı ilan edilen kesim ile ilgili bazı mağduriyetler ile karşı karşıyayız” diye konuştu. Kızılay İzmir Şubesinden biraz bahsedebilir miyiz? Ne zaman kurulmuş? İzmir Kızılay Şube Başkanlığı 110 yıl önce kurulmuş, en eski şube. Bizlerde İzmir Şube Başkanlığı görevini yerine getirmeye çalışıyoruz. 1868 yılında savaş yaralarını tamir etmek amacıyla kurulmuş. Gerek yurt içinde, gerek yurt dışında çok geniş kitlelerin insani yardım ihtiyaçları gideren bir yapısı var. Türk bayrağını 194 ülkede dalgalandıran bir yapısı var. Kızılay’ın dünyada statüsü ve yerini nasıl tanımlıyorsunuz? Kızılay’ın dernek statüsünde kurulmuş, insani yardım kuruluşu. Kızıl Haç yapılanmasından sonra Kızılay büyük yer alıyor. Kızılay’ın birinci derecede vazifesi, afet bölgelerinde insanların beslenme ihtiyacını çözmek. 6 bin personelimiz ile sahada yer alıyoruz. Elazığ depremi sonrasında 800 personelimizle alanda yerimizi aldık. Gerek psiko-sosyal destek verdik gerek beslenme destekleri. Bu vesileyle Kızılay alan el ile veren el arasında köprü olan bir yapı. Kızılay’ın son döneme dair özellikle projelerinden bahsedebilir misiniz? Kızılay çadırları, her birimizin hafızasında vardır. Yeni genelgelerle beraber bizler barınma ile ilgili sorumluluklarımızı AFAD’a devrettik. Sosyal medyalarımızda İzmirli hemşerilerimizin takip edeceği çok projemiz var. Özel eğitim sınıflarına MEB ile anlaştığımız protokoller neticesinde destek verdik. Biz onlara 22 tane özel eğitim sınıfı açtık. Bağışçılarımızın emanet ettikleri bursları öğrencilere ulaştırıyoruz. Her ay 88 öğrencimize burs veriyoruz. Kurban dolayısıyla bağışlanan kurban bağışlarını da Kızılay’ın yapısı içerisinde ihtiyaç sahibi insanlara ulaştırıyoruz. Profesyonel ekipler tarafından, hijyen şartlarına uygun olarak işleniyor ve kavurma haline getiriliyor. Türkiye’de Şube Başkanlarına teslim ediyor ve bu şekilde dağıtımı sağlanıyor. Kişileri devletimizin de ihtiyaç sahibi olarak belirlediği insanlar oluyor. Yardımlarımızı bu şekilde ulaştırıyoruz. Bağışların içerisinde et, erzak kolileri ve gıda çekleri var. Gerek yaş nedeniyle dışarı çıkamayan, yardım nedeniyle mahcup olmak istemeyen insanlar var. Onlara ulaşırken bu sistemi usulüne uygun olarak yaklaşmaya çalışıyoruz. Özellikle gıda çeki sistemini İzmir Şube olarak bizler oturttuk. Şimdi korona virüs öncesi, olağanüstü bir halden önce her gün 40 haneye gıda çeki yardımı yapıyorduk. Bir atkı bir oyuncak projesini gerçekleştirdik. Erzurum’da bir ilkokulun 100 adet kırtasiye ihtiyaçlarını karşıladık. Ayrıca gençlerin spora yönlendirmek adına başlattığımız çalışma doğrultusunda Bitlis’ de bulunan bir lisedeki hentbol takımının forma sponsoru olduk ve bu öğrenci kardeşlerimiz katılmış oldukları turnuvayı şampiyon bitirerek bizlere en güzel hediyeyi verdi. Bir Atkı Bir Oyuncak Projesi kapsamında ülke genelinde 60 köy okuluna 10 bine yakın atkı, bere, eldiven ve oyuncak dağıtımı gerçekleştirilmiştir. Okullara yapılan yardımların yanı sıra birçok sosyal sorumluluk projeleriyle de öğrenci kardeşlerimizle güzel vakitler geçirdik. Oyuncaklar Firarda, Fazla Kalemi Olan Var mı?, Kutu Kutu Kardeşlik, Mutlu Minik Eller, Bir Dilek Tut projeleriyle de küçük kardeşlerimizin kırtasiye ve oyuncak başa olmak üzere birçok ihtiyacı Türk Kızılay İzmir Şubesi aracılığıyla karşılandı. Çek yardımı nedir? Türkiye’de market zincirlerini davet ediyor, ihale neticesinde indirimleri alarak gıda kartı basıyoruz. Koli ile oluşan bir lojistik maliyeti var. Süt, peynir gibi bozulacak gıdaları koliye koyamıyoruz. İhtiyaç sahibi insanın kendi ihtiyacını kendi görmesi adına, çek sistemine çevirdik. Alkol ve tütün ürünleri dışında bu çek ile herkes kendi ihtiyacını giderebiliyor. Sosyal yardımlaşmanın İzmir özelinde ihtiyaç sahibi insanlara ulaşması adına devam ettiğimiz projelerden birisi. Korona virüs salgını bildiğimiz üzere Türkiye’nin de ara vermeden mücadele ettiği bir salgın, bu dönemde bazı sosyal medya eleştirileri var bu konuya yönelik bir şeyler söylemek ister misiniz? Kızılay dil din ırk düşünce ayrımı gözetmeden milletin emanetini hak eden insana ulaştırmakla görevli bir kurum. Bu görev neticesinde bu koltuklarda görevimizi sürdürmeye çalışıyoruz. Tam 150 yıldır milyonlarca insana Türk milletinin emanetini ulaştırmış bir kurum. İnsanların verdiği desteklerle yürütürüz biz bu yardımları. Kızılay’ın tökezlemesi demek, yalan ve iftiralara malzeme edilmesi demek, Filistin’den Bosna Hersek’e kadar ihtiyaç sahibi insanların emanetlerin onlara ulaşamaması demek.  Belli bir prosedürümüz var. Bazen sosyal medyadan algı operasyonlarıyla karşılaşıyoruz. Vatandaşlarımızın bu hassasiyetle Kızılay’a yaklaşması gerekiyor. Korona virüs dönemi gerçekleşen projeleriniz neler oldu? Salgın nedeniyle yaşanan sosyo ekonomik değişimlerden etkilenecek vatandaşlarımızın ihtiyaçlarının karşılanmasına yönelik bir acil eylem planı hazırlandı. Olayın başlangıcından bugün geldiğimiz noktada bu salgın hastalıktan etkilenen insan sayısının artışına şahit olduk. Bu işin bize önemini gösteriyor. Türkiye’nin aldığı tedbirler noktasında, yayılma oranının vatandaşlarımızın gösterdiği hassasiyet sebebiyle İtalya ve İspanya’ya nazaran daha az olduğunu görüyoruz. Vatandaşlarımızın beklentileri var... Bizler korona virüs için vefa grupları oluşturduk. Kaymakamlıklarımızdan aldığımız bilgiler ışığında, 65 yaş üzeri sokağa çıkma yasağı ilan edilen kesim ile ilgili bazı mağduriyetler ile karşı karşıyayız. İzmir nüfusunun yüzde 12 ‘si 65 yaş üstü. Valilik tarafından bize verilen sayılara bakıldığında 6 bin civarında ihtiyaç sahibi, geliri düşük olan insanımız var. Birinci eylem planı içerisinde bu insanlara ulaşmaya çalışıyoruz. Kaymakamlık koordinasyonunda bizde Kızılay olarak bazı yardım faaliyetleri iletiyoruz. Bayındır, Urla, Menemen, Bergama, Bornova, Ödemiş şubeleri de her ilçede vefa gruplarına destek olmaya çalışıyorlar. Şube kaynaklarımızın el verdiği ölçüde,  gerçekleştirdik. Önümüzdeki hafta içerisinde yardımlarımız artarak devam edecek. Vefa grubundaki koordinasyonda, Kızılay birinci öncelikli planı olan, sahada çalışmalarını sürdürüyor. İhtiyaç sahibi belirleme kriterleri oluşturduk. Böyle bir dönemde, belirlediğiniz kriterleriniz ne şekilde? 65 yaş üstü vatandaşlar, kritik hastalığı olanlar, gündelik işte çalışan ve ücretsiz izne çıkan insanlar var. Salgın hastalıktan sosyo ekonomik olarak etkilenen Kızılay vazifesi dolayısıyla elinden gelen gücü ulaştırmaya çalışıyor. Şube temsilcilikleri ve yardım komisyonları oluşturduk bünyemiz içerisinde. Gıda kolisi ve maddi destek olarak Kaymakamlıklar ile ortak çalışma yaparak insanlara ulaştırmaya çalışacağız. Bu nakdi yardım hane başına 400 TL olarak belirlendi. Yine hijyen kiti siparişlerimiz var. Onları da 65 yaş üstü vatandaşlara ulaştırmaya çalışacağız. Artarak ve ilerleyerek, Kızılay Türk milletinin alan el ile veren el köprüsü olmaya devam edecek. Rana Beyza Öztürk / Özel Haber