İş yerlerinde ‘mobbing’ maalesef gün geçtikçe artıyor. Tüm Türkiye’yi yasa boğan son haber Bursa'dan gelmişti. Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'nde kalp damar cerrahı olarak görev yapan 35 yaşındaki Mustafa Yalçın'ın bir ağacın dibinde iki koluna da açtığı damar yolundan serumla kendini uyutarak hayatına son verdiğini öğrenmişti Türkiye. Baskı ve mobbing nedeniyle intihar ettiği ileri sürülen genç doktor, ardında 6 sayfalık mektup bırakmıştı. Hepimizi derinden sarsan bu veda, yeniden geçtiğimiz dönemlerde iş yerlerinde maruz kaldıkları mobbing nedeniyle hayatını sonlandıran vatandaşlarımızı gündeme getirdi. Gaziantep'te bir İmam Hatip Ortaokulu’nda sözleşmeli olarak Türkçe öğretmenliği yapan 25 yaşındaki Saadet öğretmen 2019 yılında 6 katlı binanın en üst katından kendini aşağıya atarak intihar etmişti. Geçtiğimiz ocak ayında da Beşiktaş İlçe Emniyet Müdürlüğü'nde görev yapan 22 yaşındaki polis memuru Halil Akkaya iddialara göre; aşırı çalışma ve mobbing nedeniyle yaşamına son vermişti. Gaziantep Müze Müdürlüğü’nde sözleşmeli olarak görev yapan Arkeolog Merve Kaçmış’ın, müdürü tarafından yıllarca baskı ve mobbinge maruz kaldığı öne sürülmüş ve talihsiz kadın 2020 yılında intihar etmişti. Kars’ta görev yapan teğmen İbrahim Ulu, 2020 yılında uzun namlulu silah ile kafasına ateş ederek yaşamına son vermişti. Ulu, bıraktığı mektupta da tabur komutanı Yarbay Y.C.'yi intiharından sorumlu tutmuştu. Bartın Üniversitesi’nde öğretim görevlisi olarak görev yapan 32 yaşındaki Dr. Güneş Günay Sezer, 2019 yılında Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu'nun 5. katından atlayarak hayatına son vermişti. Adana Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Balcalı Hastanesi'nde görev yapan pediatri asistanı 28 yaşındaki Dr. Ece Ceyda Güdemek 2017 yılında evinin balkonundan atlayarak intihar etmişti. İzmir'in Karşıyaka ilçesinde 2020 yılında, arabalı vapurdan denize atlayarak yaşamına son veren 43 yaşındaki İlkay G.'nin eşi Hicran G. kocasının intiharının arkasında patron baskısı olduğunu öne sürmüştü. memis-sari-disk ‘İNTİHARA SÜRÜKLÜYOR’ Performansa bakılarak ücretlendirmenin önemli bir mobbing başlığı olduğunu söyleyen DİSK Ege Bölge Temsilcisi Memiş Sarı, “Özellikle 2015 yılı itibariyle dünyadaki krize endeksli Türkiye’de krizlerin dönemsel anlamda boy göstermesi çalışma koşullarının baskıcı, tacize varan boyutlara evrilmesine yol açmıştır. Çalışma koşullarının düzenlenmesi denetim mekanizması olmamasına karşın özellikle kadın işçilerin başta olmak üzere tüm çalışanların taşeron ve kadrolu çalışma sisteminin net olarak hayata geçirilmesi ve çalışma biçiminin farklılaştırması ile performans yasası gündeme getirilerek kişilerin performansına bakılarak ücretler belirlenmiş, işler alabildiğine artmıştır. Bir aile hekiminin 40 hastaya bakması gerekirken hasta üzerinden ücret alması koşulu 100-150 hasta bakma koşuluna neden olmuştur. Aslında kişinin sosyal yaşamını etkileyen mobbing, taciz ve baskılama olarak iş hayatına girmiştir. Özel sektörde çalışma saatinin 12 saat olması ücretlerin asgari ücret düzeyinde tutulması. Maaşlarının işçilerin elinden tekrar geri alınması, yaşam koşullarını zorlaşması nedeniyle 3 kişinin yapacağı işi tek kişinin yapması birçok çalışanın psikolojik ve sosyal destek olmadan intihara sürüklenmesi ortaya çıkmıştır. Bu bir sosyal cinayettir... Avrupa’da dünyada çalışma saatinin en fazla ülkelerinde 3. sıradayız. Meslek hastalıkları ile ilgili bir hastane yoktur. 20 yıl şoförlük yapan işçinin bel rahatsızlığı meslek hastalığı olarak kabul görmüyor. Hastalıktan sayılmaması bile bir mobbingtir. Kot taşlama tekstil atölyelerinden, 16 saatlik çalışma koşulları sabah 6’da evden çıkan bir kadını veya erkeğin yaşadığı travmaları düşün. Bu getiriler, ekonomik özgürlüğünün de kısıtlanması, ücretlerin düşük ve asgari tutulması, buna rağmen borçlanması insanları intihara sürüklüyor” dedi.  ‘İTİBAR VE ONUR ZEDELEYEN’ Hak- İŞ Konfederasyonu İzmir İl Başkanı Gültekin Şimşek de, mobbingle mücadelede kadını ve aile yapılarımızı güçlendirici tedbirlerin alınmasının işyerleri açısından çok olumlu sonuçlar doğuracağına inanıyoruz” ifadelerini kullandı. Şimşek, “ Mobbinge uğrayanların mağduriyetinin giderilmesi ve korumanın sağlanabilmesi için hukuksal düzenlemelerin artırılmasını, işyerinde psikolojik taciz (mobbing) ile başa çıkma konusunda başta eğitim olmak üzere farklı etkin yolların aranmasını, işyerinde psikolojik tacizin (mobbing) önlenmesi genelgesinin işyerlerinde ilgili bütün taraflarca hassasiyetle uygulanması için gerekli düzenlemelerin yapılmasını ve cezai yaptırımlarla birlikte uygulamanın caydırıcı hale getirilmesini istiyoruz” diye konuştu. Rana Beyza Öztürk/ Özel Haber