'Hayvanları bırakıp gidiyorlar'
Hayvan beslemenin çocuklar üzerinde olumlu etkilerinin bulunduğunu söyleyen Zafer Kaya, "Çocuklar okulu seviyor, okul kültürü oluşuyor. Bunlar çocuklar için bir motivasyon kaynağı oluyor. Zaman zaman bazı kediler derslere giriyor. Kimseye zarar vermeden canlılarımızla birlikte iç içe yaşamaya çalışıyoruz" dedi. Ancak bu durumun zaman zaman bazı kişiler tarafından suiistimal edildiğini anlatan Kaya, şunları söyledi: "Hayvanları sahiplenen bazı kişiler, hevesini aldıktan sonra getirip o hayvanları okulumuzun duvarından içeri atıyor. Ya da getirip, bırakıp gidenler oluyor. Okulumuzun bahçesi de hayvan beslemeye uygun olduğu için, biz de bu hayvanlara kıyamayıp, sahipleniyoruz. Onlar bizden değil, biz onlardan sahipleniyoruz. Ama şunu söylemek istiyorum; lütfen bakamayacağınız hayvanları sahiplenmeyin. Çünkü evde besledikleri hayvanlar, ev kültürüne alıştıkları için bahçede yaşamakta zorlanıyorlar. Böyle olunca da biz bu hayvanları yeni hayatlarına adapte etmeye çalışıyoruz."'İki köpek sahiplendik'
Tarih Öğretmeni Mete Polat (61), 'Bozok' adında bir köpeği sahiplendiklerini, bu köpeğin bir gün okul bahçesinden kaçtığını ve araba çarpması sonucu yaralandığını söyledi. Polat, olayı şöyle anlattı: "Okul müdürümüz geldikten sonra bana hayvan beslemeyi teklif etti. Hayvan sahiplendirme konusunda araştırma yaptık ve Bozok'u bulduk. Bozok biraz yaramazdı. Çoban köpeği olduğu için gezmek istiyordu. Bir gün okuldan kaçtı, Karataş Lisesi'nin yakınlarında araba çarpmış. Bozok bu kazada bel kemiği ve arka bacakları kırıldı. 2 kez ameliyat oldu ve fizik tedavi sonucu iyileşti. Sürekli eve götürüp getiriyorum. Çünkü hala tam iyileşemedi. Amerika'dan ilaçlar aldık. Ayrıca tedavi sürecinde canının sıkılmaması için iki köpek daha sahiplendik."Şukela ile dersler daha güzel
Hayvanları çok sevdiğini söyleyen 10'uncu sınıf öğrencisi Selin Naz Çetinkaya (18), "Burada insanlara hem hayvan sevgisini aşılıyorlar hem de bize moral veriyorlar. Onlardan sevgi alıyoruz. Derslerime daha motive olmuş şekilde giriyorum. Hepsinin kendince bir kişiliği var" diye konuştu. 12'inci sınıf öğrencisi Şengül Arabacı (17) da, "Hayvanlardan korkmazdım. Ama buraya geldiğimde bu kadar evcil hayvanla bir arada olmak beni de çok rahatlattı. Bir de derslere daha pozitif giriyoruz. İnsanlar evcil hayvan alarak sokağa salıyor ama en azından 3 köpeğin okulumuzda iyi şartlar altında bakılması insanı mutlu ediyor" dedi. 12'inci sınıf öğrencisi Hande Bilgili'nin favorisi ise kedi Şukela. Yaklaşık 3 yıldır okulda bakılan Şukela'nın kendileri ile birlikte derslere girdiğini anlatan Bilgili, "Şukela bizim sınıfın öğrencisi gibi. Her sabah bizimle derse geliyor. Ona mama alıyoruz. Besliyoruz. Bütün dersleri bizimle birlikte takip ediyor. Ders sırasında bütün sıraları dolaşıyor. Okulun içinde geziyor. Sonra tekrar geliyor. Hepimiz çok seviyoruz. Eğer giderse çok üzülürüm. Onun da bizimle birlikte mezun olmasını istiyorum" dedi. (DHA)
Editör: TE Bilisim